Kolö 15 yıl önce 300 dönüm esk bağ arazi tarlası alır. Sadece Bulgaristan'ın Güneyinde Melnik kasabasında yetişen cinslerle ekilmiş bağlar.   Kolç bütün cinsleri değiştirir ve zengin bir çeşitlilik kazanır. Şimdiye kadar bölgede sadece geniş yapraklı Melnik bağı yetişir. Yeni bağların ekiminden ilk güzel şarabın çıkmasına kadar on yıl geçer. 

Meyin içinde tahtadan fıçılar var. Eski rekolteden neler var diye merak ediyoruz. Dar bir koridor kayalar içinden dar bir tünele kadar götürüyor bizi. Kaya içindeki küçük çukurlarda şaraplar bekletiliyor. Mey-mel kelimesi de Melnik kasabasının adını vermiş. 

"Burası bir göl dibiymiş ve yakında bir yanardağın kalıntılarından izler var. Bir zaman sonra burada şampanya teknolojisiyle de şaraplar yatırmaya başlayabiliriz" diyor Kolö. 

Melnik etrafındaki köylerde zamanında şarapevleri yokmuş, şimdi ise 15 km çapta 10 şarap meyi var, 8'i ise nispeten yeni sayılır. 

 "Sosyalist dönemde köylülere bir dönüm bağ hakkı veriliyordu, adamlar da orada yarım ton şarap çıkarıyordu. Bu bölgeler daha 19. asırda şarapçı olarak ün kazanır. O zamanlar burada Yunan tüccarlar şarapçılıkla uğraşırmış.  Yunanlılar Melnik'i terkedince, pazarları, şarapçılık hüneri ve ticari bağları kaybetmişiz".  

İlk önce daha genç, beyaz ve hafif şarapları tadarak başlıyoruz deneme işine. Aralarında roze olanlar da var. Bölgenin asıl gurur kaynağı ise, ağır kırmızı şaraplar.  Bir roze ise yerli br kırmızı cins üzümde yapılmış, şeftali rengine bürünmüş ve vionie ile şardoneye gerçek rakip olabiliecek tada sahip. Kolö'nun eşi Bordo'da eğitim almış şarap enoloji uzmanı, şarap tatmayı meslek edinmiş. 

"Rozelerin geçmiş bir geleneği yok, fakat günümüzde bilgi değişimi ve bilgiye erişim çok kolay oluyor, nesiller boyu öğrenilenleri biz üniversitede öğreniyoruz. Sonra staj yapıyoruz ve daha sonra da bilgileri işte gördüğünüz bu şaraplara uyguluyoruz" .  

Şarap cinserinde de bazı yeni eğilimler var mı acaba? Geleneği olmayan cinsler kendine paar vuluyor mu derken, kadın bize çok genç ve yeni bir şarap uzatıyor. 

"Biz klasik fermentasyon yapıyoruz, üzüm erken olgunlaşıyor, o yüzden de bojole nuvo gibi daha aynı anda yapıma hazır oluyor. Birçok insana ve anlayana bizim taze genç şarabı tattırdık ve onlar "Bir daha bojole içmem bu varken" dediler.

 "Çok uzman profesyonel değilim. Bulgar ve modern uluslararası cinslerle çalışmayı umuyordum. İlk 50 yılda sadece deneme yapmak istiyorum ve anlaşılan olumlu neticeler veriyor". 

Madalyalar, fuar ödülleri da bunun bir takdiri. 

Şarap zamanla güzelleşir. Onun böyle bir özelliği vardır. 20-30 yıl sonra gelip, geniş yapraklı melnik ve pino noar cinsinden şampanyalaşmış şaraplarımızı denemeye davet ediyorum sizi.

Çeviri:Sevda Dükkancı