Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Kökenimiz Türk Değil, Avrupalıdır

БНР Новини
Fotokolaj: Silviya Petrova

Avrupa genleri, günümüz Bulgarının profilinde çoğunluk oluşturuyor. Bu, yerli ve yabancı bilim adamlarının  yakın bir zaman önce tamamlanmış olan  kapsamlı araştırmasının sonuçlarıdır. Onlar bugünkü Bulgaristan topraklarındaki nüfusun  Türk menşei olduğu yolundaki teoriyi bir kez daha mağlup ettiler.Araştırma sonuçlarından anlaşıldığı üzere, Türk genlerimiz yüzde sadece 1.5 oranındadır ve damarlarımızda sıcak Avrupa kanı akıyor.

Atalarımız olan Eski Bulgarların  kadim Asya topraklarından gelmiş oldukları herkesçe bilinir.Mesele, bu kıtanın hangi kesiminden buraya gelmiş olmalarıdır. Gerçekleştirilen kapsamlı araştırmalara dayanılarak son zamanlarda  atalarımızın Hun ve Türk-Altay aşiretlerinin yaşadıkları Altay’dan ve Kafkas Dağları kuzeyindeki bölgelerden değil de  nüfusu çoğunlukla  Hint- Avrupalı olan bugünkü İran  ve Pamir Dağından buraya geldikleri  varsayımı yerleşiklik kazanıyor. 7. Asırda bugünkü Bulgaristan’ın topraklarına yerleşen  bu kabileler Trak ve Slavlardan oluşan yerli ahaliye karışarak sırrı çözülemeyen  bir genetik kokteyli oluşturuyorlar.

İleri gelen genetik, antropoloji, mikrobiyoloji uzmanlarımızın İtalya’nın Pavia Üniversitesi’nden  meslektaşlarıyla beraber şu ana kadar gerçekleştirdikleri en kapsamlı son araştırmanın sonuçları da Bulgarların Avrupa kökeni teorisini destekliyor. Bilim adamlarının görüşü kesindir: günümüz Bulgarları Kuzey Yunanistan ve Orta İtalya nüfusuna en büyük yakınlık gösteriyor. Makedonyalılar ile de  benzer genlerimiz var. Komşu Sırbistan’da  böylesi araştırmalar yapılmış değil, bunun için halklarımızın ne kadar yakın olduğu konusunda  somut bilgi mevcut değildir. Öte yandan  sosyalizm yıllarında bizim en yakın kan kardeşlerimiz olarak bize tanıtılan Belorus ve Ruslar ile genetik yakınlığımız yok.

Bulgaristan Bilimler Akademisi’ne bağlı Mikrobiyoloji Enstitüsü’nden Akademisyen Angel Gılıbov’un görüşü şöyle:

‘İnsanların dil yakınlığı olabilir ancak gen benzerlikleri olmayabilir. Bulgarlar, Rus, Slovenyalı, Çek ve Slovak gibi Slavlar’dan uzaktır ama, Skandinav ve Alman halklarından çok daha uzak oldukları saptanmıştır.Ancak biz mitokondriyal DNA’mız bakımından Kuzey Yunanistan, Hırvatistan ve İtalya nüfusu ile yakınlık gösteriyoruz.Aynı zamanda Orta Asya’dan Türki halklarla  % 1.5 oranından düşük Altay- Moğolistan  karakteristik özelliklerimiz var.’

Araştırma sonuçlarına göre, biz Bulgarların, topraklarımızda çok eskiden ikamet eden Traklar’dan kalma Akdeniz kökeninin yanısıra, Eski Bulgarlar ve Slavların varlığı ile ilgili Doğulu bir özelliğimiz  de var ancak bu  Türk değil, Hint-Avrupalı etkidir.Araştırmanın merak uyandıran başka bir özelliği daha var: bundan, beş yüzyıllık Osmanlı egemenliğinin genetik karakteristik özelliklerimize yansımadığı anlaşılıyor. Bu nasıl olmuştur?

Yine Akademisyen Angel Gılıbov’u dinleyelim:

‘Yeniçerilik ve kız kaçırma yoluyla  tersi değil de Bulgar kanının Türk popülasyonuna karıştığı söylenebilir. Bulgar halkı, Türklere karışmış değildir. Orta Çağlar’daki ahlak sayesinde Bulgar popülasyonunun temiz oluşu korunmuştur. Gerçekleştirdiğimiz genetik incelemeler, günümüz Bulgarlarının  Türkler’den epey uzak olduğunu ve Osmanlı egemenliğinden ‘genetik karışımların’ kalmadığını gösteriyor.’

Bilim adamları, günümüz Bulgarının  epey homojen bir profili olmasından bahsediyorlar. Bu profili, binlerce yıl varlığını sürdüren topraklarımızdan gelip geçmiş  her halktan kalma genlerin  kaotik bir karışımı değil, ne de bunun Türk, Hun veya Slav kökenleri var. Slav dilli bir halk olmamıza rağmen  bazı Akdeniz halklarına Slavlar’dan daha yakınız, kanımızda ise Avrupa kanı akıyor. Akademisyen Angel Gılıbov’un dediğine göre: ‘9.-10. asırlardan kalma  ve bölgemizde bulunan höyüklerden alınan malzemelerin DNA incelemeleri de bu tezi doğruluyor.’

Çeviri: Neli Dimitrova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Polska Skakavitsa'daki Kelebek Festivali doğa ve yaban hayatı meraklılarını bir araya getiriyor

Kelebek ve yaban hayatı meraklıları, Struma nehri boyunda en güzel doğa olaylarından birini gözlemlemek için Köstendil’in Polska Skakavitsa köyü şelalesi yakınında düzenlenen Kelebek Festivali’nde buluşuyorlar. Yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki şelale..

Eklenme 07.07.2024 08:35

Bulgaristan Fransız dilindeki yükseköğretimde köklü geleneğe sahip

Bulgaristan ve Romanya, eski sosyalist kampta izolasyona maruz kaldığı uzun yılların ardından dünyaya açılmaya arzusuyla 1994 yılında Uluslararası Frankofoni Örgütü'ne katıldı.  Frankofoni toplumunun temel değerlerinden biri eğitim ve özellikle..

Eklenme 07.07.2024 06:55

Burgas’ta Kinoloji Haftası başladı

BTA'nın haberine göre Burgas, Avrupa Kinoloji Haftası'nın on beşincisine ev sahipliği yapıyor. Burgas Deniz Bahçesi'ndeki Atçılık Eğitim Merkezi alanında 6 Temmuz'da başlayan etkinlik, Bulgaristan Cumhuriyet Kinoloji Birliği ve Burgas Belediyesi ile..

Eklenme 06.07.2024 09:35