Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

1979 yılı – Emiliyan Stanev- ormanlardan, zamanlardan, adetlerden geçerek

Photo: arşiv

‘Şeftali hırsızı’, ‘Sibin efsanesi’, ‘Preslav Prensi’, ‘Antihrist’, ‘Tırnova Çariçesi’... Bu  kahramanlar ve tarihler onlarca yıl  okurları büyülemektedir. Sanki zaman makinesi onları günümüze taşıyor. ‘Gerçek mi? Bilirseniz eğer, kendiniz için koruyun. Bana ise hayalleri bırakın!’ diyor Emiliyan Stanev… Yazar sanatçı olarak yetiştiği koşullar ile ilgili şunları paylaşıyor:

‘Çok kötü şartlarda ve hiç edebiyat eğitimi olmayan koşullarda yetiştim. Ergenlik yıllarımı yaşadığım küçük şehirde benim yazarlık denemelerime küçümseyerek gülüyorlardı. Pek uygun olmayan şartlarda yetiştim, ama benim için çok hoş bir zamandı. Aslında yeteneğim için bir sınamaydı. Bana sorarsanız ilk adımlarını atan genç yazarları etkileyen olumlu etkenler konusunda benim fikrim biraz değişik. Ben ilk edebiyat denemelerimi erken ergenlik dönümünde yaptım. 1932 yılında Sofya’ya geldiğimde iki öykü getirdim. Onlar hemen basıldı. Belki de biraz yukarıdan bakma gibi gelir, ama ben kendim geliştirdim kendimi yazar olarak  hiç kimsenin yardımını görmedim. Sadece okudum yerli, Rus  ve Fransız yazarlarını.’

20. Yüzyılın en büyük yazarlarından biridir. Tarih kitaplarını felsefi yaklaşım ile yazar. Çoğu zaman soruların cevaplarını araştırır: ‘Bu süreçler neden böyle gelişmiş? Neden bu böyle olmuş? Tanrı’yı bakın nasıl izah ediyor: ‘Tanrı fikri çok basit. Açık ki insanın dünyayı basitleşerek algılama ihtiyacından meydana gelmiştir. Aynı ihtiyaç sonucu devlet de kurulmuştur. ‘

1907 yılında Veliko Tırnovo’da dünyaya gelir. Çocukluk yıllarını bu şehirde geçirir. Ergenlik çağını Elena şehrinde geçirir. Küçük yaştan beri babası onu ava alır , tabiat arasında zaman geçirir. Ve bu yaşamı yıllar sonra  eserlerine yansıtır. Liseyi bitirir, bir süre profesör Tseno Todorov’tan resim dersleri alır. 30’lu yıllarda Sofya Üniversitesinde finans ve ticaret bölümüne yazılır. İşte o zaman ilk esrelerini yayınlar. 1971 yılında ‘İvan Vazov’ ödülünü alır- ‘Antihrist’ romanı için, 1975 yılında bütün yaratıcılığı için ‘Yordan Yovkov’ ödülüne sahip olur. Bu ödüllere rağmen Emiliyan Stanev totaliter rejimi sırasında yazar stereotipi dışlında kalır :

‘Bana göre yazarın misyonu hep aynı kalmıştır. Tanrısallığı uyandırmak. İnsanda vahşiliği uyandırmak değil de, anlam, inanç  arayarak ruhunu sevgi, güzellik ile besleyerek insan severliği ve mücadele ruhunu  korumalıdır. Geleceğe inancı ve yaşam sevgisini taşımalıdır. Güzel kitap mutluluk kaynağıdır. Özellikle günümüzde böyle anlıyorum yazarların misyonunu.’ 

Emiliyan Stanev’in Bulgaristan’a karşı beslediği sevgi, gerçekleri söyleme özgürlüğü, yeteneksizliğe tahammül edememesi o zamanın iktidarının gözdeleri dışında bırakıyor. Av gezilerine davet edilmesine rağmen o zamanki parti ve devlet başkanı Todor Jivkov onu pek sevmez…Hele de ‘A bre, bir zamanlar olduğu gibi neden vermiyorsunuz insanlara tarlalarını ve herşey düzelsin’ deyince iktidar ile ilişkileri tamamen kesilir.

Emiliyan  Stanev'in  ‘İnsan hatıra biriktirdiği zaman hayat biriktirir, para yerine hatıra biriktirmek çok daha iyidir‘ sözü unutulmamıştır.

Türkçesi: M. Baharova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Filip Dimitrov hükümeti

1992 yılı-Filip Dimitrov az bir farkla, ancak ebedi olarak Başbakan kaldı

“Görevimiz, Bulgaristan’ı mükemmel değil, normal bir ülke durumuna getirmek. Her insan normal bir dünyada yaşama hakkına sahip, öyle ki, devlet onu boğazlamasın, işini belirlemesin, görüş açısını belirlemesin ve nasıl yaşayacağına dair fikir vermesin...

Eklenme 12.07.2015 09:35

1991 yılı- Elisaveta Bagryana- ebedi ve eşsiz

Güzel, akıllı, yetenekli ve biraz da ekzotik Elisaveta Bagryana, genelde erkeklerden oluşan Bulgar kültür camiasında bir yıldızı gibi parladı. Duygusal, hassas ve narin yapısına rağmen, Bagryana oldukça güçlü çıkar, kendini kanıtlama ve benimsetme..

Eklenme 04.07.2015 08:10

1990 yılı- Zaman bizim mi?

'Umut, inanç, aşk zamanı. Ve akılsızlık.O dönemde Bağımzıs üniversiteliler dernekleri ve 'Ekoglasnost'üyesi Petko Kovaçev işte öyle niteliyor 90’lı yılların başlarını. Olaylar bir sel gibi geliyor. Devlet Konseyi dağıtılıyor, develet iflas ediyor, üç..

Eklenme 01.07.2015 10:30