Sonbaharın gelmesiyle birlikte eski zamanlara dönmemizi , müziğin saraylarda dinlendiği müziğe dönmemizi sağlayan festival başlıyor. ‘Barok sanatı’ sekizinci kez düzenleniyor. Festivalin artistik müdürü Zefira Vılova anlatıyor: ‘ Yetişkinler için açılış 25 Ekim’de Sofya Üniverstesinin salonunda olacak. Linda Mançeva ve Yavor Genov ve Finlandiya’dan Marianna Henrikson Bah’ın keman sonatlarını sunacağız. Bu müzik Drezden Kıraliyet sarayında bestelenmiş . Bundan başka Veraçini ve Vivaldi’nin müziğini de sunacağız.
Festivalin bir başka önemli noktası da bir Barok topluluğunun oluşturulması. Bu fikir aslında piyanist Mariya Ruseva’ya ait. Mariya Bah’ın ‘Kahve kantatını’ sunma arzusunu kabul ettik. Bah’ın ikinci oğlu Karl Filip Emanuel’in bestelediği bir semfoni de sunacağız.
Müzikseverler yeniden ‘Lez Ambasadors’ topluluğunu zevkle dinleyebilecek.
‘Bu kez müzisyenler opera sahnesinin yeni bir yıldızı ile birlikte çıkacak sahneye. Kontra tenor Carlo Vistoli ilginç repertuvarını tanıtacak.
‘Klaviriada’ adı altında üç gece altı konser vereceğiz.Sadece şu isimleri sırayalım yeterlidir. Brüksel’den Boyan Vodeniçarov geliyor. Genç piyanist Olga Paşenko konuğumuz olacak. Todor Petrov ise eski piyanolar konusunda bilimsel araştırmalar yapan az sayıda Bulgar uzmanı arasındadır. Müzisyeneler Amerkan üstad Paul McNulty’nin elinden çıkan Bethoven, List ve Şopen’in en sevdiği enstrümanların repliklerini kullanacak.
‘Birinci sebep , Nedyalko benzer projeye eskiden de katıldığı . Eski müzik dallarında uzman sayılır Jordi Savall ile birlikte çalışmıştır. İkinci sebep ise Erik Bosgraaf’ın ülkemizi ziyaretinde bizim folklora aşık olması kavalı çok beğenmesidir. Bulgar müzisyenlerle beraber olma hayali işte şimdi gerçekleşiyor.
Türkçesi: M. Baharova
Beloslava yeni parça, yaz turnesi ve yeni plak olmak üzere yaz mevsimine birkaç yenilikle giriyor. “Dushata mi” (Gönlüm) adlı yeni parçasında aşk yolculuğunu anlatan sanatçı, “Şarkının sözleri eşim Evgeni’ye ithafen yazıldı. Şarkıdaki..
Miro, “Byagame” (Kaçıyoruz) adlı baladı tanıttıktan sonra yeni parça çıkarmakta gecikmedi. “Gökyüzü gibi aşk” adını taşıyan yeni şarkı, 20. yüzyılın 80’li ve 90’lı yıllarına özgü hafif tarzda yapıldı. Miro bu sefer de aynı ekiple..
Şimdiye kadar JEREMY? grubunun frontmanı olarak tanınan Ersin Mustafov’un tek başına yaptığı ilk parça , büyük ilgi çekti . Şarkının bestesi, sözleri ve düzenlemesini yazan Ersin , P.I.F. grubundan Martin Profirov’un çaldığı davullar dışında..