Tarım Bakanı Dimitır Grekov, “Yeni 2014-2020 döneminde Bulgaristan Ortak Tarım Politikası çerçevesinde 7.5 milyar avro alacak. Tarım üreticilerini desteklemek amacıyla doğrudan ödemeler 5 milyar avroyu bulurken geri kalan 2 milyar avro Kırsal Bölgeleri Kalkınma Programına ayrılmıştır” dedi. Yeni Ortak Tarım Politikasının büyük ihtimalle 2015 yılında yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Yeni Ortak Tarım Politikası çerçevesinde Bulgaristan neleri savundu?
Konuyla ilgili Bulgaristan milletvekili Mariya Gabriel ile konuştuk. Kendisi Avrupa Parlamentosundaki tartışmalar sırasında Bulgar çiftçilerinin menfaatlerini yoğun bir şekilde savunan milletvekilimiz oldu.
Pratikte bir sonraki yedi yıl için doğrudan ödemeler, bir önceki 2007-2013 dönemine nazaran, önemli ölçüde faha fazla. Aslında söz konusu artış, Avrupa Birliğinin eski ve yeni üyeleri arasında ödemelerin adil bir şekilde paylaştırılmasına dair zayif bir girişimdir. AB eski tarım ülkeleri rekabet korkusuyla Avrupa Birliğinin doğudan genişleme dalgasıyla 2004 yılından sonra üye olan ülkelere, tarım sübvansiyonlarda adaletsiz bir şekilde çok düşük start verildi.
Mariya Gabriel konuyla ilgili Bulgaristan radyosuna şunları paylaştı:
“Bulgaristan, AB’de ortalama ödemelerinin yüzde 90’nin çok altında alan ülkeler grubunda bulunmaktadır. Bundan dolayı, 2014-2020 döneminde doğruıdan ödemelerinin yüzde 30 artmasına karar verildi.”
Bulgaristan için önemli olan da, Bulgaristan tarımına öngörülen doğrudan ödemelerinin yüzde 13’nün “özel üretime” ayrılması, yani söz konusu ülkenin değerlendirilmesine göre belirli cins bitkilerin ekilmesi hakkına sahip olması bir başarıdır.
Mariya Gabriel bu konuya da açıklık getirdi:
“Bu söz konusu yüzde 13 oranı, çok popülar olmasıyla birlikte, şimdiki Ortak Tarım Politikasından uzak kalan sektörlere, eninde sonunda sübvansiyon imkanı veriyor. Burada söz konusu olan sebze üreticileri, meyve üreticileri ve hayvan sahipleri.”
Böylece Bulgaristan’ın ilk 7 yıllık dönemde yararlandığı sübvansiyonların paylaşımında büyük bir haksızlık giderilmiş olacaktır. Söz konusu dönemde hektar başına doğrudan süvansiyonlar alınıyordu ve yüzde 80’ni tahıl üreticilerine gidiyordu, çünkü ülkemizde en fazla toprak çalışan onlardır. Sebze ve meyve üreticileri, hayvan sahipleri bu sübvansiyonlardan yararlanamadı. Bu söz konusu adaletsizlik yüzünden Bulgaristan, yurtdışına büyük miktarda lezziz sebze ve meyve ve et satan ülkeden, dışardan sebze , meyve ve et satın alan ülkeye dönüştü. Tarım bakanı Dimitır Grekov’un sözlerine göre, Bulgaristan pazarlarında satışa sunulan sebze ve meyvelerinin yüzde 80’ni yurtdışından getirilmiştir. Kırmızı etlerde ise bu rakam yüzde 90’lara ulaşıyor. Hal böyle olunca yerli gıda sanayimizin işlediği ürünün ancak yüzde 25’i yerli maldır.
Yeterli de olmasa, kritik olarak adı geçen sektörlere kazandırılan doğrudan ödemeler neredeyse üç misli daha fazla. Bundan sayılı günler önce Tarım bakan yardımcısı Yavor Geçev, 2018 yılına kadar lezzetli mi lezzetli, şimdilik rekabet gücüne sahip olmayan Bulgaristan domateslerinin yerli pazarlarda yabancı domateslerden daha fazla olacağını, iyimser bir şekilde dile getirdi.
Avrupa Parlamentosunda söz konusu tutumu savunan Avrupa milletvekili Mariya Gabriel’e göre, iki önemli dalda – doğrudan ödemeler ile kırsal bölgeleri kalkındırma bölgeleri arasında esnek bir şekilde paylaştırılması, Bulgaristan için anahtar röle sahiptir. Böylece ülkemiz sübvansiyon politikasını tarımın ihtiyaçlarına göre belirlemekte özgür olacaktır.
“Komisyonun ilk teklifine göre, kırsal bölgelere ayrılan paraların yüzde 5 ile 10 arasındaki miktarın doğrudan ödemelere aktarılması gerekiyordu. Bizler, Parlamentoda ise bu rakamın iki mislisini savunduk. Şimdi Bulgaristan daha 9 ülkeyle birlikte kaynakları birinci daldan ikinci dala aktarabiliyor. Geri kalan ülkeler için bu miktar yüzde 15 oranında olacak.”
Bulgaristan, Avrupa finansmanın yüzde 85’i bulan ülkeler listesine dahildir.
“Avrupa Komsiyonun teklifi, eş finansmanın yüzde 55 ile 77 oranından ibaret. Ancak Avrupa Parlamentosu, kararlı bir şekilde Bulgaristan gibi yoksul ülkelere, daha güçlü finansman desteği gerekçesiyle, eşfinansmanın yüzde 85’lerde olmasını savundu, ki bu da güzel bir haber.”Yeni Ortak Tarım Politikasında vurgunun genç çiftçilere ve küçük çiftliklere konması, Bulgaristan tarımının ihtiyaçlarına cevap vermektedir.
Genç çiftçilere ek olarak ortak paketten yaklaşık yüzde 2 oranında ayrılması, karara bağlandı. Mariya Gabriel, bu kararı yorumlarken.”Bu karar, iki önemli soruna çözüm getirmeyi amaçlıyor. Birincisi, Avrupa Birliğinde yaşlanan çiftçi toplumu sorunudur ve diğeri ise gençler arasında işsizlik. Tarımın nesilden nesile aktarılması ve nesiller değişimi, Avrupa’nın gıda güvenliğinin bir garantisidir.” dedi.
Söz yeni Ortak Tarım Politikasının yüzde 30 oranının organik tarıma ayrılması konusuna gelince. Bulgar çiftçiler arasında farklı yorumlara neden oldu. Bazılarına göre, bu etapta bu oran imkansız görünüyor. Diğerleri ise, burada Bulgaristan’ın dümeni oraganik tarıma çevirme imkanı olarak görüyorlar, ki organik tarım için ülkemizde mükemmel doğa şartları mevcut ve artı dünya pazarında da talepler çok büyüktür.
Türkçesi: Şevkiye Çakır
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..