Resmi nikah kıymak, ebedi sadakat yemini vermek, düğün düzenlemek, aşık olan her bir çiftin hayatındaki çok önemli kutsal bir olaydır.Genelde bu gün biraz korku, biraz endişe ile beklenir. Her zaman düğünün mükemmel olması istenir. Bu tanıdık geliyor mu? Evet bizde de düğün beklentisi bir istisna değildir.

Ancak bu gün ve gelinlik ile ilgili herkesin kendi hikayesi var… “Gelinliğim” başlıklı kitapta 44 Bulgaristanlı kadın yaşadıklarını anlatıyor. Hepsi farklı yaşlardan, farklı mesleklerden, farklı deneyimlerden ve bir çiftin hayatındaki bu özel olaya karşı farklı bakış açısına sahip. Bu yüzden her hikaye, kişisel umutları, hayal kırıklıklarını, korkuları, özlemleri, nostaljiyi ve hatta gizli düşmanlığı yansıtan farklı bir dilde anlatılmış gibi geliyor ...

Gazeteci ve çevirmen Janina Dragostinova, Bulgaristan Radyosuna verdiği demeçte şöle dedi:

"Kadınlara görev belirledim. Kendilerini ve evlendikleri zamanı anlatsınlar. bir şekilde kadınların yıllar içinde özgürleşmesinin izini sürmekti."

Yazar ve çevirmen Velina Minkova'nın öyküsü, teyzesi ve idolü olan çevirmen Jeçka Georgieva’nın yazdığı hikayeden ilham alıyor.Velina şunları anlattı:

Teyzem evlendiğinde, benim elbisem onun gelinliğinden daha güzeldi. Ve bir hikaye yazmaya karar verdim. Çünkü tüm gelinlikleri, bütün hikayeleri bir araya getirmek son derece güçlü bşr öyküyü meydana getiriyor."

Halkla ilişkiler uzmanı Ani Halvacian, öykü kitabunda gelinlik konusu hakkında heyecanlanmayan, evlenmeyen tek katılımcıdır. Küba'da düğünü olan sevgili kuzeninin hikayesini anlatıyor.

​"Bütün bu düğünü uzaktan yaşadım ve orada olmadığım için çok acı çektim. Ve olay yerinde çektikleri siyah beyaz fotoğraflara baktım. Yıllar sonra hayal ettiğim ve hissettiğim her şey aslında büyük bir illüzyon olduğunu anladım. Pastanın plastik olduğu ve elbisenin kiralandığı ortaya çıktı. Bu, paramparça olan illüzyonlarla ilgili bir hikaye ama aslında çok güzel bir hikaye.

Yazı:D.Dimitrov
Türkçesi: M. Baharova
Fotoğraflar: Pixabay, BNR