Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Bulgar diplomasisinin 135. yılı- Marko Balabanov ilk dışişleri bakanı

19 Temmuz 1879’da 1.Aleksandır’ın talimatıyla Bulgaristan’ın ilk yurtdışı diplomatları tayin edilir. 1877-1878 yıllarında Rus-Türk harbinden sonra, 1878 yılında Büyük Güçlerin Berlin Antlaşması gereğince Bulgar toprakları birkaç ayrı bölüme ayrılır.

СнимкаKuzey Bulgaristan ve Sofya vadisi, Bulgaristan Prensliğine girdi.Stara Planina (Koca Balkan) Dağının güneyinden topraklar Doğu Rumeli adıyla hala Sultanın idaresindedir. 16 Nisan 1879 yılında Tırnovo Anayasası kabul edildi. Anayasadaki düzenlemelere göre, bir gün sonra İlk Büyük Millet Meclisi Bulgar Prensliğinin başına Aleksandır Batenberg’i Prens 1.Aleksandır adıyla seçer. Üçüncü Bulgar Devleti bundan üç ay sonra ilk hükümetini kurar. Prensin talimiyle Todor Burmov hükümeti kurar ve 5 Temmuz 1879 yılında onun başına geçer. Kabinenin dışişleri bakanı görevine Marko Balabanov getirilir.

1999 yılından beri 19 Temmuz, Bulgar Diplomatik İdarenin Günü olarak kutlanır. Bu bağlamda ülkenin ilk dışişleri bakanı Marko Balabanov da anılıyor. Bulgar diplomasi idaresi tarihinin en parlak isimlerinden biri olan Balabanov, ünlü politikacı, hukukçu, diplomat ve yazardır.  

Zengin tüccarların mali desteğiyle Fransa Sorbonne’de 1863 yılında eğitimini tamamlar. Paris’ten sonra Almanya’ya gider. Haidelberg’te Almanca dil derslerine gider ve felsefe dersleri alır. Bulgar ekzarşisi kurma yönünde sultan fermanı çıktıktan sonra, İlahiyat okulu birincisi Marko Balabanov İstanbul’a döner ve Ortodoks Kilise Şurasına yazman olarak atanır. 1871 yılında Ekzarşi Tüzüğünü kabul eden İstanbul kurultayında temsilci ve sekreter olur.

Ekzarh 1.Antim Marko Balabanov ve Dragan Tsankov’u onaylar ve ardından 1876 Ağustos ayından itibaren onların vatansever misyonu başlar.

İngiltere’nin büyük politikacısı, daha sonraları Başbakan olan Willam Gladston ile Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı lord Derby Paris’te, Dışişleri Bakanı Louis Charles Dekaz, Alman “demir şansölye” Otto von Bismarck ile görüşürler. İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya’daki başarılı misyonundan sonra ikili Rusya’ya gider.

Dragan Tsankov ve Milko Balabanov’un Avrupa diplomatik görevleri sürerken, 23 Aralık 1876 – 20 Ocak 1877 tarihlerinde Tsarigrad (İstanbul) Konferansı düzenlenir. Bu konferans iki diplomatın çalışmalarında provoke edilmiş olsa da, Tsankov ve Balabanov içeri alınmaz. Büyük güçlerin diplomatları, onların da ısrarıyla Bab-ı Ali’nin Bulgar sorununu çözmesi için baskıyı arttırır. 1877-1878 yıllarında savaşın başlaması için Ruslara da etki yapar iki Bulgar.

“Bugün de, birbuçuk asır sonra, Rus- Türk Kurtuluş Savaşının Rusya’nın imparatorluk hedefinin bir ifadesi mi, yoksa insani, özgürlükçü bir iradenin uzantısı mı soruları gündemi meşgul ediyor”, diye yazmış Marko Balabanov’un “ Politik uyanıştan sayfalar” kitabının önsözünde Georgi Danailov.

Her iki Bulgar diplomatın çabasıyla “Bulgar sorunu” çözümünde büyük rol oynar. Uluslarası arenadaki deneyimden sonra Marko Balabanov Bulgaristan’ın ilk dışişleri bakanı olur. Bu görevi iki kez alır, 1879 yılında ve 1883- 1884 yıllarında dışişleri bakanı olur. Dragan Tsankov ise Bulgaristan’ın 3. ve 8. başbakanı olur.

Türkçesi. Sevda Dükkancı


Kategorideki diğer yazılar

Gaberovo köyü camisi

Ramazan Ayından Kalan Güzel Duygular ve Birikimlerimiz

Manevî bakımdan yoğun bir mevsim olan Ramazan ayı ve mübarek Ramazan Bayramından istifade etmiş olmanın sevinç ve mutluluğunu yaşarken, aynı zamanda feyiz ve bereketi sağnak sağnak üzerimize dökülen bu dönemin sonuna gelerek “Elveda ey şehr-i Ramazan”..

Eklenme 19.04.2024 14:00

Sofya’nın bombalanmasının üzerinden 80 yıl geçti

80 yıl önce 17 Nisan İkinci Dünya Savaşı sırasında Sofya en yıkışı hava saldırısına maruz kaldı. 1944 yılında, 17 Nisan tarihinde öğle vakti, “Thunderbolt” ve “Mustang” sav aş uçaklarının katılımıyla 350 Amerikan bombardıman uçağı..

Eklenme 17.04.2024 13:26

Ramazan Ayının Kadrini Bilmek

Ramazan ayı, insanın yeterince değerlendiremediği zamanı ıskalamaması için Allah’ın sunduğu bir lütuftur. Bu özel zaman dilimine dikkat edilir, yakışan ve beklenen bir şekilde hareket edilip değerlendirilmesi durumunda insan, zaman ve mekânın sınırlarını..

Eklenme 05.04.2024 14:05