Ülkemizdeki bilimi “Bulgar bilimi” adlı on-line dergisi yolu ile popüler hale getirmek gibi, azimli bir hedef belirlemiş bulunan Petır ve Rosen Teodosiev kardeşlerini üç kelime ile tanımlamak mümkündür: ikizler, bilgi, ilim ve seyahat. İkizler, dergiyi daha 10. sınıf öğrencisiyken kurduklarını, buna bütün yaz tatilini adadıklarını, siteyi oluşturmak için farklı programlama dillerinin araştırdıklarını, günlercei haftalarca kütuphanelerde kaldıklarını paylaşıyorlar. İlk başta dergiyi kendi güçleri ile yapan gençler, zamanla ünlü Bulgar bilim adamları ve öğretim üyelerini de celbetmeyi başardı. Dergide Bulgaristan’ın tarihi, tıp, biyoloji, fizik, kimya, matematik, savaş tarihi, hatta uzay teknolojileri olmak üzere bilimin farklı alanlarından konular işleniyor. Son on sayıda ise dünyadaki doğaya ilişkin yapılan ve Bulgar diline ilk defa çevirilen eşsiz araştırmalara yer veriliyor.
Petır ve Rosen, ülkemizdeki çağdaş bilim ne ile övünebiliyor sorusunu şöyle cevaplıyor: “Övünebilecek çok şey var, diyor Rosen. Şu anda Bulgar bilimi çok büyük başarılara imza atıyor. Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi CERN’de Bulgaristan’da yapılan cihazlar vardır. Avrupa Nükleer Araştırmalar Teşkilatı için çalışan bir grup Bulgar bilim adamları da vardır. Rusya’nın en büyük bilim merkezlerinden biri Dubna’da da bizim bilimcilerimiz vardır. Farklı uydularla Uzay’a fırlatılan teknolojilerimiz de var hala. Bulgaristan Bilimler Akademisi bünyesinde en faal olanlardan biri olan Polimerler Enstitüsünü de her zaman örnek veriyorum. Yani Bulgaristan’da gerçekten yoğun bilim çalışmaları yürütülüyor ” diyor Rosen.
“Bılgarkska Nauka” (Bulgar Bilimi) dergisi, PDF formatında olup her ay tamamen ücretsiz olarak sayısı 5 ila 10 bin arasında değişen tüketici tarafından indiriliyor. Onların yaklaşık yüzde 70’ı kadarı, öğrenci ve üniversiteli olmaktadır. Dergimiz, yurt dışında bulunan soydaşlarımız tarafından da okunuyor. Böylece yurt dışında çalışan bazı bilimcilerle irtibata geçtik, onlar bize kendi makalelerini gönderiyorlar, diyor Petır ve şunu da ekliyor:
“Dergimiz, kar amaçlı değildir. Sadece Avrupa projeleri kapsamında kaynak çekmeye çalışıyoruz ve böylece sosyal nitelikli bazı projelerimizi hayata geçiriyoruz. Projelerden biri “Oku bana” başlıklıdır. Bu proje ile onlara erişemediğimiz gençler arasında bilimi ve bilgileri popularize etmeyi hedefliyoruz. Görme engelli olan veya Internet erişim imkanı bulunmayan gençlere hitap ediyoruz böylece. Şimdiye kadar 100 kadar yazının ses kayıtlarını yaptık ve 2 CD halinde ülke genelinde dağıtımı yaptık ” .
Petır ve Rosen’ın celbettikleri 100 gönüllü yazıların okunmasına katıldı. Ayrıca “Bılgarska Nauka” dergisinin iki sayısı, basılarak ücretsiz olarak gençlere dağıtıldı.
Son bir buçuk yılda ikiz kardeşler, belgesel yapımcılığı işine de soyundular. İlk filmin konusu, I. Balkan Savaşı, oldu. Belgesele yoğun ilginin duyulması üzerine II. Balkan savaşı konulu 2. Belgeselin çekimleri yapıldı. Filimler ülkenin 20’den çok şehrinde gösterildi ve büyük beğeni ile izlendi. Şimdi ikizler, I. Dünya savaşının yıldönümüne adanan bir film yapmayı planlıyorlar. Rosen ve Petır ayrıca, Rusya, Dubna nükleer araştırmalar merkezinde çalışan Bulgar bilim adamlarının çalışmalarını da bir belgeselde anlatmak istiyorlar. Bilimin dışında ikisi, müziğe büyük ilgi duyuyorlar, seyahat etmeyi de tutku derecesinde seviyorlar. “En çok katıldığımız projelerle ilgili dünyayı dolaşıyoruz, birçok insanla tanışıyor, farklı kültürleri öğreniyoruz. Dünyayı gezmek, insanı zenginleştiriyor” diyor Petır. İnsan, hayal gücü büyük olduğu kadar büyüktür diye bir söz var. İkiz kardeşlerin gerçekten büyük bir hayali vardır. Rosen o büyük hayali şöyle anlattı: “ BG Nauka ” dergisinin logosunu taşıyan bir roket fırlatmak istiyoruz. Neden olmasın?
Çeviri : Tanya Blagova
Fotoğraflar:özel arşiv
ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..