© Fotoğraf: Veneta Nikolova
Sapareva Banya halkı, geyzeri ile gurur duyuyor. Ki bu da bölgenin en büyük özelliğidir. Bundan dolayı geyzerin çevresinde dinlenme yeri ve geyzeri izlemek için oturma yerleri yapılmış. 73 metre derinlikten çıkan geyzer, sanki dans ediyor. Belirli bir arayla büyük buhar bulutu eşliğinde su fışkırıyor. Dünyanın başka yerlerinde çıkan geyzerlere nazaran bizimkisi o kadar görkemli değil, tam aksine kısa boylu- sadece 18 metre yüksekliğinde. Ancak sıcak ama çok sıcaktır. Rüzgarlı havada su bulutundan uzak durulmalı çünkü sıçrayan su seyircileri yakabiliyor. Geyzer suyunun sıcaklığı tam 103 derece yani İzlanda’daki kardeşlerinden neredeyse 20 derece daha sıcak.
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
Yerli halk bu geyzeri çoktan kullanmayı öğrenmiş. Örneğin yumurta pişirmek için daha kolay yolu var mı?
Sapareva Banya Belediye Başkan Yardımcısı Radka Georgiyeva şunları paylaşıyor:
“Şimdi de nineler bunu yapıyor! Örneğin hayvanlarına patatesleri burada kaynatıyorlar. Kovaları sıcak suyla doldurup içine patatesleri koyuyor ve belirli bir süre sonra patatesler hazır! Aynı şekilde kış için turşu ve komposto gavanozları da burada kaynatılıyor. Suyu eko turizm için de kullanıyoruz. Daha fazla bağ bahçelerini ilaçlarken ve evdeki asmaları haşarata karşı ilaçlarken bu suyu kullanıyoruz. Bizim için geyzer suyu, sonsuz enerji kaynağıdır. Küçük bir jeotermal santral kurduk ve neredeyse tüm idari binaları- ana okulundan başlayın da şehir okuluna kadar, okumaevi, poliklinik, sanatoryuma ve yeni hamamıza kadar-herşey buradan ısınıyor.”
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
Kaynayan geyzer suyu, şehrin turistik atraksiyonu haline gelmiştir. Buradaki restoranlardan birinde “Geyzer” spesialitesini tadabilirsiniz.Geyzeri anımsatan leziz yemek ise,bir şişte dizili değişik çeşit etten ibaret, ki onlar da fışkıran geyzeri sembolize ediyor. Sapareva Banya’daki su ,sıcak olmakla birlikte aynı zamanda da şifalıdır. Daha eski çağlarda Romalılar, burada kaynar su boyuna bir şehir kurmuşlar. Buradaki sanatoryumun inşaatı sırasında eski Roma şehrinin temellerine rastlanıldı. O zamandan bu yana burada kaplıca turizmi başladı. Buranın suyunun özellikleri: hipertermal, zayıf mineralli ve kükürt kokulu olması. Hareket sistemi hastalıklarına, sinir ve cilt hastalıklarına iyi geliyor. Burada bulunan iki otel ve modern kaplıcada ayrıca birkaç aile otelinde son derece güzel zaman geçirebilirsiniz.
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
Şehir son derece sakin, çevredeki turistik patikalar ise ziyaretçiyi el değmemiş güzel yerlere götürüyor. Bunlardan biri, yakın tatil köyü Paniçişte’yi aşıp Bulgaristan’ın en ünlü doğa harikalarından biri olan 7 Rila göllerine çıkarıyor. Burası”Güneşin gözyaşları” olarak biliniyor.
Türkçesi: Şevkiye Çakır
BTA’nın haberine göre, bugüne kadar yürütülen en büyük arkeolojik kampanya Perperikon’da başlatıldı. Yaklaşık 25 yıldır kazıların başındaki isim Prof. Nikolay Ovcharov , kampanyanın “Trakların Kutsal Kaya Kenti ’ nde de Roma..
Bulgaristan ikinci kez L’Etape by Tour de France etkinliğine ev sahipliği yapacak . Batı Rodoplar'da Velingrad civarında gerçekleştirilecek olan etkinlik katılımcılara, 27 Temmuz ’da aile ve çocuklara yönelik, rekabet içermeyen..
Tatil sezonunun başında komşu Yunanistan’a gidip Akdeniz plajlarında güneşlenmeyi tercih edenler gittikçe arttığı için olsa gerek arkada kalan Haziran ayında Karadeniz’de tatil yapanların sayısı büyük olmadıysa da Temmuz’un başlaması ile yine revaçta..