Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Acısıyla, tatlısıyla mektuplarınız

Photo: www.banite.egov.bg



Fahri Nur: Türküler, nesillere orijinal biçimde aktarılmalı.

Doğduğu Çukurdereköy’ün (Pazartsi) başındaki „Asar” denilen yere, epey uzamış çamların arasından yürüyerek çıktı. Ev büyüklüğünde olan taşın üzerine tırmandı. Kollarını iki yana açarak şöyle etrafına göz gezdirdi. Rahımlı dağının eteğine serpilmiş köyleri bir bir bakışlarıyla okşadı. İçi göynüdü, çocukluk yıllarına döndü anılarında. Gözleri dolmuştu. Ha boşandı, ha boşanacak gözyaşları. Birden „erkekler ağlamaz” dedi kendi kendine. Göz yaşlarını içine akıttı. Anıları daha çok canlandı. Gözlerini kapattı. Öylece bir müddet kalakaldı. Yakınında bir yerde yanık yanık öten bir bülbül sesi geldi kulağına. Hafiften esen rüzgara aldırmıyor, bülbülün nağmelerini dinliyordu. Yan taraftan bir başka bülbülün şarkısı duyuldu. Oturdu, başını ellerinin arasına aldı. Bakışını karşı dağdaki bir noktaya yoğunlaştırdı. Baktı, baktı, baktı. Bülbüller hala ötüşüyordu. Bir ara masalımsı, tatlı rüyalarla süslü, uykudan uyanırcasına kımıldadı. Önce kır çiçeklerinin kokusunun genizlerine, ciğerlerine dolduğunu hissetti. Sonra mis gibi temiz havayı derin derin içine çekti. Ardından kendi bestesi olan „Canım Rodoplar” türküsünü yandıra yandıra okumaya başladı. Sesi dağ-taş, dere boylarında yankılandı. Okuduğu birkaç Rodop türküsünden sonra sıra "Küçük Yaşta Aldım Sazı Elime” türküsüne geldi. Berrak, dağ suları gibi berrak. Çın çın öten bir ses.

Evet, Fahri sazın tellerine ilk dokunduğu günleri anımsadı. Henüz yedi yaşındaydı. Babası Nuri ağa bu yörede ,,kaza mehteri” diye ün yapmıştı. Bir akşam el yapımı güzel bir bağlamayla toplandı evine. Koşukavak yöresinin Çalköy’lü (Çal) Ahmet ustanın yaptığı saz. O akşam Fahri’nin gözüne uyku girmemişti, sevinçten adeta uçuyordu. Yüreğini güzel bir heyecan sarmıştı, pırıl pırıldı. Sazı elinden hiç bırakmıyor, çalıyor okuyor, okuyor çalıyordu. Müzik merakıyla yanıp tutuşan oğlana ilk saz dersleri babadan geliyordu.

"Dedem ilk sazı evimize getirdiği zaman, babam dokuz yaşındaymış” diye anımsıyor Rodoplu saz ustası. Zvezdel köyü folklor festivalinde 4. sınıf öğrencisiyken saz çalarak söylediği türküden etkilenen Plevenli bir gazeteci-yazar, Fahri hakkında yazdığı makaleye "Geleceğin Orfey’i” başlığını verdi. „Bu yazı benim müziğe sımsıkı sarılmamı teşvik etti” diyor Fahri Nur.

"Annemin yandıra yandıra okuduğu eski türküler bende derin izler bıraktı. Hala kulaklarımda çınlıyor.” diyen saz ustası, şöyle özetliyor özgeçmişini: "Lise yılları gelip çattı. Sazım bensiz, ben de onsuz olamıyordum. Rodop dilberlerine aşık olmadan önce sazıma bağlanmıştım. Sevda türküleri dökülüyordu sazımın tellerinden. Gönlümde bir sevinç, bir duygu dünyası. Yaprak yaprak açan duyguları, türkülerle insanların yüreğine de serpiştirmek istiyordum. Onlarla güzelliği ve ışığı doya doya paylaşmak vardı filiz filiz açan emellerimde.”

Sazıyla, ilk ayrılışı askerlik çağına geldiğinde olmuştu. Kışlada üç-beş ay sazından ayrı kalmış, dünyası kararmıştı. Her gece çok sevdiği sazını rüyasında görüyordu. Yarine sık sık mektuplar yazıyor, sazı ve yarinden ayrı kalmanın derin acısını dile getiriyordu. Bir gün komutanın huzuruna çıkıp derdini anlattı.

Fahri artık sazına kavuşmuştu. Hem vatan borcunu ödüyor, hem de asker arkadaşlarına gurbet ve aşk türküleri okuyup, onları eğlendiriyordu. "Askerlikten sonra, festivaller, kız kınaları, düğün-dernek, dost meclisleri ve muhabbetleri derken, müzik benim için vazgeçilmez bir uğraşı oldu ve yaşam biçimine dönüştü. Neşet Ertaşı radyodan dinleyince, gerçek sazın nasıl çalınması gerektiğini anladım. O büyük üstadı kendime örnek seçtim. Tabi öz kaynağımız Rodop ve Rumeli türkülerinden hiçbir zaman vazgeçmedim” diyor Fahri.

1989 Göçü, Fahri’yi de doğduğu ve çok sevdiği Rodoplar’dan koparıp, Egekıyılarına, İzmir’e sürükledi.

Yine anılara dalıyor Fahri: "Türk-Amerikan kültür Derneği’nde, kültür etkinliklerine, sürekli müzik icraatlarına davet edildim. O faaliyetler beni Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı’yla buluşturdu. 1993’te Halk Müziği sınavlarına girdim ve konservatuvarı iyi başarıyla kazandım. Beş yıl eğitim aldıktan sonra, kendi bestelerimi de yapmaya başladım. Yerel ve Ulusal televizyon kanallarında defalarca programlara katıldım. Türkiye’de "Balkan” müzik grubunun kurulmasında öncülük ettim. Değişik yerlerde düzenlenen konserlerde baş rol oynadım.”

Tarihin derinliklerinden bugüne kadar gelen ve insanlığa mal olmuş o büyük mitolojik ve destanlaşmış ozan Orfey’in geleneğini Rodoplar’da devam ettirme yönünde bir misyon duygusu ve mecburiyeti hasıl olmuştur Fahri Nur’un içinde. Birkaç yıl önce, yaşadığı İzmir’de emekliye ayrılınca doğup büyüdüğü ve çok sevdiği Rodoplar’a ve şirin köyüne kavuştu.

Türküleri, gönülleri doğan güneş gibi aydınlatıyor ve ısıtıyordu. İnsanı ince bir duygu sarıyordu. „Müzik bence hayatın ifadesidir, bu sonsuz evrende birtek insanoğluna bahşedilen yüce bir değerdir. Yaşantımıza dair herşeyin ifadesidir, ruhumuzun gıdasıdır. Her türkü, nesillere orijinal biçimde aktarılmalı”, diyor Rodop ozanı. Çünkü Fahri Nur’a göre, türkülerin taşıdığı zenginlik çok değerlidir.
Kamber Kamberoğlu



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Ribnovo düğünleri UNESCO Dünya Mirası Listesine aday gösterildi

Rodoplarda büyük bir köy olan Ribnovo yıllar içinde çok farklı ve değişik olan düğünleriyle gündeme geliyor. Ribnovo geleneksel düğün ve gelin yüzünü boyama ve süsleme tekniği UNESCO dünya miras listesinin “yaşayan insan hazineleri” listesine aday..

Eklenme 24.10.2024 16:05

Bulgaristan’da nüfus azalması 1985 yılından bu yana ilk kez sıfıra yaklaştı

Bakanlar Kurulu’nun  2023 yılı “Demografik gelişim” programını değerlendirme raporuna göre ülkemizde 38 yıldan bu yana ilk kez doğal nüfus artışı ile nüfus azalması arasındaki oran neredeyse sıfır düzeyinde. Bulgaristan Bilimler Akademisi Nüfus ve..

Eklenme 23.10.2024 14:26
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama

Geri Dönüş Merkezleri – yasadışı göçle mücadelede sürdürülebilir çözüm veya başarısızlığa mahkum ortak Avrupa modeli

Göç konusu, Brüksel'in bu konuyu sınırlamak için yeşil ışık yakması yönünde artan baskı bağlamında, Avrupa gündeminin bir kez daha gündemine oturdu. Bazı Avrupalı ​​liderlerin yasadışı göçmenlere karşı daha radikal bir yaklaşım yönündeki..

Eklenme 23.10.2024 12:22