Bulgaristan sınırlarına yakın olarak Ukrayna’daki çatışmalar Bulgar toplumunu yakından ilgilendiriyor. Toplumun hassasiyeti, orada bulunan, yurtdışında en büyük Bulgar azınlığı yaşamasından kaynaklanıyor. 300 bine yakın kişi Ukrayna’da kendini Bulgar azınlığı mensubu olarak tanımladığı tahmin ediliyor. Bulgar vatandaşları gerçekten, devletin bu inasanlar için birşey yapmadığı şeklinde şikayetlerini esirgemiyor. Ukrayna’daki Bulgarlara daha fazla dikkat edilmesini istiyor halk.  

Vatandaşın bu eğilimi, bazı politik etkenler tarafından populist amaçlarla, suistimal edilerek, siyasi söylemlere alet ediliyor. Geçen hafta aşırı ırkçı bir parti, Bulgar vatandaşlığı yasasında değişiklik önerdi ve Ukrayna’daki Bulgarların uyruğa geçmeinin kolaylaştırılmasını talep etti. Bu talep aslında Ukrayna’da askeri seferberliğe çağırılan Bulgar azınlık mensuplarına hızlandırılmış Bulgar kimliği verme isteğinde odaklandı. Oysa Ukraynalı Bulgarlar, Bulgar uyruğuna geçme konusunda pek talep göstermedi, bu ilgide bir yoğunluk gözlenmiyor. Ukrayna’da Bulgarlar Derneğine göre şimdiye kadar sadece 6 bin kişi Bulgar vatandaşlığı talebi iletmiş. Bulgaristan, mali nedenlerle Ortadoğu’dan gelen mülteci akımıyla dahi baş edemezken, böyle yeni bir dalgayla daha da zorlaşacağı tahmin edilebilir. Ukrayna’da savaş cephelerine gitmek için seferber edilen etnik Bulgarlar konusundaki toplumsal baskı, yönetimi belli bir sıkıntıya sokuyor.

AB Konseyi toplantısında da olmak üzere, iktidar partiler sorunu ortaya attı, şimdi Ukrayna tarafı da resmi olarak talebi incelemeli. Ancak peşin olarak biliniyor ki, Ukrayna çifte vatandaşlık olayını kabul etmiyor ve Bulgar kimliği olmuş olsa dahi, bu kişileri sadece Ukrayna vatandaşı olarak algılıyor.

Kiyev’te Elçilik ve Odessa’daki konsolosluk, etnik Bulgarlara vizelerin daha kolay verilmesi talimatı aldı.  

Aynı zamanda Bulgar Kızılhaç Örgütü savaş alanından kişilere insani yardım gönderecek. Ukrayna’da yaşayan Bulgarlara verilecek en büyü destek, oradaki çatışmaların dinmesi ve Rusya ile barış ateşkesinin sağlanmasındaki rolüyle mümkün olacak. Minsk’te sona eren müzakereler, ılımlı ve ihtiyatlı da olsa, buna umut veriyor.

Çeviri:Sevda Dükkancı