Başkentin sembollerini ve özelliklerini tanımak için 120 dakika yeterli olabilir mi acaba? Doğru yeri ve doğru zamanı bulunca herşey mümkün. Doğru yer ve zaman ise saat 11 ve saat 18 Sofya merkezinde Adliye Sarayı önü. Yaz, kış demeden, kar ve güneşte, her gün bu saatlerde adliye önüne farklı dillerde konuşan, farklı ülkelerden ve yerlerden gelen turist grupları toplanıyor. Bazılarının elinde haritalar, bazıları turistik kitapçıklarla, sırtlarında çantalarla Free Sofia Tour’a çıkmaya hazırlanıor. Bir grup gönüllü gencin girişimiyle iki yıldan beri bu yaya turistik turları düzenleniyor. Serbest zamanından ayırıp, yabancılara Sofya’nın güzelliklerini tanıtmak amacını güden gençler, kentlerini sevdirmekte kararlı.
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
Zaman içinde yolculuk- yabancılar Sofya’daki bu iki saatlik geziyi böyle tanımıyor. Tarihi anıtları ve kültürel merkezlerinin tanıtıldığı turda, trafikte sıkışan arabalar ve kaldırılmalar üzerine parketmiş otomobiller arasında labrentte gibi gezen turistler, kentin eski Roma hamamları, Ortaçağ kilise ve tapınakları, 20.yüzyıl başından “sesesiyon” mimarisinde yapılmış muhteşem binalar, cam ve metal yapıdan inşaa edilmiş modern banka ve iş hanlarının pencerelerine yansıyan eski mimari yapılar gerçekten etkileyici bir tablo onlar için.
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
Halk Tiyatrosu önündeki "nöbetçi" satranç oyuncuları da turistlerin ilgi odağıdır.
Farklı çağlar ve mimari tarzların karışımı şehrin cazibesinin bir tılsımıdır. Free Sofia Tour da bu güzellikleri yakından tanımaya fırsat veren bir turistik güzergah gezisi. Şimdiye kadar 107 ülkeden 12 bin turist sözkonusu yaya gezi turlarına katıldı. Bu yaya şehir turuyla ilgili bilgiler, ağızdan ağıza, internet ortamında veya otel resepsiyonlarında turistlere veriliyor. Gönüllü mimdarlardan biri olan Boyko Blagoev “Biz sıcak suyu keşfetmedik. Avrupa’nın başka şehirlerinde buna benzer turlar var. Çok çabuk ünlendik ve Free Sofia Tour en çok aranan gezi programı oldu. Sofya’nın önde gelen turistik hizmeti haline geldi” diyor. Gönüllü rehberlerin birkaç yabancı dil bilmelerine özen gösteriliyor.
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
“Ana hedefimiz sadece binalar ve tarih üzerine odaklanmak değil. Günlük hayatı yakalamak, şehirden enteresan kesitleri görmek, nabzını yakalamaya çalışmak. Oyunlar yapıyoruz, ödüller veriyoruz. Turistleri şehir ortamının bir parçası haline getirmek ve bir kez daha başkentimize gelmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Bazen 30-40, hatta 50 kişilik gruplarımız oluyor.
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
Boyko anlatırken, turistlerin, konferanslara gelen yabancılardan, özellikle turizm amacıyla gelen, sırt çantasıyla turlara katılan yabancılara kadar geniş bir yelpazeden olduğunu vurguluyor. Turistler, Sheraton yakınında bulunan eski Roma kaıntıları gösteriliyor, sonra Sanat Galerisine dönüştürülen Kraliyet Sarayını ziyaret ediyor, Halk Tiyatrosu önünde satranç oynayan grupları izliyor, güzel şadırvanlara bakıyor...Yabancı konuklar “Hoşgörü dörtgeninden” çok etkileniyor. Bunlar birbirne yakın olan Ortodoks “Sveta Nedelya” Kilisesi, Katolik “Sveti Yosif” Katedrali, Müslümanların “Banya başı” Camii ve Sinagoga. Camii arkasında akan termal sular da bir o kadar ilgi odağı oluyor. Boyko’nun izlenimlerine göre, yabancılar Sofya’nın göbeğinde, tam merkezinde böyle bir nimetin bulunmasına hayret ediyor. Bunun yanında bazı ilginç noktalar da var elbet.
© Fotoğraf: Veneta Nikolova
“Bizim için olumsuz olan herşey, yabancılar açısından ekzotik gibi görünüyor. Mesela bize yollarda neden bu kadar çukurlar olduğunu, kaldırımlarda arabalar bulunduğunu soruyorlar. Şehri genelde beğeniyorlar, ayrıca fazla turist bulunmaması da hoşlarına gidiyor. Turistler dağ (Vitoşa) ve termal su karışımından etkileniyor. Parklarımız ise herkesin beğenisini kazanıyor. Kentin böyle yeşil olması büyük bir artı olarak nitlendiriliyor. Biz buna alışığız, fakat yabancılar birkez daha bu olumlu noktaları da hatırlatmış oluyor. Konuklarımızın çoğu Sofya’yı gördükleri en yeşil ve en temiz şehir olarak tanımlıyor”.
Türkçesi: Sevda Dükkancı
“Kabak diyarı” olarak bilinen Sevlievo’da Sonbahar Panayırı kapsamında düzenlenen Kabak Festivali, “Renkli Kabak Düşleri” adı verilen eğlenceli atölye ile başladı. Belediye Başkanlığı tarafından gelenek üzerine her yıl düzenlenen şenlikler,..
360Mag dergisi ve Bulgaristan Turist Birliği’nin ortak girişimi olan “ Yılın Dağ Evi ” yarışmasının ödülleri, Sofya’daki Sinema Evi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu . 65 000 leva tutarında ödül fonuna sahip yarışmaya..
Çayırski gölleri (Çayır gölleri) Batı Rodoplar’da doğal olarak oluşan altı heyelan set gölleriyle bilinen bir koruma alanıdır. Jeologlara göre Kuvaterner döneminde oluşan, deniz seviyesinin 1400 metre yüksekliğinde, kalın torf toprağı ile kaplı olan..
Rila dağının Malyovitsa zirvesine turistleri çıkaran Samokov belediyesine bağlı Govedartsi köyündeki eski telesiyej, saatte 1520 kişi kapasiteli..