© Fotoğraf: Veneta Nikolova

550 senelik olduğu sanılan görkemli çınar ağacı Sandanski'nin merkezinde bulunuyor.

Sandanskı’nin binlerce yıllık bir tarihi var.Buradaki ilk insan varlığı daha bronz çağında tarihlenmiştir. Kadim zamanlarda bu bölgede Medi adlı Trak kabilesi ikamet ederdi. Ünlü Spartaküs da bu kabilenin bir oğluydu. Tarihsel kaynaklara göre Roma İmparatorluğuna karşı patlak veren köle ayaklanmasının öncülüğünü yapan Spartaküs, bugünkü Sandanski kentinin üzerine kurulduğu eski Medius yerleşiminde dünyaya gelmiştir.
Bu ünlü Trak şimdi Sandanski’nin bir tür turistik logosu haline gelmiştir. Sandanski’ye girerken sizi gururlu duruşu ile Spartaküs karşılar. Onun ismini kentin en büyük mahallesi, yerli stadyum, sayısız lokanta ve otel taşır. Sandanski’nin piskoposluk kompleksi, erken Hıristiyanlık döneminden kalma bir bazilikadır ve merkezinde bulunur. Yakınında yer alan arkeolojik müzesinin zengin eksponeleri Sandanski’nin binyıllık tarihini gözler önüne serer.Eski bir mermer çeşme başındaki 550 senelik çınar ise kentin ayrılmaz bir parçası halindedir.

© Fotoğraf: Veneta Nikolova

Sandanski'nin havuzları stresten uzak kalmanın yollarından biridir.

Bu bölgede fışkıran maden suları, kentin en büyük zenginliği. Buradaki kaplıcalar kemik sistemi ve perifer sinir sistemi hastalıklarına iyi gelir. Yumuşak iklim, tertemiz hava ve alergen yokluğunun ise solunum sistemi hastalıkları ve özellikle bronşial astımın tedavisinde harikulade bir etkisi var.
Sandanski’deki konaklama olanakları çok farklıdır.Kent yaklaşık 3 bin kişiyi ağırlayabilir. Otel ve konuk evleri bütün yıl boyunca turist ağırlar. İstenilen fiyatlar da çok uygun.
Zindeliğinizi artıracak, istediğiniz kadar zayıflama ve gençleştirme program ve terapileri sunan yerel spa merkezlerine ilgi de büyüktür.
Yazın havuz başındaki güneş banyolarına araba ile 2 saatlik mesafede bulunan Yunanistan’ın Ege Denizi’ne kadar geziler de eşlik edebilir. Öyle ki, Ege denizi plajlarına yönelen turistler de Sandanski’de konaklama yaparlar. Bu bilgileri bize veren yerel otelci, lokantacı ve turoperatörler cemiyetinden Maria Tauşanova devamla şunları ekledi:

“Macera turizmi için mükemmel olanaklarımız mevcut. İlkbahar ve sonbaharda Struma nehrinin taşkın sularında rafting yapılabilir. Dağ bisikletçiliğini sevenlere 7-8 güzergah öneriyoruz. Daha kreatif olanlar, diplomalı ressam ve restorasyon işçilerinin yönetiminde Melnik ikon resim okulunun üslûbu ile ikonlar resmedebilirler.Yerli sanatkarların yardımıyla bir vitraj, bir ağaç oyması yapabilir, ya da bir resim çizebilirsiniz.”

© Fotoğraf: Veneta Nikolova

Yerli SPA merkezlerine ilgi oldukça büyüktür.

Sandanski bölgesi horon, güzel oyun havaları ve renkli halk giysileriyle meşhurdur. Turistler için halk dans ve şarkı kursları düzenlenir, yakın Pirin ve Levunovo köylerinde yerli adet ve töreler yeniden canlandırılır. Geleneksel Bulgar mutfağı ile tanışmak isteyenler için de kurslar var. Köy sebze bahçelerinden toplanmış ekolojik domates ve biber ile ‘lyutenitsa’ hazırlanması, turistler tarafından büyük ilgi görür.

Maria Tauşanova devamla şunları anlatıyor:
“Skandinav ve Alman turistlerinin sanat olanakları ile ilgilendiklerini görüyoruz. Fransızlara örneğin yerli mutfak ile tanışma, şarap degüstasyonu yapma imkanları sunuyoruz. Ruslar da bunlara ilgi gösteriyor. Ekstrem sporları sevenlere Struma nehrinde rafting düzenliyoruz.

© Fotoğraf: Veneta Nikolova

Şehirden Bistritsa nehri geçiyor.

Yerli folklor, Yunanlılar da dahil bütün turistlerce beğenilir. Burada balayını geçiren yeni evli yabancılar için dostları tarafından düğün ritüelleri gösterimi de yaptırılır. Yeni evliler yerli halk giysileri giyip bu ritüallere büyük bir memnuniyetle katılırlar.”

Çeviri: Neli Dimitrova