Seçimler yaklaştı mı, oy vermenin vatandaşlık görevi olduğu, herkesin bu hakkını uygulaması gerektiği neredeyse her ağızdan duyulabilir. Bununla birlikte sosyologlar, vatandaşların seçimlere duydukları ilginin azaldığını öne sürüyorlar.NBU Üniversitesinde öğretim üyesi olan prof. Antoniy Todorov, oy hakkını kullanmayan vatandaşları, bu kararlarından dolayı suçlamamak gerektiğini belirtiyor ve şunu da ekliyor:

“Oy vermenin vatandaşlık görevi olması için, vatandaşlar oylamada bir anlam olduğuna ikna olmalıdır. Gittikçe çok seçmen, oylama yapılmasının aslında sonra zaman zaman onlara iktidara katıldıklarının hatırlatılmasının yolu olduğunun farkındalardır. Oysa henüz seçimi takip eden gün bu katılım anı, siyaset sınıfı dediğimiz kişiler arasında yürütülen sonsuz kavgalarda erimiş olur” diyor politioloji uzmanı. Sandığa gitmek veya gitmemek sorusunun cevabı hiç te kolay değildir. Çoğu insanlar siyasetçilere ve onların verdiklere vaatlere inanmıyorlar. Bu arada halk oy verirken birilerinin vaatlerini yerine getirmelerini beklemekten çok “ben buyum, benim anlayışım böyledir” demek için sandığa gidiyor. Bu arada seçimlerde aldıkları oyun kendilerine peşinen verilen güven olduğunu sanan siyaset adamlarının da yanıldıklarını belirtmek istiyorum. Bu bir yanılsamadır. Aslında vatandaşlar, kendilerini ifade etmek üzere oy hakkını kullanıyorlar. Ayrıca oy hakkını kullanmayan vatandaşlar arasında aslında politika ile ilgilenen kişiler çoğunluktadır. Onlar olup bitenleri takip ettikleri için sandığa gitmekten feragat ediyorlar. Bu olay, kamuda konuşulması gereken bir olaydır” diyor prof. Antoniy Todorov ve her ne kadar çok sayıda seçenek varsa da hiçbiri bizi tatmin etmediği halde oyumuzu kime vereceğimizi nasıl kararlaştırabiliriz sorusu üzerine şu cevabı veriyor:

“Bu konuda benim verebileceğim bir reçete yok. Herkesin kendine has bir anlayışı var. Seçimler her zaman büyük bir tavizdir. Bunu oy vermeyenler de bilmelidir. Çünkü sandıktan çıkan sonuç, bizim toplu olarak gösterdiğimiz tutumun neticesidir. Herkes sandık başına gidip gitmemek kararını tek başına alıyor, gidecekse de oyunu kime vereceğini tek başına belirliyor ve ayrı bir kişinin sandığa attığı pusula, atılan ve atılmayan diğer oy pusulaları ile birlikte sandıktan çıkacak sonucu belirliyor. Böylece biz hep birlikte iktidar kaynaklarının dağıtılması gibi genel bir sonuç üretmiş oluyoruz” diyor prof. AntoniyTodorov.

Çeviri: Tanya Blagova