Son zamanlarda bir tarihi iddia yaygınlık kazanıyor. Ona göre eski Mezopotamya toprakları en eski uygarlık değil, Balkan yarımadasındadır eski medeniyet. Mısırlar, Sümerlerden bile önce yaşamış bir eski kültürle ilgili bulgular ortaya çıkıyor ve eski medeniyet görüşleri altüst ediyor. Bundan 6-7 bin yıl önce bizim topraklarımızda bilinemdik bir uygarlık yaşarmış ve çok büyük bir gelişme gösterirmiş. Bu uygarlık Sümerlerden, Akadlardan en az bin yıl önce burada hüküm sürermiş.
Bu eski uygarlığın en belirgin delillerinden birisi, Varna’da MÖ 4400-4100 yılına ait kabirlere işaret ediliyor. O dönemden kalma süs eşyaları dünyanın en seçkin galeri ve müzelerinde Bulgaristan’ın adını duyuruyor. Provadiya yakınında tarihöncesi eski Karadeniz tuz ocağı da kayda değier. Provadı halkı o zamanlar tuz sayesinde büyük gelişim yaşamış. Durankulak adasındaki “göl şehir” tarihi kompleksine ne demeli? Yedi asır öncesinden Avrupa’nın en eski taş kenti de orada yatmaktadır.
Pazarcık yakınındaki “Yunatsite-Kahramanlar” tümsel ve gömüleri de aynı dönemden kalma tarihi mekanlardır. Doçent Yavor Boyaciev başkanlığındaki arkeologlar ekibi araştırmaları sürdürüyor. Orada 4 metre kalınlıkta kale duvarına rastlandı. Bu kalenin surları bir zamanlar binalar, evleri büyük yapıları olan bir kenti sarmalarmış. Doçent Boyaciev’e göre, bu Avrupa’nın eski kenti olabilir. Mezopotamya topraklarında Dicle ve Fırat nehirleri etrafındaki kadim şehirler bundan 1 500 yıl sonra ortaya çıkıyor.
“Mezopotamya standartlarına göre, Pazarcık yakınındaki gömülerde büyük bir şehir olduğu söylenebilir. Burada büyük bir kent ve surlarla çevrili kompleks varmış. O dönemde sadece kentlerde kale duvarları varmış. “Yunatsite-Kahramanlar” gömülerinde, medeniyet belirtileri olan eserlere rastlanıyor. Burası, MÖ 5. asırdan Ortaçağa kadar 6 bin yaşamın sürdüğü bir mekan olmuş.
Birkaç yıl önce Vratsa Balkanı Dağında da “eski yazı” olarak adlandırılan bulgulara rastlanılmıştı. Bilim dünyasını derinden ilgilendiren bu bulgular, Balkan yarımadasındaki medeniyeti tekrardan gündeme getirmişti:
Doçent Boyaciev’in açıklamaları:“Avrupa’da Balkan yarımadasında medeniyetlerin altın çağını yaşayan bir dönem varmış. Bulgaristan’da birçok gömü tümsekleri var. “Mogila” adı taşıyan bu tümseklerin içinde, aynen “Yunatsite-Kahramanlar” kompleksinde olduğu gibi arkeolojik zenginlikler yatabilir.
Türkçesi: Sevda Dükkancı
Fotoğraflar:Veneta NikolovaMüslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple İslâm dininin hayatın farklı alanlarındaki hükümlerini imkânları ölçüsünde öğrenmekle mükelleftir...
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son veren antlaşma imzalandı. Tarihçilere göre, öz toprak kaybına yol açan bu antlaşma Bulgaristan..
25 Kasım’da Bulgar Ortodoks Kilisesi Aziz Kliment Ohridski’yi anıyor . Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yedi öğrencisinden biri olan Kliment Ohridski, tanınmış başpiskopos, öğretmen ve kitap yazarıydı. Aziz Metodiy’in ölümünden..