Kırsal Bölgeleri kalkınma Programı çerçevesinde belediyelere 700 milyon avro sağlanacak.
29 Haziran'dan itibaren “Genç çiftçi” projeleri başvuruları başlıyor
Öğrenciler tatilini tütün tarlalarında geçiriyor.
Üreticilerden Rodoplar'da yetişen ve Bulgarcası “Mursalski çay” olan Mursala çayının tescilini talep ediyor.
Kırsal Bölgeleri kalkınma Programı çerçevesinde belediyelere 700 milyon avro sağlanacak
Yeni Kırsal Bölgeleri kalkınma Programına toplam 232 belediye başvuruda bulunabilecek. Önceki programlarda başvuruda bulunan ve turizmin gelişmiş olduğu Bansko ve Sozopol gibi belediyeler turizm altyapısının yenilenmesi için başvuruda bulunamayacak. Yeni programdan belirlenen kaynaklar belediye yolları, okul ve ana okullar kurulabilecek, park ve spor alanları inşa edilecektir, kültür yerleri tamir edilecek ve yeni su sistemleri kurulacaktır.
Yeni yol yapımı ve su sistemlerin kurulması için belediyelere en fazla 3 milyon avro, sosyal amaçlı yerlerin kurulması için en fazla 2 milyon avro alabilecekler. Uzmanlara göre, bu kaynaklar tüm belediyelerin ihtiyaçlarını karşılamak için yetmeyecek, işte bundan dolayı da projelerin değerlendirilmesi için kriterler bundan sonra belirlenecek. En başarılı projeler tabii ki finansman kazanacaktır.
Tarım bakan yardımcısı Vasil Gruev, “Genç çiftçilere yeni işlerinde ilk maddi yardım” programına başvuruların 29 Haziran tarihinde başlayacağı müjdesini verdi. Bütçe 35 milyon avroyu bulacak. Genç çiftçiler, bir ay zarfında tüm belgeleri sağlayabilecek. Her genç çiftçiye 25 bin avroluk yardım verilecektir, ki bu paralar iki defalık olmak üzere 12 500’avroyu bulacaktır. Genç aday çiftçiler, projeler çerçevesinde programlarını hazırlamak amacıyla tarım alanında ulusal dairesinin hizmetlerinden tamamen ücretsiz olarak yararlanabilecektir. Bakan yardımcısı Vasil Gruev’e göre, bu programa büyük ilgi bekleniyor. Eski program çerçevesişnde birçok genç çiftçi başvuruda bulundu, ancak bütçenin tükenmesi nedeniyle yüzlerce proje onaylanmadı.
Yaz tatili sekizinci sınıfa kadar öğrenciler için de dün başladı. Bizler şehirlerde yaşayan ebeveyenler “çocuğumu veya çocuklarımı nereye göndereyim, onlar için bir uğraşıyı nereden bulayım “ sorusu gündeme gelirken pek uzaklara değil, Güney ve Güneybatıya inelim.
Gırmen belediyesine bağlı köy muhtarları oradaki öğrencilerin yaz tatilinin tütün tarlasında başlayıp orada biteceğine dikkat çekerken “Çaresi yok, şimdi iş zamanı” diyerek çok önemli bir konuya da parmak basıyorlar. Nevrokop bölgesinden binlerce tütüncünün çocukları sabahın erken saatlerinde tütün tarlalarında çalışmak zorundadır. Çocuklar, anne-babalarına hem tütün toplamasında, hem tütün dizmesinde yardımcı oluyor, çünkü “yeşil altın” olarak adlandırılan tütün, bölgeden onlarca köyün temel geçim kaynağıdır. Bundan dolayı da çocuklar bütün yaz boyunca tütün tarlalarında çalışmak zorundalar. Her köy muhtarı, köydeki çocukların yaz tatili hakkında şunları paylaşıyor: “Denize veya dağa tatile gidenlerin sayısı parmakla sayılıyor. Aileler böyle ciddi harcamaların altından kalkamıyor. Çocuklar aslında ailelerin en yakın yardımcılarıdır. Yani okulldaki ciddi çalışmalarını çocuklar, yaz aylarında tütün tarlasına taşıyorlar. Anne-babalarına yardımcı olmaktan başka çöareleri yok. Ama onlar işe alışık oldukları için bundan şikayetçi değiller.”
Sadece Gırmen belediyesinde değil durum Yakoruda belediyesinde de ayni. Buraları ziyaret ettiğiniz zaman sabah karanlığından akşam karanlığına kadar çalışan, tütün toplayıp, tütün dizen oğlan ve kızları göreceksiniz. Yerli anne-babalar “Şimdilik daha küçükleri yardımcı oluyor, ancak daha büyük olanlar da okul biter bitmez tütün tarlalarına girecekler. Onların sayesinde daha fazla tütün yetiştirebiliyoruz, daha fazla para kazanıp geçiniyoruz. Çocuklarımız da bundan şikayet olmuyor. Yine de fazla yormayıp oyun zamanı da bırakıyoruz.”
Aslında bu konu, sıradan bir konu değildir. Yaz ayları çocuklar için güzel, güneşli bir tatil anlamını taşırken anne-babalar çocuklarını sokağa göndermeyerek pek fazla da uğraşı sağlayamıyor. Tek çare yine TV seyretmek ve bilgisdayar karşısında oyun oynamak oluyor. Yine tekrarlanmamak şartıyla “Bizim çocukluğumuz böyle değildi...” diyerek bir ah çekeceğiz...
Radyo Şumen’in son dakika haberine göre, Şumen’in Dibiç köyünde düşen dolu yağışı, ekili buğday, mısır ve arpa tarlalarını yüzde yüz yok etmiştir. Köy muhtarı Dariya Goegiyeva “ Akşam saat 22 sularında düşen öeviz büyüklüğündeki dolu, büyük zararlara neden oldu” dedi. Bunun dışında sebze ve meyve bahçelerinde de büyük zararlar var. Tsarev brod köyüne düşen akşam geç saatlerde düşen daolu yağışı pek fazla zarara yol açmamıştır. Panayot Volov’o köyüne ise elektrik verilemiyor, köy muhtarı Penka Hristova’ya göre, ancak düşen dolu yağışı bu köyde pek fazla zarar getirmemiş.Üreticilerden Rodoplar'da yetişen ve Bulgarcası “Mursalski çay” olan Mursala çayının tescilini talep ediyor
Ülkemizde büyük revaçta olan Mursala çayı üreticileri, Bulgarca'da birkaç ismi var: Алиботушки, Шарпланински чай, Родопски чай, Пирински чай – latince ismi Sideritis scardica,tescilini talep ediyor. Devin belediyesi, üreticileri bu taleplerinde haklı bularak destek çıktı. Çünkü yerli üreticiler, bu şifalı bitkiyi yıllardır dağda yetiştirmektedirler. Bu talebin altında çok önemli bir neden yatıyor, piyasada Mursala çayının sahtesi satılıyor ve turistlere gerçek Mursala çayı yerine sahtesi yüksek bir fiyattan satılıyor. Tescili yapıldığı zaman sahtesini kimsenin satmaya cesareti olmayacak umuduyla yerli üreticiler şifalı otun bir an önce tescil edilmesini istiyor.
Hatırlayacaksınız bu adını ilk olarak “Smilanski fasul” (Smilyan fasulyesi) ütericileri attı. Fasulyenin ismi tescilendirilince bir marka haline geldi. Lüben Uşev, aslında bölgede en büyük ekili Mursala çayı üreticisidir. Mursala çayı doğada Rodopların Mugla ve Trigrad köylerinde yetişmektedir. Bütün tehlike de buradan kaynaklanıyor. Doğada bulunduğu yerlerde kaçak şifalı ot toplayanlar gelip Mursala çayını kökünden koparıyorlar ve bunu daha çiçek açmadan yaptıkları için şlifali otun nesli tükeniyor. İşte bundan dolayı yıllardır koruma altında bulunuyor ve toplanması yasaktır. Fakat uzmanlara göre, dağda, kendi doğal ortamında yetişen ve arazilerde ekili olarak yetiştirilen Mursala çayı arasında büyük fark var...
Bay Lüben, Mursala çayı ile ekili 20 dekara sahip. Arazileri Trigrad köyünün çevresinde bulunuyor. Bulgaristyan çapında Mursala çayının Rodoplar'dan olduğu bahanesiyle satılışından şikayetçi:
“Varna bölgesinden başlayıp Plovdiv, Şumen ve Silistra ‘ya kadar Mursala çayı satılıyor. Bulgaristan’ın diğer bölgelerinde yetiştirilen şifalı bitkini bizimkinden daha iri oluyor, ancak aynı tat ve kokuya sahip değildir. Aynı şifalı etkiyi de yaratmıyor. İşte bundan dolayı bizim buralarda yetişen Mursala çayının tescillendirilmesini talep ediyoruz” diye anlatıyor. Lüben Uşev’in tarlalarında Mursala çayının toplanmasına neredeyse 15 gün kaldı. Alman televizyonu gelip özel olarak toplama kampanyasının çekimlerini yapacaktır.
Smolyan’dan Doktor Anatoli Alikovski’ye göre, ki kendisi 40 yıldır bu birtkinin şifalı etkilerini araştırmaktadır, ekili halde olan Mursala çayı 1100 rakımlı bölgelerde yetştirilmelidir, bitkinin şifalı etkilerinden yararlanmak istersek. Doktorun araştırmaları, şifalı bitkinin bazı kanser türlerine ve prostat hastalarına faydalı olduğunu gösteriyor. Ayrıca böbrek taşların hastalarına, anemi-kansızlığa, kısırlığa da bu bitki iyi geliyorAvrupa Komisyonu tarafından Atina’da düzenlenen /REPowerEU Diversification Workshop/ REPowerEU Çeşitlendirme Çalıştayı ’nda konuşan geçici hükümette Enerji Bakanı Vladimir Malinov , “Bulgaristan'ın ortak hissedarı olduğu Aleksandrupolis..
Eylül ayında ülkedeki iş ortamına ilişkin genel gösterge, sanayideki olumsuz değerlendirmelerin etkisiyle Ağustos ayına nazaran 1 puan geriledi. Ulusal İstatistik Enstitüsü NSİ , söz konusu göstergenin sektörde 5,2 puan düşerken yöneticiler..
“Deloitte” uluslararası danışma şirketinin son küresl endeksine göre, her 1000 Bulgaristan vatandaşına 668 konut düşmektedir. Bulgaristan, kişi başına en fazla konut sahibi olan ülkeler arasında Avrupa’da birinci yerde. Bu da ülke emlak piyasasında..