Profesör Georgi Bliznaşki’nin başında bulunduğu geçici hükümetin öncelikli hedefleri belgesinde belirtildiği üzere kuruluşlara karşı şeffaflık ve ahlaka dayanan güvenin tekrar kazanılması, ülkemizin içinde bulunduğu ağır durumun giderilmesi için atılması gereken ilk adım olmaktadır. Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev tarafından tayin edilen hükümet, acil reformlara ivme kazandıracaktır. Şimdiki ve 2020 yılına kadar olmak üzere bir sonraki program döneminde ülkedeki operasyonel programların idaresi ile ilgili Avrupalı ortaklarla yürütülen diyalog derinleştirilecektir. Bulgaristan, NATO’da müfeffik olarak üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmek üzere yoğun çalışmalar yürütecek. Geçici hükümetin öncelikli hedefleri ve görevleri, altı yöne yöneliktir. Bu yönlerden ilki ise 43. Halk Meclisi seçimlerinin düzenlenmesidir. Önceliklerin çoğunu ekonomiye yönelik önlemler ve yasa üstünlüğü, iç düzen, güvenlik ve savunma önlemleri oluşturmaktadır. Ayrıca sosyal koruma ve sağlık hizmetleri, kültür ve spor, şeffaf yönetim ve sivil toplumla etkileşim alanalarında da önlemler belirlendi.

Gallup İnternational – Bulgaristan Müdürü, politoloji uzmanı Pırvan Simeonov, konuyu yorumlarken şöyle konuştu: “Geçici hükümet istikrar sağlamaya çalışacak ve revizyon yapacak. Revizyon yapmasının nedeni ise ülkedeki durumun karmaşık olmasından dolayı geçici hükümetin kendini sigorta altına alma isteğidir”.

“Hükümet üyelerinin büyük ihtimalle sağ merkezci olacak olan bir sonraki hükümetin yolunu açacaklarını düşünüyorum, diyor Pırvan Simeonov. Bu nedenle belirlenen hedeflerden bazıları, bi sonrki hükümetin bu çalışmaları sürdüreceği umudu ile ilgilidir. Bu hükümete AB ile Ortaklık Sözleşmesi, önümüzdeki yıla ilişkin bütçenin hazırlanması, AB Komisyonu adaylığının gösterilmesi, Tek Banka Denetim Mekanizmasına katılım çalışmalarına start verilmesi gibi geçici bir hükümete has olmayan bazı işleri yapmak görevi düşüyor” diyor politoloji uzmanı Pırvan Simeonov.

Liberal Stratejiler Merkezi Program Müdürü doçent Daniel Smilov ise aynı konuda şunu ekliyor:

“Hükümette dört başbakan yardımcısının bulunması dikkat çekiyor. Başbakan yardımcıları, Cumhurbaşkanı Plevneliev’in önemli olarak gördüğü öncelikleri ortaya koyuyor. AB kaynaklarının değerlendirilmesi, yargı reformu alanında kendini ispatlamış bulunan bir uzman olan Bakan Hristo İvanov’la hukuk devleti söz konusu. Ayrıca ülkenin modernizasyonu, bölgesel kalkınma ve imar söz konusu. Bu şekilde cumhurbaşkanı öncelikli olarak gördüğü alanları çizmeye çalışıyor ve bu şekilde bir sonraki hükümete ve Parlamento’ya mesaj vermeyi umuyor. Geçici hükümetin görev süresi 2-3 ay sürecek, dolayısıyla ülkenin izlediği politikada köklü değişiklik söz konusu olamaz. Geçici hükümetin görevleri sınırlıdır. Bu görevlerden biri ise belirli yönetim sektörlerinin durumuna dair gerçek bilgi vermektir” diyor doçent Smilov.

Pırvan Simeonov’a göre ise geçici hükümetin azimli programı, çok önemli iki husustan kaynaklanıyor: Birincisi Cumhurbaşkanı Plevneliev’in artan siyasi azmi ve kendine güvenidir, ikincisi de bu hükümetin protesto hareketinden güç almaya çalışmasıdır. Prof. Bliznaşki, Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Hristo İvanov, Kültür Bakanı Martin İvanov, protesto gösterilerin amblem isimleriydi.

“Diğer kabine üyelerinin büyük bölümü de gerek dolaylı gerekse dolaysız bir şekilde protesto gösterilerine katılmış bulunmaktadır. Bazı medyaların isabetli esprisi ile söylemek gerekirse “protestonun iktidara gelmesi”, hükümetin azmini besleyen etkenlerden biridir. Bu durum Cumhurbaşkanı Plevneliev’in ve Başbakan Bliznaşki’nin siyasi karyerlerinin süreceğini düşündürüyor bana. Profesör Bliznaşki, solda durduğu için renkli ve merak uyandıran bir siyasi profile sahiptir. Oysa solda “ahlaki sol” ve “Avrupai sol” olmak üzere boş alanlar vardır”.

Doçent Smilov, geçici hükümetin protesto hükümeti olup olmadığı sorusu üzerine şu cevabı veriyor:

“Protesto hükümeti midir acaba? Hayır, bu insanlar gösterilerde yer aldıkları için tayin edilmedi. Profesör Bliznaşki’den başlayacak olursak eskiden Devlet Arşivi müdürü görevi yapan ve yetenekli genç tarihçilerden biri olan Martin İvanov’a kadar her birinin ciddi uzmanlığı bulunan kişiler olduğunu görüyoruz. Öte yandan kamuda tanınan çoğu kişilerin bir veya başka bir yönde konum almışken protesto edenlerden hiçbirinin yer almaması ihtimalini düşünün. Herkes sivil toplumun uyandığının ve siyasette olup bitenler üzerinde kontrol uygulamaya çalıştığının ne kadar güzel bir olay olduğunu konuşurken bu uyanmada yer almış olan bir uzmanın kamu görevlerinde bulunamaması akıl almaz bir şey olur. Cumhurbaşkanı, son bir yıl içinde ülkede yaşanan olaylarla ilgili görüşünü net bir şekilde ortaya koydu ve onun Bulgaristan tarihindeki bu dönemle ilgili değerlendirmesi ile ilgili bir sıkıntı duymuyorum” diyor doçent Smilov.

Çeviri :Tanya Blagova