25 Kasım gününe kadar Ulusal Kültür Sarayı’nın Art galerisinde Birinci Dünya Savaşına adanan bir sergi olacak. Bu sergide 10. Ak deniz bölüğünden 55. Piyade alayından subay ve askerlerin günlük yaşamından şimdiye kadar hiçbir yerde gösterilmeyen 45 fotoğraf izlenebilecek. Sergi büyük Bulgar fotoğrafçı İvo Hacimişev tarafından düzenlendi. İşte onun sözleri:
‘Kaderin cilvesine bakın, benin dedem diplomat Panço Hacimişev , 1914 yılında Londra’da bulunuyormuş. O sırada Bulgaristan’ın kimin yanlısı olacağı henüz belli değil. Dedemin Londra’dan raporlarını okurken, Bulgar diplomasisinin harcadığı büyük çabalarına tanık oldum. Ödevleri Büyük Güçlerin ilgisini çekmek istermiş. İki savaştan sonra yıpranmış küçük bir devlet için bu oldukça zor bir vazifeymiş.’
1912-13 dönemine Bulgaristan iki Balkan savaşına giriyor,genelde Bulgarların yaşadığı toprakları birleştirmek için. Bulgaristan’ın Birinci Dünya Harbine katılımının hedefi de aynıdır. Fakat sonuç yine fecidir.
Serginin örgütleyicileri Ulusal Güzel sanatlar galerisi ve Plovdiv – ‘Voyvoda Rusi Slavov’ Trakya derneği. Kültür Bakanlığı da girişimin ortağıdır.
İvo Hacimişev anlatıyor:‘Subayların albümleri elime geçince, fotoğrafların durumu çok kötüydü. Hatta Ulusal sanat galerisinden bunların kullanabileceğine büyük şüpheyle baktılar. Galeride on yıldan beri gönüllü çalışıyorum. Bana bu fotoğraflardan sergi oluşturulması mümkün olup olmayacağını sordular. Böylece Trakya derneği başkanı Nonka Matova ile tanıştım. Onun danışmanlığını kullandım. Resimleri restore ettim. Koleksiyon çok değerli , çünkü savaşa katılan insanların özel albümlerinden oluşuyor. ‘
İvo Hacimişev’e göre bazı fotoğraflar profesyoneller tarafından çekilmiştir. Onlardan savaşın vahimliği yansıyor, askerlerin ruhu yaşıyor. En duygusal resimlerden birinde askerlerin bir toplu mezarı kazdıkları görünüyor. Arkasına biri yazmış: ‘ Cephe. Neden?’. İşte bu serginin gücü de burada.
Tarihçi Prof. Svetlozar Eldırov fotoğrafların altına metni yazandır. Onun anlattıklarına göre, savaş günlüğünden anları yansıtan resimler, Bulgarların savaş ortamında da aynı evdeki gibi olduğunu kanıtlıyor. Tarlasını kazdığı gibi aynı çabalarla siperleri, yeraltı sığınanı da kazıyor. Kurmay, barakaları da ev gibi sıcak yapmaya çalışıyor. Arkadaşlarıyla eğleniyor, tabiata seviniyor. Rehin askerlere davranışı da kardeşçe. Ocağından uzak olan askerler yakınlarına hasret duygusuyla siperlerini de düzmüştür.’
Türkçesi: M.Baharova
Foroğraflar sergi organizatörleri tarafından temin edildi.İsa Mesih'in çarmıha gerildiği gün, Hıristiyan cemaati için en hüzünlü gündür ve Kutsal litürjinin yapılmadığı tek gündür . Komünyon ayini de yoktur, çünkü Tanrı’nın kendisi, Oğlu'nun çarmıha gerilmesiyle kendisini bir kurban olarak sunmuştur...
Kilise'nin Mesih İsa’nın Kudüs’e Giriş Bayramı'nda hatırlattığı bu coşkulu haykırışlarla, İsa Mesih Kudüs'te iyilik ve dünyada sonsuz yaşam umuduyla karşılanır. Bir gün önce, dört gündür ölü olan Lazar'ı diriltti. Bu mucizenin haberi, Romalıların..
Müslüman-Türk nüfusunun geçmişi bin yıl kadar öncesine giden Bulgaristan’da esas Müslüman topluluğunun oluşumu, Osmanlı döneminde Anadolu’dan yapılan iskânlarla gerçekleşmiştir. Yaklaşık altı asırdır azımsanmayacak sayıda Müslüman nüfusun yaşadığı..