Restore edilen 300'ün üzerinde Uyanış devri evi, şehrin mimari çehresini oluşturuyor.

Yerli turizmciler, burasını görmeyi yeğleyen turist sayısının yeni sınır kapısının açılışından çok önce önemli artış kaydediğini belirtiyorlar. Onlar son 2-3 yılda dağın kucağında barınan bu kasabaya ilginin önemli derecede arttığını söylüyorlar. Onu en çok tipik ve güzel Rönesans çağı mimarisinden dolayı ziyaret ediyorlar. O dönemden restore edilmiş 300’den fazla eski ev kasabanın mimari görüntüsünü şekillendiriyor. Çoğu, Etnografya kompleksinin yer aldığı eski kısmında bulunuyor. Her iki yanında zanaat atölyeleri dizili olan kaldırım sokaklarını günlerce dolaşırken eli çevik ustaların gerçek sanat eserlerini yaratmada eski teknolojilerden nasıl yararlandıklarını görebilirsiniz.
Yerli kahvehanelerde kumda pişirilen Türk kahvesinin tadına varabilir, meyhanelerde ise lezzetli Rodop yemeklerini tadabilirsiniz. Eski stilde düzenlenen küçük otellerde ise iyi tatil için gerekli tüm koşulları bulabilirsiniz.

Eski zannatleri tanımak için, Zlatograd'ta zanaat atölyelerini ya da Etnografya merkezini ziyaret edebilirsiniz

Osmanlı esareti döneminde Rodoplar’da 1834 yılında inşa edilen en eski Hıristiyan mabedi değerindeki “Uspenie Bogorodiçno” kilisesi, Zlatograd’ın görülmeye değer yerlerinden biridir.
Kasaba her yıl 100 bin kadar turist ağırlar. Çoğu, daha Ortaçağlarda temelleri atılan bu yerleşimin tarihiyle kucak kucağa gelmek için buraya gelirler. Onlar için düzenlenen turistik güzergahlara Zlatograd civarlarının dolup taştığı kadim tapınak ve mezarlıkların kalıntıları dahil ediliyor.
“Bulgar İndiana Jones” adıyla bilinen arkeolog Nikolay Ovçarov, bunları anlatırken şunları söyledi:

“Bu bölgede dağın içindeki son kaya tapınaklarını görebilirsiniz.İsa’dan önce II- I’inci bin yıldaki geç bronz ve erken demir çağından kalma Benkovski köyü civarındaki tapınaklar çok ilginçtir. Zlatograd çevresinde muhteşem Hıristiyan manastırları var ki, bunları gelecek yıllarda inceleyeceğiz. Aralarında, Ortaçağlara ait bir piskopos merkezi bulacağımızı umuyoruz.
Zlatograd yöresinde insan eli tarafından değmemiş, eşi görülmedik bir kadim tapınak yer alıyor. “Beloto Kamene” /” Beyaz Taşlar”/ diye adlandırdıkları bir Trak tapınağı söz konusu. Doğa tarafından şekillendirilen bu kayalık koni etrafındaki bakire ormanların üzerinde boy gösterir.Bu, Trak Besiler kabilesinin Rodoplardaki en erken tapınağı olabilir. Bu yer ziyaretçilere çok güçlü bir etki yapar.”

Zlatograd'ın yakınlarında doğada yaya turları yapabilirsiniz ve eski mabetleri de ziyaret edebilirsiniz.

Turizmciler, sakin Zlatograd kasabasının yaz aylarında rekor sayıda turist tarafından ziyaret edileceğini tahmin ediyor. Bulgaristan ile Yunanistan arasında yeni sınır kapısının açılmasıyla 50 kadar km. mesafedeki Marmara Denizi artık çok yakın oluyor.
Binlerce yıllık tarihi, yerli folklor ve gelenekleriyle herkesi büyüleyen Rodop dağı bölgesini ve özellikle Zlatograd kasabasını çok sayıda yabancı turistin ziyaret etmesi bekleniyor.

Çeviri: Neli Dimitrova