Kasım ayı boyunca Sofya, Varna, Burgas ve Plovdiv’te bulunan ünlü bir restoran zinciri menüsünde “Bılgarka” Doğa parkından 12 eski yemeğe yer verecektir. Bu girişim, WWF- Bulgaristan “Doğanın yemek sırları” kampanyası çerçevesinde düzenleniyor ve geleceğe dönük bir amacı güdüyor – “Staroplaninska ovtsa” olarak bilinen Koca Balkan koyun cinsinin tekrar dağa dönmesini sağlamaktır. İki olay arasında bağ var mı sorunun cevabını WWF örgütünden Rayna Popova’dan alıyoruz.Burada belirtmek gerekiyor, fikir çevrecilere değil, tam aksine öz ve öz Bulgar yemekleriyle ünlü “Kenar” restoran zincirine aittir. Söz konusu restoran temsilcileri organik ürünleri üreten yerli tarım ürecilerini bulmak amacıyla , WWF’ye başvurmuş.
Rayna Popova’ya kulak veriyoruz:“Görüşme esnasında bu fikir genişledi. Daha ilginç ve daha iddiali birşeye imza atmaya karar verdik. İşte bu yoldan “Doğanın yemek sırları” girişimi fikri doğdu, ki girişimin ana hedefi çevreyi şehir insanının mutfağına daha yakın kılmaktır. Söz konusu 12 geleneksel yemek tarifini eski yemek kitaplarında aradık ve bulduk ve tabii ki yerli insanlarla konuşma esnasında öğrendik. Çocukluğumuzdan ninemizin yemeklerindeki tadı, günlük kargaşada kaybolan şehir insanına götürmek ve tattırmaktır, ki söz konusu şehir insanı az veya çok bu gelenklerden kopmuştur. Oysa onları unutmamak çok önemlidir.”
Yemek tariflerinin çoğu Tryavna bölgesindendir ve bundan dolayı da mantar çorbasının, salatasının, fırında pişirilen yemeğin ve saç yemeğinin altında “Tryvana usulü” diye yazıyor.
Şimdi gelelim ninemizin yemekleri arasında ve Orta Koca Balkan bölgesinde yetiştirilen ve tükenmek üzere olan yerli koyun cinsi ile arasındaki bağlantıya. Burada söz konusu olan organik çeşitliliğini korumakta topluma sağlanan faydalardır.
Sözü yine Rayna Popova’ya veriyoruz:“Tüm fikir, eskiden “Bılgarka” Doğa Parkının bulunduğu bölgede yetiştirilen ve şu anda yok olmakla yüz yüze gelen Orta Koca Balkan koyun cinsinin canlandırılmasıdır. Ninemin yemeklerinden gelirin yüzde 10’u bir vakfın hesabına gidecek. Daha sonra toplanan parayla söz konusu koyun cinsinden kuzular satın alınacak ve “Bılgarka” Doğa Parkında onları yetiştirecek yerli çiftçilere teslim edilecektir. Böylece koyunlar meraların yok olmasında yardımcı olacaktır, çünkü, hayvan olmayınca mera da yok. Tek sözle , orman meraları yok ediyor. Meralar ise Bulgarcası “laluger” olan tarla sincabın korunmasını sağlayacaktır.
Tarla sincabı ise, yine soyu tükenmek üzere olan yırtıcı kuşlara yem oluyor. Tarla sincabın tekrar buralara dönmesiyle kartal ve ak baba kuşlarının da burala yerleşmesi bekleniyor. Çok akıllı bir fikir değil mi? Ancak kampanyanın olumlu etkisi bunlarla sınırlı değildir:
“Bu kampanya, yavaş yavaş tükenmekte olan bir geçim kaynağının canına can katacaktır gerek boşalan köyler nedeniye gerekse de hayvancılık sektörünün en parlak dönemini yaşamadığı nedeniyle. Umarız günün birinde restoran zincirinin bu halkasını da tamamlayıp soyu tükenmekte olan koyunlardan süt, tereyağ ve peynir gibi ürünleri restoranının mutfağına getireceğiz.”
WWF’nin “Doğanın yemek sırları” kampanyası, yine WWF’nin “Doğanın saklı nimetleri” girişiminin bir parçasıdır.
Çeviri:Şevkiye Çakır
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..