Antik zamanlardan günümüze dek, geçmişten geleceğe mesajlar taşıyan taş yapılar, anıtlar, kolonlar, süsler, taş oymalar, dekoratif yapılar ve dahası... Bulgar Bilimler Akademisi önünde açık havada sergilenen taş sergisindeki eserlerden bazıları böyle tarif edilebilir. Bütün taş anıtlar “Amerika Bulgaristan için” Vakfı ve Sofya’da Amerikan Bilim Merkezi finansmanıyla restore edildi.
Açık havada sergilenen taşlar Roma döneminden. Üç antik kenti süsleyen anıtlar mevcut. Bugün Pleven, Gigen köyü yakınında olan Ulpiya Eskus antik kenti, diğeri Veliko Tırnovo’ya 18 km. uzaklıkta İmperator Trayan tarafından kurulan Nikopolis ad İstrum kenti, diğeri de Büyük Konstantin’in “Serdika benim Romam’m” dediği günümüz Sofya kentinden taş bulgulardır.
Amerika’nın yardımıyla restore edilen taş eserlerin ve antik kent seçimi tesadüf olmadı. Müzede taş eserler fonu sorumlusu Krasimira Karadimitrova anlatıyor:
“Bir antik şehrin meydanında, dışarıdaki görünümü zenginleştiren arkeolojik elemanlar var. Nikopolis as İstrum antik kentten bir taş kitabede “termoperipatos” yazısı mevcut. Eski Yunanca yazısı, “ısınması olan bina” anlamını taşıyor.
Antik Nikopolis ad İstrum kentinde sözkonusu yazı forumun yanıbaşında bir binanın duvarında yer almış. Orada 20 dükkan varmış. Antik ticaret merkezi adeta bir sosyal irtibat yeriymiş.Ulpiya Eskus kentindeki taş eserler de görülmeye değer.
“Bulgaristan’da bulunan en büyük forum orada bulundu. Jupiter, Minerva ve Yunona adında üç tepesi bulunur. Buna benzer yapılar başka biryerde yok. Orada piramitler, mezar taşları ve başka taş anıtlar bulundu.
“Taşın en büyük düşmanı iklim ve çevre şartlarıdır, diyor Karadimitrova. Derecelerin ısınması ve soğumasında taş da çatlayabilir, büzülebilir ve hasar görür. O yüzden de restorasyon yapıldı ve bu taş anıtların ilerideki nesillere de kalması sağlandı”.
Türkçesi:Sevda Dükkancı
Noel arifesi (Bıdni veçer), geleceğe umutla baktığımız aile bayramlarından biridir. Geçmiş ve gelecek arasındaki sınırda Ortodoks Bulgarlar, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar gelecek günleri karşılamak için bir araya geliyorlar. Gelenek üzere yemek..
Eskiden Küçük Noel veya “Neyadka” (Yemek yemeyen) olarak da adlandırılan Noel Arifesi , bir sonraki yılın tamamını etkileme gücünü taşıyan karanlık, korkutucu bir dönemin parçası olarak kabul edilirdi. Bu nedenle Noel'den..
Aynen geçmişte olduğu gibi günümüzde de Noel’den önceki günün erken sabah saatlerinden itibaren haneleri yılın en önemli akşam yemeği için yapılan hazırlıkların telaşı sarar . İsa’nın doğumu arifesinde yenen yemekler hayvansal ürün içermese de sofra..