Elitsa ve Krasimir ailesi, bundan dört sene önce kent hayatını bırakıp köye yerleşmeye karar verdiler. "Daha evvel Sofya'da oturuyorduk, eğitimimizi bitirip orada çalışıyorduk, fakat kent ortamında yaşamak ve çocuklarımızı yetiştirmekten hoşlanmadığımız için daha sakin ve yeşil bir yere taşınmayı tercih ettik" diyor Elitsa. Sadece bu aile değil, gittikçe çok insan köy hayatının cazibesine kapılıyorlar. Bulgar Köyleri Birliği tarafından yapılan araştırmadan alınan sonuçlara göre geçen yılda 33 500 kişi olmak üzere rekor sayıda insan şehir hayatını köy hayatı ile değiştirmiş bulunuyor. Ayrıca bu insanların yarısından fazlasının yaşı 18 ila 45 arasında değişen faal çalışma çağında bulunması dikkat çekiyor. Burgas, Plovdiv ve Blagoevgrad yakınındaki bahçeli evler, köy hayatı meraklıları arasında en büyük rağbet görüyor.

Elitsa ve Krasimir çifti, Veliko Tırnovo'ya bağlı Hotnitsa köyüne yerleştiler. "Köy tarihi açıdan çok ilginçtir. Eskiden Trak yerleşmelerinin yer aldığı bu topraklarda Bulgaristan'da en eski altın hazinelerinden biri bulundu. Doğa güzellikleri de eşsizdir, harika bir şelale var" diyor Elitsa. Genç aile, arkadaşlarının desteği ile eski kerpiç evini onarıp çamur, kil ve saman gibi doğal malzemelerle tamamlandı. "Böyle bir evde yaşamak, panel dairesinde yaşam sürmekten apayrı bir şeydir" diyor genç kadın ve evin bahçesinde sebze ve meyve yetiştirmekten çok hoşlandığını da ekliyor. "Gıda bağımsızlığı için mücadele ediyoruz, ne yediğimizi bilmek için yiyeceklerimizi kendimiz yetiştiriyoruz" diyen Elitsa şöyle devam ediyor:

"Toprağa ve çevreye mümkün mertebe az müdahale etmeye çalışıyoruz. İkimiz de yaptığımız küçük seçimlerle durumu bir veya başka yönde değiştirdiğimize inanıyoruz. Ne yaparsak yapalım nafiledir demektense bir şeyler yapmayı tercih ediyoruz. Yaptığımız bu küçük şeylerdn biri mesela, yağmur suyunu toplayıp bahçemizi bu su ile sulamaktır. Tuvaletimiz de su kullanılan tuvalet değil, kompost tuvalettir. Yani elimizdeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Organik atıklarımızı kompostluyoruz, diğerlerini de ayrıştırıyoruz".

Elitsa ve Krasimir çifti, kendilerine sağlıklı gıda sağlamaktan öte eski Bulgar tohum çeşitlerinin de temiz olarak korunmasını istiyorlar. "Maalesef tohumları muhafaza eden ve devam ettiren insanlar gittikçe azalıyorlar. Köydeki yaşlılar bile mağazadan paket içinde tohum almaya alıştı" diyor genç kadın ve bu yüzden ailenin dostları ile birlikte Veliko Tırnovo bölgesi için Tohum Kütuphanesinin oluşturulması için harekete geçtiklerini de ekliyor:

"İlk önce Tohum Bankası oluşturmak istedik, ancak bu çok ciddi bir iş olduğu için fikir değiştirdik, tohum kütuphanesi yapalım dedik. Sıradan bir kütuphane prensibi ile çalışılıyor. Topladığımız tohumları koruyucu ailelere veriyoruz. Aileler bilinçli ve özenli bir şekilde bitkileri yetiştirdikten sonra tohumlarını toplayıp bize iade ediyorlar. Ancak bu şekilde tohum türlerini sürdürebiliyoruz. Çünkü örneğin elimizde yüz bitki çeşitlerinden 100 tohum cinsi olursa bizim hepsini devam ettirmemiz mümkün olmaz. Her bitkinin özellikleri var. Mesela iki çeşit mısırı küçük bir alanda yetiştiremezsiniz. Yetiştirecek olursanız melezleme olur tohum temizliği kaybolur. Biz, atalarımızdan gelen tohumları korumak ve sürdürmek istiyoruz, bunlar daha dayanıklı , hibrid olmayan tohumlardır. Oysa mağazalarda satılanların çoğu hibrid tohumdur, bir süre sonra da genetik modifiye tohumlar olacak".

İki çocuğuna bakmaktan ve bahçede çalışmaktan öte yaratmayı da seven Elitsa, küçük aölyesinde tamamen bitki esaslı ev yapımı sabunlar yapıyor.

"Çevreyi kirletmemeye, zarar vermemeye çalışırken tek başıma sabun yapabileceğim aklıma geldi. Vejeteryen olduğumuz için hayvansal yağlar kullanmak da istemiyoruz. Tamamen bitkisel yağlardan, Hindistan cevizi yağı, ayçiçeği yağı ve zeytinyağı katıyorum. Bahçedeki şifalı bitkilerin özütlerini yapıyorum, sabunlara hoş koku katmak için eterik yağlar ilave ediyorum. Herhangi renklendirici madde veya suni koku olmadığı için tamamen zararsız sabun üretiyorum.

Hotnitsa'da 600 kadar ev olsa da köy sakinlerinin sayısı ancak 200. Elitsa ve Krasimir ailesinden başka daha 2-3 genç aile var ancak. Bu arada köye birçok İngiliz yerleşmiştir. "İngilizler arasında birçok dostumuz var, hatta yardımlaşma grubu bile kurduk" diyen Elitsa, kent hayatını değil, kentteki arkadaşlarını özlediğini paylaşıyor, fakat onları sık sık misafir ettiğini, ayrıca da Internet üzerinden temas içinde olduğunu da ekliyor. Uzaktan çalışma fırsatını sağlayan dünya ağı, taşrada işsizlik sorununa da çözüm olabiliyor. Eli, kendini tamamen ev işleri ve çocuklarına vermişken farklı projelerde çalışan Krasimir, hanenin bütçesini sağlıyor. Ornitolog olan genç adam, kuş gözetimi yapıyor. "Yaptığı iş hem benim, hem çocuklar için çok ilginçtir, dolayısıyla kendisine sık sık eşlik ediyoruz" diyor Elitsa.

Fotoğraflar: özel arşiv

Çeviri:Tanya Blagova