Üzüm ve şarap, Bulgarların sadece sofrasında değil aynı zamanda manevi dünyasında da önemli yere sahip. Bazı Kutsal Kitaplara göre, Ademin bahçesinde elma ağacı değil de, bağ yetişiyormuş. Bir efsaneye göre, Tanrı- üzümü, şeytan ise boğürtleni yaratmış Tanrıyı taklit ederken.
Masallarda sihirli üzümden bahsediliyor, onu yiyen eşek olurmuş. Bunu bilen bir delikanlı, şımarık padişahın kızına onu yedirerek ders vermiş. Fakat mucizevi üzüm sadece masallarda değil, bugün de Melnik yakınlarında Rojen Manastırının bahçesinde yetişiyor, oradaki bağ çok yaşli . Bu bağın üzümünden yiyen çocuksuz kadınlar, çocuk sahibi olacaklarına inanılır. Buraya gelen birçok kadın üzümü alıp gider, daha sonra ise manastıra ellerinde bağışlarla dönerler.
Geleneklere göre, bağbozumu 14 Eylül’de Kutsal Haç Gününde başlar. Ancak bağcılıkta en önemli gelenek, 1 veya 14 Şubat’ta kutlanan Aziz Trifon günü –bağ kesimi bayramıdır.
Ancak foklorda şarapa saygı tek taraflı değildir. Atasözünden de anlaşıldığı gibi“Kutsanmış şarap, lanetli sarhoşluk” denir. Şarabın iki takma ismi de var”evi neşelendiren” ve “baş çatlatan” Diğer taraftan şarabın Hazreti İsa’nın kanını sembolize ettiği için aynen ekmek gibi kutsal sayılır.
İnançlara göre, ekmek ve şarap ile kara büyüğü yapılmaz, çünkü şeytanlar onlardan kaçar. Belki bundan dolayı da, şarap, Bulgarların hayatındaki bütün önemli olaylarda onlara eşlik eder. Mesela şarapsız düğün olmaz aynen alay gibi. Yeni evine girerken yeni evli çift, aralarında sevgi ve saygı korumak adına şarap yudumlarlar. Doğum sırasında anneye bir damla şarap verilir ki kolay doğursun diye. Yeni doğan çocuğa ise sembolik olarak şarap sunulur yanakları kırmızı olsun diye. Ölüm döşeğinde de şarap insanın yanında olur.
Diğer taraftan, foklorda, fazla içkinin getirdiği zararlara ilişkin birçok atasözü ve deyim var. Örneğin:
“Sarhoştan deli de kaçar”,
“Пиян човеk съдран чувал”-Sarhoş kişi-yırtık çul.
“Keçi şarap içmiş, dağa kurt aramaya gitmiş.” vs.
Şarabın tartışmalı doğasına Nuh Peygamberin efsanesi cevap getiriyor. Nuh Peygamber, bağı diken ilk kişi olmuş. Ancak bağ çubuklarını kan ile sulamış, bundan dolayı da şarap kanın rengini almış. Nuh, kanı 3 hayvandan almış-kuzu, aslan ve domuz. Bundan dolayı, az içen kuzu gibi olur, içkiyi biraz kaçıran- aslan gibi cesur olur ve kahraman kesilir, fakat kararını çok fazla kaçıran ve çok fazla içen aynen domuz gibi çamurda tekerlenir ve çevredekilerin alay konusu olur...
Şarabın aslan tarafından dolayı, halk şarkılarında ve masallarda kahramanların içeceği olarak kabul edilir. Birçok şarkı, kahramanların serin meyhanelerde oturmuş şarap içerken başlar. Kahramanlar, ejderhalarla , yabancılarla savaşa girmeden, 3 zincir köle kurtarmaya gitmeden önce kırmızı şarap içer. Bazen kahramanlar arasında yarışlar “kim en fazla şarap içecek” şeklinde yürütülür. Örneğin Krali Marko, “3 fıçı şarap”, “ bir inek” ve “3 fırın ekmek” tüketen bir kişi olarak tanıtılır.
Bağ ve üzüm, güzellik ve bereketin de sembolüdür ve bu isimlere de yansımıştır. Grozdan ve Grozdanka, Lozan ve Lozanka. Bulgaristan’ın birçok şehri de şarapla ilgili isimlere sahiptir: Vinarovo, Vinarsko, Vinitsa, Vinişte, Vinograd, Vinogradi, Vinogradets...
Türkçesi: Şevkiye Çakır
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
Son haftalarda otokton (yerli) koyun c insleri yetiştiren bir hayvancı ailesinin içinde bulunduğu durum, kamunun dikkatini üzerine çekti. İnsanlar,..
“Bulgaristan’ın genomu” adlı projenin pilot programına katılan 1000 kişi, çağdaş Bulgarların genetik koduna ışık tutan araştırmaya konu olacak...