Arapçadaki seçme kabiliyetine veya irade gücüne sahip kişi anlamına gelen ihtiyar kelimesi Türkçeye girmiştir. Dilimizde yaşlı, koca, kocamış anlamlarında kullanılmaktadır. Genellelikle ihtiyarlık; tecrübe, hâfıza ve hikmet gibi değerli özellikleri beraberinde getirmektedir. Güngörmüş insanın düşünceleri, tutumları ayrı bir ağırlık taşımaktadır. Şairden ilhamla söyleyecek olursak, dinlenecek hikâyesi olan çınarlardır ihtiyarlar. Tabiî, her hikâye bir yaşanmışlığı ifade etse de her zaman fayda taşımayabilir. Bunun faydalı hâle etirecek olan dinleyenin kabiliyetidir.
Modern hayat, bizlere birçok imkânlar sunduğu gibi, elimizdeki birçok değeri de almış bulunmaktadır. Modernite sayesinde kaybettiklerimizden biri de şüphesiz nesiller arası sağlıklı iletişimdir. Aslında farklı nesiller birbirini tamamlayan unsurlardır. Fakat yapboz içerisindeki bazı parçaları gereksiz görerek bir tarafa atarsak, bir yerden sonra arzu ettiğimiz tabloyu görmekten mahrum kalırız, hatta bir yerden sonra elimizde kalan parçalar hiçbir işe yaramaz vaziyete de gelebilir. İhtiyarlar konusu da böyledir.
Müslüman anlayışına göre, evlerin bereketi, bir anlamda yeni yapıları yıldırımlardan koruyacak paratonerler olan ihtiyarlar, artık evlerimizde değil. Modern iktisadî hayatın dayattığı, ama bizim de hoşumuza giden, hatta birçok defa dayatma ihtiyacı da duymadan evimiz bereketi olan ihtiyarlardan kopuyoruz. Onları yalnızlığa terk ederek aslında kendimizi de yalnızlığa terk etmiş olduğumuzun farkına varamıyoruz. Çünkü sorumlu davranmak bazen katlanmayı, sabrı gerektirmektedir. “Özgür” olduğuna inanan modern insanın en hoşuna gitmeyen şeylerden biri ise sabretmektir. Oysa, “men sabera zafera”, sabreden kazanacak...
İhtiyarlar konusunda da sabredip yaşlıların kıymetini bilenler Allah’ın bereketinden nasiplenecek, aksi takdirde hep zamanın, paranın yetersizliğinden, daha doğrusu ise bereketsizliğinden yakınıp duracağız.
Bulgaristan’ın NATO’ya kabul edilmesi üzerinden 20 yıl geçti. NATO’ya katılma kararınının bir kez daha alınması gerekirse bugün itibari ile ülke vatandaşlarının yüzde 56’sı İttifak üyeliğine “evet”, yüzde 28’i ise “hayır” oyu kullanacak. Buna dair..
Balkan harbinin (1912-1913) patlak vermesinden önce, dönemin Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre Trakya bölgesinde 410.724'lük bir Bulgar nüfusu vardı. Edirne Kalesi'nin 26 Mart 1913'te ele geçirilmesiyle Bulgar nüfusun yaşadığı..
26 Mart günü, 2006 yılında ülkemizin resmi takvime Trakya Günü olarak girmiştir. Bu tarihte, 1913 yılında Bulgar ordusu o zamanlar "fethedilemez" olarak kabul edilen Edirne kalesini fethetti. Bu mağlubiyetin ardından Osmanlı İmparatorluğu,..
Balkan harbinin (1912-1913) patlak vermesinden önce, dönemin Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre Trakya bölgesinde 410.724'lük bir..
Bulgaristan’ın NATO’ya kabul edilmesi üzerinden 20 yıl geçti. NATO’ya katılma kararınının bir kez daha alınması gerekirse bugün itibari ile ülke..