Bundan 136 yıl önce 20 Nisan tarihinde 5 yüzyıl süren Osmanlı hakimiyeti süresince Bulgar halkının yürüttüğü kurtuluş mücadelesinin doruk noktası olan Nisan Ayaklanması başladı. Ayaklanma kararı, 1875 yılının Kasım ve Aralık aylarında Romanya’nın Giuriu şehrinde toplanan Bulgar devrimcileri tarafından alındı.
Aynı yılın yaz mevsiminde Bosna-Hersek’te patlak veren ayaklanma, Güneydoğu Avrupa’da yeni bir krize yol açtı. Gürgiu Devrim Komitesi, böylece halk isyanının örgütlenmesine elverişli şartların oluştuğuna karar vererek hazırlıklara koyuldu. “Çoğu araştırmacılar, Giuriu havarilerinin isyancıların ve Osmanlı hükümeti Babı Ali’nin kuvvetleri arasındaki güç nispetinde büyük fark olacağının bilincinde olduklarını düşünüyor. O sırada 500 bin asker bulunduran Osmanlı İmparatorluğu, etkileyici savaş makinesine sahip olmaya devam ediyordu, diyen tarih uzmanı sözlerini şöyle sürdürüyor: 1876 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Bulgar topraklarında gelişen olaylar, bütün Avrupa’nın dikkatini çekti. Böylece sonuçta Büyük Güçlerin baskısı ile krizden çıkış arayışları başladı. ”
Giuriu Komitesinin kararları doğrultusunda Bulgaristan devrim ilçelerine bölündü. Ayaklanma, IV. ilçe olan Plovdiv’te en büyük boyuta ulaştı.
“Aslında IV. Devrim Komitesinde havari olmadan ancak birkaç ay önce kurtuluş mücadelesine katılan Benkovski, zengin hayat tecrübesi ile ve kişisel nitelikleri ile kısa sürede öne çıkan bir kişi oldu, ilçesindeki insanların gönüllerde ve akıllarında taht kurdu. Benkovski, görüştüğü ve konuştuğu insanlara inanılmaz etki gösterdi, zengin ve yoksulları, genç ve yaşlılarının yüreklerinde özgürlük ateşini yaktı.”
Ayaklanmanın tarihçesindeki en ilginç sayfalardan biri, dahi Bulgar şairi Hristo Botev ile ilgilidir. Botev’in örgütlediği 200 kişilik çete, Romanya’nın değişik limanlarından gruplar halinde Tuna nehrinde seyreden Avusturyalı gemi “Radetski’ye bindi. Bulgar topraklarına ayak basan çete üyeleri, toprağı öperek ağır çatışmalara koştu. Bu çatışmalarda Hristo Botev de çoğu çete üyesi de hayatını yitirdi. Bazı tarihçiler, şairin çetesi ile ayaklanmanın başarı ile sonuçlanmasına katkı sağlayacağına inandığı görüşünü paylaşıyorlar. ”
“Avrupa’nın bütün büyük devletlerinde Bulgaristan konusu gündemdeydi. Değişik parlamenter çevrelerde derinleşmekte olan Doğu krizi ile ilgili izlenecek tutum konuşuluyordu.
William Gladstone, Viktor Hugo, Garibaldi gibi tanınmış kişiler, onlarca Rus toplumcusu, yazar ve siyasetçiler, Bulgaristan lehine çaba harcıyordu. 2-3 ay gibi kısa bir süre içinde Büyük Güçlerin tutumu değişti. Barışçıl çözüm aranırken İstanbul’da düzenlenen uluslararası konferans başarısızlıkla sonuçlanınca Doğu Krizinden tek çıkış yolunun ancak savaşın olacağı görüldü ” diyor Doçent Plamen Mitev.
Böylece Bulgaristan için kurtuluş savaşı olan 1877-78 Rus-Türk savaşı başladı. 5 yüzyıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Bulgar devleti, özgürlüğüne kavuştu ve hızlı ekonomik ve kültürel kalkınmaya elverişli ortam sağlandı.
Derleme: Sevda Dükkancı
Fotoğraflar: arşiv
Önümüzü aydınlatan hakikat ışığının doğması için zaman zaman fikrilerin çarpışması normal ve gereklidir. Zira insan düşünen bir varlıktır ve doğal olarak düşündüğünü de söyleyecektir. Herkes fikirlerini paylaşınca farklılıklar ortaya çıkacaktır..
İnsanoğlu dünyada birtakım zorluklarla hep sınanmış, sınanmaya da devam edecektir. İnsan hayatının hikmetlerinden birisidir imtihan. Bu hakikate işaret babında Cenâb-ı Allah, çokça okuduğumuz Mülk/Tebareke suresinin 2. ayetinde şöyle buyurmuştur:..
Her ne denli yaşarsa bir kişi, Âkıbet ölmektir onun işi... Böyle özetleyip sonuca bağlıyor şair insanın dünya hayatını. Ve insan, istese de istemese de bu hakikatle bir gün muhakkak yüzleşiyor. Bu büyük hakikatle yüzleşmeyi ve sonrasını şair Yayhya Kemal..