I. Bölüm

“Ruslara Kırım neye yarar? Onların artık Kensington ve “Chelsea”sı var.” İngilizler doğru şaka yapıyor. Kırım çoktan beri onlarındır. Askerlerin orada daha 20 yıl kalmak için sözleşmesi var.

Bir şeye ama hayret ediyorum. Acaba Alaska’yı da ne zaman isteyecekler? Alaska, 100 yıl için ABD’ye satılmıştı ya, Lenin hükümeti de bu olayı yasadışı olarak görmüştü.

Rusya’nın uç bölgelerinin başladığı Ukrayna, ABD’de az tanınmış bir ülke. Kırım yarımadası da ABD’liler tarafından az biliniyor. Onlar yakın zamana kadar Crimea’nin Tyler Perry’nin kadın rollerinden biri olduğunu sanıyordu. Aktör, senaryo yazarı, yönetmen ve prodüktör Tyler Perry, Holywood’daki ilk başarısını 2005 yılında Diary of a Mad Black Woman filmiyle kaydetti. The Colbert Report komedi şovuna danışabilirsiniz.

Ülkemizde neredeyse kimse, asırlarda oradan Yunanlar, Romalılar, Moğollar, Bizanslılar, Türkler’in ve hatta Gotların bile geçtiğini bilmiyor. Bugün yarımada için “Güney Akım” ve “Doğu Ortaklık” mücadele ediyor.

6 Mart tarihinde Ukrayna Özerk Cumhuriyeti’nin Yüksek Radası, Kırım’ın Rusya Federasyonu’nun bünyesine girmesini kararlaştırdı. Bu konudaki referandumun, 16 Mart tarihinde yapılması planlanıyor. Ne Ukrayna hükümeti, ne de AB bunun yasallığını tanıyor, ama bunun pek büyük bir önemi yoktur. Önemi olan tek bir şey var o da bunun neticeleri ne olacak?

Forbes artık olası Rus müdahalesinden golbal neticeler hakkında yazılar yazdı. Aslında bu pek net değildir, çünkü kendi kendine saldıramazsın.

Rusya’nın müdahalesinin galiba ekonomik nedenleri vardır. Kırım üzerindeki kontrol, aslında bütün Karadeniz havzası, Ukrayna petrol ve doğalgaz rezervi, stratejik girişler ve komünikasyonlar üzerindeki kontrol.

Rusya Federasyonu, “Güney Akım” projesinin hayata geçirilmesiyle durumunu hafifletiyor. Analistler, Ukrayna’nın istikrarsızlaştırılmasının, ve Kırım toprakları üzerindeki hattın kısıtlanmasının, “Güney Akım” projesini Avrupa için ekonomik açıdan cazip kıldığını düşünüyor. Bazı hesaplamalara göre böylece proje neredeyse beş kat daha ucuz olacak. Doğalgaz boru hattının yerüstü kısmı, Kırım’ın Kiyev’den enerji bağımlılığını kaldıracaktır.

Oysa projenin Karadeniz havzasından geçmesi çoktan araştırılmış ve bütün hazırlık işleri çoktan yapılmıştır. Borunun güzergahının değiştirilmesi, yeni araştırmalar gerektirecek, ki bunlar hiç de ucuz değildir.

Bundan başka yerüstü işler, bölgedeki eko sistemleri zedeleyebiliyor ve çevre koruyucu teşkilatların öfkesine yol açabiliyor. Bu yüzden “Güney Akım” borusunun güzergahının değiştirilmesinin, Rusya tarafından jeopolitik müdahale için yeterli motivasyon olarak görülmesi biraz mantıksız gibi.

“Doğu Ortaklık” programı, kurulmasından bu yana, Rusya’nın batı ve güneybatı sınırlarında çıkarlarını AB ve ABD’ye yönlendirecek ülkeler kuruyor. Ve eğer bana nasıl “Doğu Ortaklık” ile “Güney Akım” arasında “çatışma” söz konusu olabiliyor diye sorarsanız, bunun iki projenin sovyet sahasının ele geçirilmesi için çıkarlarında mücadele ettiğinden dolayı olduğunu söylerdim. İki projenin de orduları var, bu ise artık Rusya’nın uç bölgelerine kaygıyla bakmamızı sağlıyor.

Çeviri: Rayna İvanova