Bu haftaki “80 yıl 80 haftada” dizimizde Bulgaristan Radyosu’ndan canlı olarak yayınlanan ilk röportajı anlatacağız. Söz konusu ilk röportajda 1940 yılını ve ülke için çok önemli bir olaya anlatacağız- Güney Dobruca’nın Bulgaristan Çarlığına iade edilmesini.
“Altın Dobruca topraklarına bizim savaş tanklarımız-araçlarımız gururlu ve müthiş bir şekilde giriyorlar. Halk, inanılmaz bir coşku içersinde sevinçle el sallıyor. Yavaş yavaş ilerleyen bu dev çelik makineler inanılmaz ve görkemli bir manzara oluşturuyor. Halk onun neşeli marşını nefeslerini tutarak izliyor.
Değerli dinleyiciler, bugün size özgürlüğüne yeni kavuşan Dobruca’dan son röportajımızı sunduk. 15 günden fazla zaman zarfında düzenlenen neşeli geçit törenleri, Dobruca’nın Birinci Bulgar Çarlığının temellerinin atıldığı kutsal bir Bulgaristan toprağı oldğunu gösteriyor. Dobruca, her zaman Bulgar milletinin salıncağı olmuş ve olmaya devam edecektir ve burada atılan her adım geçmiş şanlı tarihimizin, bizim canlılığımızın ve aydın geleceğimizin izlerini taşıyor. Dobruca’da sadece bizim kuzey güvenliğimizin garantisi değil aynı zmanada da milli gücün temelleri yatıyor.”
7 Eylül 1940 yılında Kraiova’da imzalanan anlaşma gereğince Bulgaristan, Güney Dobruca’yı Romanya’dan geri alıyor.
Ancak Neuilly Anlaşması'nın revize edildiği 1938 Selanik Anlaşması yükümlülüklerine göre, elden giden toprakların geri alınması imkanı sağlanıyor. 2. Dünya Savaşının patlak vermesiyle Dobruca konusu, Avrupa’daki dış politik duruma göre değişiyor. 1940 yılı kader yılı oluyor. Almanya, Batı Cephede saldırıya geçiyor. Almanya ve İtalya’nın saldırıya geçtiği 7 Eylül 1940 tarihi sonucu Krayova Anlaşması imzalanıyor. Anlaşma gereğince Güney Dobruca Bulgaristan’a iade ediliyor.
Böylece 1878 Berlin Anlaşması tarafından belirlenen sınırlar eski halini alıyor. Eşit sayıda Güney Dobruca’dan Romanyalı, Kuzey Bulgaristan’dan ise Bulgarlar değişime tabii tutuluyor. Bu değişim 3 ay zarfında getrçekleşmeli. Kuzey Dobruca’dan Bulgar göçmenleri taşıyabilecekleri kadar eşya alabiliyor, fakat altın alamıyorlar. 1940 yılında kamyon ve at arabaları, Güney Dobruca’da yavaş yavaş ilerlerken kucağında bebekleriyle ağlayan kadınları indiriyorlar. Bulgar aillerinin birçoğunda ne ev eşyası, ne battiniye, hiç birşey yok. Fakat yoksulluk içinde geçen 2-3 yıl sonra çalışkan Kuzey’den gelen Dobrucalılar, ayaklarına sağlam basıyorlar.
Bulgaristan devleti, Güney Dobruca’daki Romen mülkiyeti karşılığında 1 milyar lei ödemek zorunda kalıyor. 21 Eylül günü Dobruca halkı çoşkulu bir şekilde Bulgar ordusunu karşılıyor.
“Güney Dobruca’nın iade edilmesi, Bulgar diplomasisinin ve özellikle de Çar 3. Boris’in büyük bir başarısı olarak kabul ediliyor. Savaş sırasında Bulgaristan, bir damla kan dökülmeden barışçıl yollardan tüm topraklarına geri almayı başarıyor. 2. Dünya Savaşı sonrası, Güney Dobruca’nın Bulgaristan topraklarına katılması bir başarıdır, Vardar ve Ege Makedonya ile Batı Tarkya bölgelerine nazaran.
Çeviri: Şevkiye Çakır
Fotoğraf: arşiv“Görevimiz, Bulgaristan’ı mükemmel değil, normal bir ülke durumuna getirmek. Her insan normal bir dünyada yaşama hakkına sahip, öyle ki, devlet onu boğazlamasın, işini belirlemesin, görüş açısını belirlemesin ve nasıl yaşayacağına dair fikir vermesin...
Güzel, akıllı, yetenekli ve biraz da ekzotik Elisaveta Bagryana, genelde erkeklerden oluşan Bulgar kültür camiasında bir yıldızı gibi parladı. Duygusal, hassas ve narin yapısına rağmen, Bagryana oldukça güçlü çıkar, kendini kanıtlama ve benimsetme..
'Umut, inanç, aşk zamanı. Ve akılsızlık.O dönemde Bağımzıs üniversiteliler dernekleri ve 'Ekoglasnost'üyesi Petko Kovaçev işte öyle niteliyor 90’lı yılların başlarını. Olaylar bir sel gibi geliyor. Devlet Konseyi dağıtılıyor, develet iflas ediyor, üç..