Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

İvan Vazov – Bulgaristan tarihinin en önemli anlarının tanığı

Photo: archives.government.bg

Bulgar Edebiyatının Patriği olarak anılan İvan Vazov, bundan 104 yıl önce, 22 Eylül 1921 tarihinde hayata gözlerini yumarken, Bulgaristan'a adanmış en güzel sözleri miras bırak.

Yeni Bulgar edebiyatı ve kültürünün gelişmesine devasa katkılar sunan İvan Vazov’un eserleri arasindauluslararası çapta bilinen ilk Bulgar romanı olan “Pod İgoto” (Boyunduruk Altında) romanı ve “Unutulmuş Olanlar Destanı”şiir kitabı öne çıkıyor. Toplum adamı, siyasetçi ve akademisyen olarak büyük rol almış bulunan Vazov’un hikâyelerinde, seyahatname, roman, oyun ve şiirlerinde en içten vatan sevgisi kendini gösteriyor. Birçok nesil onun şiirleriyle büyümüştür. Bulgaristan vatandaşları tarafındanezbere öğrenilip bir ömür boyu hatırlanan eserler arasındaVazov’un şiirleri önemli yer tutmaktadır.


Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında ve yirminci yüzyılın başlarında toplumun gündeminde yer alan birçok konuya değinen Vazov’un eserleri, özgürlüğе kavuşmak ve beşyüzyıl süren Osmanlı hakimiyetinden sonra ülkenin birleşmesi olmak üzere ulusal hedefler uğruna Bulgarlar tarafından kahramanca kazanılan zaferlerin kroniği niteliğini taşıyor. 1908 yılında Bulgaristan Bağımsızlığının ilanı, yazarın yaşadığı dönemde meydana gelen ve eserlerine konu edilmeyen tek tarihi olaydır.

Ulusal Edebiyat Müzesi’ninMüdürü Atanas Kapralov, İvan Vazov ölümünün 100. yılında radyomuza konuşurken şunları belirtmişti:

"Bu gerçekten ciddi bir eylem, ancak İvan Vazov'un harfiyenokumamak lazım. Halkın şairi, 71 yıllıkömründe beş savaşatanıklık etti.Ayrıca Vazov’un gazeteci yazar olmadığını unutmamak gerekir.Eserleri, Bulgarlar’ın arzuladığı özgürlük ve bağımsızlık ruhunu taşır. Bulgar Edebiyatının Patriği olarak adlandırılan Vazov, bu lakaba tamami ile layıktır”.


Vazov'un eserleri, yurtdışında doğmuş olanlar dahil birçok nesli vatanları Bulgaristan’ı tanımaya ve sevmeye teşvik etti ve etmeye devam ediyor. Yazarın bıraktığı sayısız eser, ülkemizin bir nevi kartvizitidir. Vazov’un başkentteki müze evine duyulan yoğun ilgi, bunun bir kanıtıdır.


Bu konuda Atanas Kapralov şunları anlatmıştı:

Sofya'daki müze evi, hem yerlilerhem de yabancılar tarafından çokça ziyaret edilmektedir.Çoğu yabancılar yazar İvan Vazov’u tanımasa datemel kişisel özelliklerimizi taşımış olduğu ve Bulgar maneviyatının genel bir siması olduğu için müze görevlilerinden onun nasıl bir şahıs olduğunu öğrenmek ister. Vazov’u tanıdıkça günümüz Bulgarlar hakkında da daha fazlasını öğrenmiş oluyorlar. Müzeyi ziyaret edenlerin çoğunun özellikle "Pod İgoto” (Boyunduruk Altında) romanı olmak üzere Vazov’un eserlerini okumak istemeleri dikkat çekiyor.”

Bu romanla ilgili bir başka ilginç gerçek, 1894'te ilk kez İngilizce olarak basılmış olmasıdır.


Bulgarca baskının gecikme nedeni ise kitabın içinde yer alması istenen 24 adet resmin önce Vazov tarafından onaylanıp ardından da oyuncuların yardımıyla yeniden canlandırılması ve çekilen karelerin ressamlara resmettirilmesiydi. Ortaya çıkan resimlerin bazılarının asıl fotoğraflardan çok farklı olması, yeniden yapılmasını gerektirerek kitabın basılmasının ertelenmesine yol açıyordu.

Zengin dili, kurgusu ve ilginç kahramanları ile Bulgar edebiyatının klasikler panteonunda haklı yerini almış bulunan “Pod İgoto” romanı, buna rağmen okurlar tarafından daha kolay algılanması adına yapılan redaksyon, kısaltma ya da uyarlama girişimlerine uğramaktadır. Bu girişimlerden biri, birkaç yıl önce ‘şlyokavitsa’ adı verilen Latin harfleriyle hazırlanmış baskının yayımlanması, beklendiği üzere toplumun tüm kesimlerinde sert tepkiyle karşılandı. Bu deneme, her ne kadar Bulgar dilinin tehlikede olduğunu hatırlatma amacıyla yapılsa da, seçilen eserle bu mesajı vermek kesinlikle uygun değildir.

Müze Müdürü Kapralov konu ile ilgili görüşünü paylaşırken şöyle konuştu:

Dünyada bu denli önemli bir yazarın eserine böyle bir müdahalenin yapıldığına dair bir örnek bilmiyorum. Elbette “Pod İgoto” romanında birçok Türkçe kökenli sözcük var, ancak bu, dönemin Bulgarcasının doğal bir yansımasıdır. Vazov’un dili olağanüstü zengindir, eserlerinde çok geniş bir kelime dağarcığına yer verir. Anlaşılan bu çeviriyi üstlenen yayınevleri, yazarın böylece daha kolay okunacağını düşünmüşler. Oysa bu yaklaşım sonucu eserin inceliklerle örülmüş edebî derinliği kaybolur. Ben, klasik Bulgar yazarlarının herhangi bir şekilde güncellenmesine kesinlikle karşıyım.”


Türkçesi: Müjgan Baharova

Foto:rchives.government.bg, BGNES


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Dr. Rafet Hafuzov

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere tedavi ve destek yöntemleri

K ısırlık ve üreme sorunları olan kişilerin karşılaştığı sorunlar konusunda farkındalık yaratılması amacı ile  2016 yılından bu yana, Kasım ayının ilk tam haftasında  A vrupa Doğurganlık Haftası etkinlikleri  düzenlenmektedir. Hem bireysel,..

Eklenme 03.11.2025 09:58

Bir ulusu uyandırmak – asırlar boyunca kutsal bir görev

Bulgaristan’da, egemenlik altında geçen karanlık yıllarda ulusun özgürlük, bilgi ve haysiyet yolunu aydınlatan kişilere duyulan saygı ve hürmetin ifadesi olarak 1 Kasım’da Halkı Aydınlatanlar Günü kutlanmaktadır. Günümüz yüksek teknolojiler ve..

Eklenme 01.11.2025 06:15

Kemençeye ruh katan Derya Türkan

31 Ekim 20025 tarihinde  Sofya Şehir Sanat Galerisinde  CULTURAMA / Müzede Fest Platformu çerçevesinde,  İstanbul kemençesi sanatçısı ve sanat yönetmeni Derya Türkan, vokal Dilek Türkan, kanun Serkan Mesut Halili ve  çello sanatçısı Özgür Özgüler’in..

Eklenme 31.10.2025 05:05