Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

“Evim, evim güzel evim”

Photo: Архив

“Evden daha güzeli yoktur.”, “Misafirlikte tatlı, ama evde daha da tatlı.”...
Buna benzer atasözler her dilde ve gelenekte mevcut. Bulgar foklorunda ev sadece aileyi barındıran bir bina değildir. Ev, herşeyden önce beraber çalışan, beraber sofraya oturan, acıyı ve tatlıyı paylaşan büyük bir aileyi barındıran bir yerdir. Aynı zamanda ev, yıllık takviminde yer alan bayramların kutlandığı kutsal bir yerdir. Burada insanlar doğup, nişanlanıyor, evleniyor, düğün yapıyor ve sonunda da buradan da bu dünyayı terkediyor. Bundan dolayı da yeni bir evin inşa edilmesi herkes için çok önemli bir andır. Bazı araştırmacılara göre, “ev” kelimesi “gizliyorum”, “saklıyorum”, sığınak veriyorum” kelimelerinden türemiştir.

Yeni evin yeri çok dikkatlice seçiliyordu, çünkü görünmezlerin dünyalaranı, iyiliklerin ve kötülüklerin hakim olduğu dünyalarına inanılıyordu. Ev kurmak için en uygun yerin çayır ve ovanın olduğu düşünülürdü – yuvarlak mekan olduğu ve doğal korunaklardan dolayı. Üstelik, bu yerler yeşillik ile kaplı olunca demek ki, toprak güzel ve bereketlidir. Bazı inançlara göre, orman perilerinin toplandığı yerde ot bitmez. Aynı zamanda çayırda büyük bir kızılçık ağacı varsa, bu ağaçta kötu ruhlar olabilir.

Bazı bölgelerde hala sözüm ona çavdar tohumları ile büyü yapılıyor. Seçilen yere çavdar tohumları serpiliyor. Eğer bir hafta boyunca tohumlar olduğu gibi kalırsa, evin inşaatına başlanabilir. Eğer tohumlar dağılmış halde olursa veya hayvanlar tarafından yenmiş olarak bulunursa, demek ki yer ev kurmak için uygun değil. Yerine getirilmesi gereken adetlerden bir tanesi de sürüm adetidir ve muhakkak erkek ve kadın olmak üzere ikizler tarafından yerine getiriliyor. İkiz erkekler, daire şeklinde bir sürüm yapıyor yeni kurulacak evin yerine. İkiz olan kızkardeşler ardından gidiyor ve buğday tohumları atıyor.

© Fotoğraf: BTA

Bulgar folklor geleneklerinde ev sadeci haneyi barındıran bir bina değildir, aynı zamanda beraber çalışan, beraber yemek yiyen, iyiliği ve kötülüğü paylaşan kocaman bir ailedir.

Bu şekilde kötü ruhların “yolu kesiliyor”, buğday tanelerinden büyücek saplar sadece kötü ruhlardan korumuyor, aynı zamanda da bu saplar, bereket, hayat ve ışığa doğru bir uçuştur. Ev kurma işi tamamen erkek işidir. Sadece ev kurabilen erkek, ev sahibi ismini taşıyabilirmş, Ölümünden sonra bu evin sahibi, bu evdeki herşeyi koruyan ve gelecekteki nesilleri koruyan bir ruh olarak anılıyordu. Halk, evi, dünyanın bir büyülü merkezi olarak görüyordu.

Evin temeli atılırken ilk kürek, bilinmeyen ve keşfedilmeyen bir yeri keşfetmektir. Temel atılırken ilk adım, yani bu şeref evin sahibine ait, çünkü bu adet yerine getirilirken ev sahibi yeniden doğuyor, temelden değişim yaşıyor. Sonuçta evsiz bir erkekten evin sahibi oluyor. Temel atma törenlerinin başka önemli bir noktası da, kurban kesmektir. Genellikle bu, siyah veya kırmız horozdur. Horoz hemen evin temelinde, ocağın yapıldığı zaman ve eve ilk girişte, evin eşiğinde kesiliyor.

Evin inşaatı bittiğinde hediye veriliyor. Meyve veren bir ağaçtan sopaya kırmızı iplik ile bir demet çiçek veya bir çelenk bağlanıyor. Sopanın üstüne muhakkak tersten çevirili bir erkek gömleği asılıyor. Gömlekli sopa Doğuya çevriliyor ve evin üstüne oturtuluyor. Ev hazır olduğu zaman evin içine köpek salınıyor. İnançlara göre, “insanın en iyi dostu, köpek, en iyi yere yatıyor. Bundan dolayı, köpeğin yattığı yere yataklar yerleştiriliyor.
Yeni eve, yeni ay, iyi günde ve iyi saatte giriliyor. İyi gün olarak Pazartesi ve Çarşamba kabul ediliyor. İyi saat ise, Güneş doğmadan önceki saattır – Tanrı onları evde bulsun. Yeni ocaktaki ateş, Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte yakılıyor. Yeni bir doğuşun simgesi, bereket ve başarılı bir yeni başlangıç ile ilgili tahminler, yeni evin eşiğini kimin ilk atığından yapılıyor. Bu kişi da evin sahibi olmalı. Ardından evin hanımı, hamile kadın veya genç gelin, ailenin en yaşlı ferdi geliyor. İlk olan genellikle evin sahibidir, ocaktaki ateşi yakıyor. Evin hanımı ise ekmek teknesinde ilk ekmeği karıyor. Yeni ocakta pişirilen ve herkes arasında paylaşılan ekmek aslında herkesi de bu eve bağlamış oluyor. Bu sözüm ona “bayram ekmeği”, yeni evde yapılan ilk kurbandır. Bundan sonra herkes “Bu Tanrı evidir!” sözünü kullanacak. “Ev benim!” sözü günah olarak kabul ediliyormuş.

Türkçe: Şevkiye Çakır

По публикацията работи: Albena Bezovska


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Darina Slavova ve Stefka Zdravkova

Kiçka Savova’nın şarkıları öğrencilerin sesinde can bulacak

22 Şubat’ta ünlü Bulgar halk şarkıcısı Kiçka Savova’nın doğumunun 90. yılı tamamlanıyor. Trakya halk şarkılarının en belirgin sanatçısı olarak bilinen Savova, bu önemli gününde anılıyor. Onu hayattayken tanıyanlar, yetenekli, iyi ve..

Eklenme 22.02.2024 06:30

Trifon Zarezan - Bulgar kültürü ve geleneklerinde şarabın bayramı

Dünya çapında şarap üretimi azalırken,  2023 yılı 60 yıldan beri en düşük şarap üretiminin kaydedildiği sene  oldu. Uluslararası Bağcılık ve Şarapçılık Örgütü (OIV) verilerine göre, dünyada şarap sektörü gittikçe daralıyor. Bulgaristan iklim..

Eklenme 14.02.2024 13:18

Delçevo köyünde şarap şenlikleri başlıyor

Hafta sonunda Delçevo köyünde iki köy çeşmesinden genç şarap akıtılacak . Dağın sırtına konmuş olan köy, kadim mimarisi ve Pirin dağı ile karşıdaki Rodop dağları tepelerine açılan nefes kesen manzaraları ile çoktandır büyük sayıda turist çekiyor..

Eklenme 02.02.2024 06:00