Cuma öğleden sonra

Mübarek Üç Aylar ve Regâib Gecesi

Cuma, 19 Aralık 2025, 14:00

Cuma öğleden sonra

FOTOĞRAF grandmuftı.bg

Yazı Boyutu

Tarih boyunca yeryüzünde yaşamış bütün dinî ve etnik toplulukların sevinçle karşıladıkları, anlam yükledikleri özel günleri, geceleri ve bayramları olmuştur. Bu zaman dilimleri, toplumların inanç dünyalarını, değerlerini ve geleneklerini yansıtan müstesna anlardır. İnsan, sıradan zamanın dışına çıkarak bu özel vakitlerde sevinir, hüzünlenir, düşünür ve anlam arayışına yönelir.

Yüce Allah, insanı en güzel şekilde yaratmış ve onun dünya ile ahiret mutluluğunu temin edebilmesi için İslâm dinini bir rehber olarak göndermiştir. Bu ilâhî rehberliğin bir yansıması olarak bazı günler, geceler, aylar ve mekânlar diğerlerine nazaran daha faziletli ve daha bereketli kılınmıştır. Allah Teâlâ’nın rahmetinin bir eseri olarak bazı zamanları ve mekânları üstün kılması, inananlar için büyük bir lütuftur. Bu farkı idrak eden müminler, rahmet denizinden nasiplerini alır; farkında olmayanlar ise bu büyük imkânı ıskalayabilirler.

Nasıl ki Mekke-i Mükerreme taşından toprağından dolayı değil, Allah’ın onu mübarek kılması sebebiyle diğer beldelerden ayrılmış ve Müslümanların gönlünde eşsiz bir yere sahip olmuşsa; Receb, Şaban ve Ramazan ayları da aynı ilâhî hikmetle diğer aylardan farklı ve üstündür. Halkımız arasında “mübarek üç aylar” ya da “şühûr-ı selâse” olarak anılan bu zaman dilimi, kamerî takvimin ardı ardına gelen üç ayıdır ve İslâm toplumunda derin bir manevî anlam taşır.

Bu ayların fazileti, Gönüller Sultanı Peygamber Efendimizin duasıyla sabittir: “Allah’ım, bize Receb ve Şaban’ı mübarek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır.” Peygamberimizin bu duası, üç ayların sıradan bir zaman dilimi değil, ilâhî bereketle kuşatılmış bir maneviyat mevsimi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Mübarek üç ayların değerini daha da artıran husus ise, bu ayların içinde yer alan müstesna gün ve gecelerdir. Bu gecelerin başında ise Receb ayının daha ilk cuma gecesinde idrak edilen Regâib Gecesi gelir. Ardından Receb ayının 27. gecesinde mucizelerin yaşandığı ve insana manevî uruc/yükseliş fırsatı olarak sunulan namaz ibadetinin hediye olarak verildiği/farz kılındığı Mirac Gecesi kutlanır. Sonra da Şaban ayının 15. gecesinde de günahları silme, bağışlatma fırsatı, aslına rücu etme imkânının verildiği Berâat Gecesi idrak edilir. Pek tabiî, finalde de Ramazan ayının son on gecesinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi rahmet kapılarını aralar.

İfade ettiğimiz üzere bereketli üç aylar mevsiminin ilk işaret kandili Regâib Gecesinde yanar. Bu gecelere verdikleri işaretler, gönülleri aydınlatmaları ve iç dünyamızda yaktıkları ışıklar sebebiyle kandil denir. Regâib kelimesi; bol ihsan, lütuf ve bağış anlamlarını taşıdığı için Regâib Kandili de bizleri bunlara yönlendiren nurlu yola işaret eder. Bu isim bile gecenin taşıdığı rahmet iklimini anlatmaya yeterlidir.

Regâib Gecesi, ilâhî rahmetin adeta sağanak hâlinde müminlerin üzerine yağdığı, duaların geri çevrilmediği mübarek bir vakittir. Elbette Allah’ın rahmeti her zaman boldur; ancak bazı zamanlar vardır ki bu rahmet daha da genişler, daha da kuşatıcı olur. İşte Regâib Gecesi, böyle bir rahmet zamanıdır. Peygamber Efendimiz bu gecenin kıymetini şu müjdeleyici sözleriyle ifade eder: “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar geri çevrilmez: Receb’in ilk cuma gecesi (Regâib), Şaban’ın on beşinci gecesi (Berâat), Cuma geceleri, Ramazan Bayramı gecesi, Kurban Bayramı gecesi.”

Bu müjde, Regâib Gecesi’ni sıradan bir gece olmaktan çıkarıp, kulun Rabbine yönelmesi için eşsiz bir fırsata dönüştürmektedir. Regâib Gecesi, mübarek üç ayların bir anlamda başlangıç işaretidir. Gafletle geçen zamanın ardından kalbin silkinip kendine gelmesi, tövbe kapılarının aralanması, niyetlerin tazelenmesi için bir davettir. Bu gece, Ramazan ayına uzanan manevî

yolculuğun ilk durağıdır. İnsan bu gecede durup kendine sormalıdır: Zamanı nasıl harcadım, kalbimi neyle doldurdum, Rabbime ne kadar yaklaştım?

Mübarek üç aylar ve özellikle Regâib Gecesi, unutan insana hatırlatma, savrulan gönle yön verme zamanıdır. Bu ilâhî ikramı fark edenler için her an bereketlidir. Önemli olan, bu zamanları sadece takvimde işaretlemek değil; gönülde, hayatta ve davranışlarda karşılığını bulacak şekilde değerlendirebilmektir.

Rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı bu müstesna zaman diliminde, yapılan duaların kabulüne, edilen tövbelerin affına, atılan her samimi adımın karşılıksız kalmayacağına inanarak Regâib Gecemizin ve mübarek üç aylarımızın hayırlara vesile olması duasıyla.

Rağbetiniz bol, bereketiniz engin olsun!

Haber üzerinde çalışanlar: Ergül Bayraktar