Bugün Dünya Türk Kahvesi Günü: Bir fincanın 40 yıl hatırı var...
UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne 2013’de giren Türk kahvesi, dünyada en çok tüketilen kahve türü.
5 Aralık, tüm dünyada Dünya Türk Kahvesi Günü olarak kutlanılıyor.
Bir fincanının 40 yıl hatırı olduğu söylenilen Türk Kahvesi kokusu, tadı ve sabırla pişirilmesiyle misafirliğin ve dostluğun da simgesi.
Başkent Sofya’da Türkiye'nin Sofya Büyükelçiliği himayesinde Sofya Telekomünikasyon ve Posta Üniversitesi işbirliğiyle “Türk Kültür Günleri” etkinliği düzenleniyor.
Dün akşam açılan etkinlikler dizisinde, Kirklareli Olgunlaşma Enstitüsü, ebru ve seramik sanatları atölyeleri ile "Türk Kırmızısı" konulu defile gerçekleştirdi.
Türk Kahvesini tanıtan özel stand kuruldu ve gelen yüzlerce konuğa ikram edildi.
Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Mehmet Sait Uyanık, Bulgaristan'daki Türkiye dostu vatandaşlardan gördükleri yoğun ilgiden memnuniyet duyduğunu belirterek, Türk kahvenin çok önemli bir “kültürel diyalog aracı” olduğunu belirttti:
“Bulgaristan’da da Türk kahvesi çok popüler. Burada “Türk kahvesi” adı altında her yerde buluyorsunuz, bu da bizi mutlu ediyor. Kahve bizim kültürel mirasımızın çok önemli bir parçası. Burada ziyaret ettiği tüm muhataplarıma kahve fincanı ve kahve getiriyorum, Hepsine de bizde bir deyim vardı diyorum “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” diye, dostluk yaratır diyerek, veriyorum”.
Türk kahvesi deyince elbette onu tanıtanlar ve mekanlarında keyifle ikram edenlere de mikrofonu uzattık.
Türkan Türker'e sorduk Türk kahvesini:
“Türk kahvesi deyince “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var” demektir. Türk kahvesi dostlarla, arkadaşlarla içilen bir kahvedir. Türk kahvesi plastik bardakta alıp, yolda yürüyerek içeceğiniz bir kahve değildir. Onun geleneği vardır, onun adeti vardır. Bulgarlar ile iki komşu ve kardeş ülkeyiz, birbirimizin adet ve geleneklerine çok değer veren iki ülkeyiz. Ben şahidim ki gelen bütün misafirlerimize büyük bir zevkle Türk kahvesini yudumlayarak, sohbet etmeyi onlara öğrettik”.
Türk Kültür Günleri etkinlikleri açılışına iki kızıyla gelen Sofyalı turizmci Cemal Kara, bir yandan kahvesini yudumlamak, öte yandan da kızlarına Türk kültürü örneklerini göstermek, onların ebru ve çömlekçilik zanaatları atölyelerine katılmalarını görmekten çok mutluydu:
Cemal Kara: “Burada içtiğimiz Türk kahvesinin özellikle kumda yapılmış olması ayrıca çok güzel. Kızlarım burada Türk kültürünü bire bir görerek, yaşıyor. Daha fazla böyle etkinlikler yapılmasını isteriz” dedi.
Cemal Kara'nın kızları da, özellikle gelen diğer çocuklar da ebru ve seramik çömlekçilik standlarına büyük ilgi gösterdi, kendi elleriyle bu zanaatı yapmaya çalıştı.
Kilimcilik standı da çok ilginçti. 1878 sonrası Rus- Osmanlı hrbi sonrasında Kırkleri köylerine göç eden aileler hala "Lovça kilimleri" ustalığını koruyor ve nesilden nesile aktarıyor. Türk Kültür Günleri etkinliğine, Bulgaristan'da görev yapan birçok ülkenin büyükelçisi, Bulgar Parlamentosu milletvekilleri ile Türkiye'nin sanat ve kültürüne hayran olan çok sayıda vatandaş katıldı.
Haberin ses linki:
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..
Edirne "Trakya Ünivesitesi'nden" tarihçi- araştırmacı Prof. Dr. Bülent Yıldırım Targovişte ve Sofya'da "Bulgarstan'da Türk varlığı" konulu bir panelde konuşmacı oldu. BNR Bulgaristan Ulusal Radyosu Türkçe Yayınlar Bölümü'nün daveti üzerine..