Bulgaristan’da baharın müjdesini bir Mart günü kırmızı- beyaz iplikten eğirilmiş takılar veriyor. Bayram heyecanı taşıyan bu güne de Baba Marta-Marta Nine adı verilir. Verimi, bereketi, sağlık ve umudu simgeleyen bu takılara ise Martenitsa denilir.
Bir Mart günü sağlık, uzun ömür, kısmet dilekleri eşliğinde insanlar birbirine Martenitsa takar. Çok eskilere dayanan Baba Marta, Bulgaristan’a has bir gelenektir. Bir Mart kutlamalarının arifesinde ülkenin her yerinde seyyar satıcılar sokaklarda “martenitza” olarak adlandırılan püsküllü süsler satmaya başlıyor. Başkent Sofya’nın sokakları de bu günlerde kırmızılı- beyazlı bu süslere büründü.
Bir Mart'ta Bulgarlar yakınlarına ve arkadaşlarına kırmızı-beyaz ipliklerle yapılmış “martenitsaları”, yıl boyu sağlık ve güç dileğiyle hediye ediyor.
Bu bayram Bulgarca’da "Çestita Baba Marta- Marta Nine kutlu olsun!" şeklinde kutlanır.
Sofya sokaklarına renk katan martenitsi satışı için bazı üreticiler aylarca hazırlık yaptıklarını anlatıyor. Martenitsi alışverişinden büyük zevk alan vatandaşlar ise, akraba ve dostlarına 1 Mart'ta hediye edecekleri süsleri titizlikle seçerek, bunun için saatlerce vakit ayırıyor. Satıcılar da bu günü iple cekiyor…
© Fotoğraf: arşiv
Martenitsalar, Pagan bir gelenek olsa da, yüzyıllardan beri Bulgarların en çok sevdiği sembollerden birisidir. Eski zamanlarda şamanizmle ilgisi olduğu söylense de, bu geleneğin dini kökenli olmadığına inanan halk, püsküllü süslerin uğur, mutluluk ve sağlık getirdiğine inanıyor.
Kırmızı, beyazlı takıları anlatan genç kız, bir sanatçı ruhuyla hazırladığı Martenitsaları tanıttı, doğal malzemeler, yün, hatta kırmızı boya için de doğal kök boya kullandıklarını belirtti.
Genç bir kız satıcı mikrofonlarımıza şunu anlattı: “Bütün bu Martenitsaları kendim yapıyorum, bazıları için bir arkadaşım yardım ediyor. Mart takılarımı genelde doğal yüzden hazırlıyorum. Eskiden Bulgarlar sağlık ve uzun ömür simgesi olarak sadece kırmızı, beyaz iplikten eğrilmiş Martenitsa takarmış. Günümüzde ise kırmızı ve beyazın yanında, yeni tonlar ve yorumlar da katıldı.En klasik örneklerden biri “Pijo ve Penda” Marteniçkası. Bunlar iki aşık sevgili, hep elele, sevginin sembolü olmuş iki karakter. Aşkın da bahar gibi filizlenmesi dileğiyle hediye edilen bir takıdır bu. İlkbahar sevincinde Martenitsa dileklerine kısmet sembolleri de ekleniyor, metalik paralar, püsküller de geleneksel motifler arasında, herşey bereket ve sağlık dilekleriyle hediye ediliyor”.
© Fotoğraf: arşiv
En güzel örnekleri tanıtan satıcılar, martenitsanın ilkbaharın gelişinin habercisi olduklarını söylediler. Ülkede, göçebe kuşlar olan leylekler de ilkbaharın habercisi olarak algılandıkları için birçok martenitsi modelinde leylek sembolleri görmek mümkün.
Okullarda çocuklar da Bir Mart gününü sabırsızlıkla bekliyor. Hem kendi elleriyle Marteniçka yapmayı öğreniyor, hem de öğretmenlerine, arkadaşlarına bu kırmızı- beyaz süslerden hediye ediyorlar. Çocuklara ise: “Yüzün de hep böyle kırmızı ve güleryüzlü olsun, Sağlık yoldaşın olsun! dilekleri eşliğinde Martençklar veriliyor.
Martenitsalarda kullanılan beyaz renk uzun ömrü, kırmızı renk ise, sağlık ve gücü simgeler. Martenitsalar, meyve ağaçları ve hayvanlara da takılmaktadır. Adete göre, martenitsalar kırlangıç veya leylek görünceye kadar taşınıyor. Bir Mart’ta takılan Martenitsa geleneği çok eskilere dayanan, ancak günümüze kadar gelmiş , ülkedeki Hristiyan ve Müslümanların da baharın gelişi, umut ve sağlık, bereket beklentilerinin şirin simgesi olmuştur !
Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın yenilikçi eğitim programının başarılarını gösteren sıra dışı forumu ü lkemizin adını dünyaya duyuran değerli Bulgar bilim adamların, girişimcilerin, mühendis ve ressamların “anlatılmamış hikayelerinden” oluşan kısa bir..
“Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi, ilk dönemden itibaren en azından elimizdeki açıklamalara ve deneyimlerimize göre savunma ve güvenlik, ekonomi ve politika olmak üzere üç ana boyutta Avrupa siyasetini olumsuz etkileyecektir”- dedi “Atlantik”..
WWF-Bulgaria, "Doğaya Abone Ol" başlıklı yeni kampanyasında yaban hayatına destek çağrısında bulundu. Çevreciler, “Uluslararası Kırmızı Kitap” verilerine dayanarak, Bulgaristan'da büyük bir kısmı omurgasız olmak üzere 60 ila 65 bin arasında..