Doğalgaz krizinin en büyük oyuncularından biri olan Washington, Avrupa Birliği ve Rusya arasında enerji alanındaki iyi ilişkilerini bozmak için azami çabalar sarfediyor. Kiev’in yeni yönetimi bunun için bir araç olarak kullanılıyor. Ukrayna doğalgaz boru hattındaki ilk avarya ile birlikte Avrupa’da vakitli ve uzun vadeli doğalgaz tedarikler konusu istikrarsızlığa sürükleniyor. Aynı zamanda daha Mart ayında “Sağ sektör” radikal milliyetçi grubunun lideri, Rusya’nın Avrupa’ya petrol ve doğalgaz satma imkanını elden almak için Ukrayna’dan geçen doğalgaz boru hattını havaya uçurmakla tehdit etti.

Buna mukabil Rusya yeni yakıt piyasalarını bulmayı başarıyor, ancak Avrupa yeni ve güvenilir tedarikçileri bulabilecek mi?

Avrupa Komisyonu’nun AB için stratejik önem taşıyan” Güney akım” projesine tutumu, Avrupa halkının bütün seçeneklerden en ucuzu olan boru hattı üzerinden, zamanla denetlenen Rus gazını kullanma isteğine ters düşüyor.

ABD’de yurtdışına sıvı doğalgaz ihracat prosedürünü kolaylaştıran bir yasa hızlandırılmış tempo ile kabul ediliyor.Bu yakıt türü Rus gazından oldukça daha pahalıdır ve Ukrayna krizinin ve Moskova ile Brüksel arasındaki ilişkilerin soğması Avrupa’yı Amerikan gazı almaya zorlayacak.

Pazartesi günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ülkemize yaptığı ziyaretinin birinci gününde, Bulgar yetkilileriyle bütün görüşmelerde “Güney akım” projesi en önemli konuyu teşkil etti. Rusya, daha önce proje çalışmalarını yürütüen Rusya ve Avrupa Komisyonu ortak çalışma grubunun çalışmalarının yenilenmesini önerdi. Hem Moskova hem Sofya, “Güney akım” projesinin AB’nin Üçüncü Enerji projesinin çerçevesinde ele alınmasına rağmen daha önce bir çok kez yapıldığı gibi bir istisna yapılabileceğine inanıyorlar.

“Bulgaristan ve Rusya'nın asırlık manevi ve kültürel ilişkileri var ve partnerliğini pragmatik ve karşılıklı çıkar üzerinde kurmalıdırlar”. Rosen Plevneliev, 7 Temmuz’da Sofya’da Sergey Lavrov ile görüşmesinde bunu söyledi.