Onlar beyaz eldivenli ve yumuşak hareketli, karşıdaki cesur erkeklerin kurallara boyun eğmesine tanık olurlar. Başka türlü de olamaz – oyun masası etrafında bayanlar kuralları dikte eder, milyonlar oyun entrikasını TV ekranlarından izler.

Snooker oyununun Hindistan'da görev yapan İngiliz askerler tarafından icat edildiği kabul edilir. 1800'lü yılların sonlarında Kraliyet Askeri Akademisine yeni katılan askerî öğrencilere gayriresmi olarak "snooker" denirdi. Günümüzde Avrupa, Çin, Tayland ve başka Asya ülkelerinde de oynanır.

Proletina Veliçkova bu spora ilk bakışta aşık olur. Televizyon izlerken tesadüfen Ronnie O'Sullivan’ın maçına rastlar. Proletina şaka gibi günün birinde bu oyunun parçası olma kararı alır.

‘İlk önce bizim dernek ile bağlantı kurdum ve turnuvaları ziyaret etmeye başladım. Hakemlerden eğitim aldım. Altı ay kadar sadece ülkemde hakemlik ettim, ondan sonar uluslararası kursa gittim. ‘

Günümüzde 25 yaşındaki kızın önünde dünyadaki en büyük turnuvalarının kapıları açık. Snooker için en lazım olan nitelik sabır olduğuna göre Proletina saatler süren oyunun sıkıcı olduğu izlenimi yalanlıyor:

‘Kurallar gerçekten çok zor. Anlamadan sadece izlersen , oyunu değerlendiremezsin.‘

Bizde de artık prestijli snooker turnuvaları düzenleniyor. Snooker zarif elbise, ölçülü davranış ve sessizlik demektir. Gentleman /beyefendi/ oyunu:

‘Hayır bu klişe değildir. Profesyonel oyuncular gerçekten beyefendi gibi davranır. Hatalarını itiraf ederler, hakeme olumlu bakarlar’.

Güzel Bulgar kızı bu kadar çok beyefendi arasında kendine gösterilen saygıyı görüyor. Son zamanda daha çok kadınlar bu sporun erkek dünyasına grime cesareti buluyor. Proletina İngilizce’den başka Norveç ve İsveç dillerini de biliyor. Sofya üniversitesinde semiyoloji, dil ve reklam dalında master programını tamamlıyor.

Türkçesi: Müjgan Baharova