Çavdar köyü yakınında yer alan “Sv. Petka” yöresi, bilimadamları tarafından Ortadağ’da bulunan en eski kültür ve nüfusun izlerini taşıyor. Topolnitsa nehri boyunca 1968 ila 1980 yılları arasındaki dönemde yapılan arkeolojik kazılar, bu şirin yerde bundan 7000 yıl önce insanların var olmuş olduğunu gösteriyor. Burada Neolitik dönemden kalma konutlar ve eşsiz seramik çanak çömlekler bulundu.
“Topolnitsa” arkeoloji parkı, kapılarını ziyaretçilere 2012 yılının Ekim ayında açtı. Bir AB projesi kapsamında kurulan parkta neolitik kültür müzesi var. Müze ziyaretçileri, tablo ve resimlerin yardımı ile ve rehberin anlatımı sayesinde yerleşme olan höyükte bulunan nesnelerin tarihçesini öğreniyor, zamanda binlerce yıl geriye yolculuk yapıyorlar.
Müzenin yanıbaşında ise Neolitik çağdan kalma beş küçük ev var. Otantik haline getirilen bu konutlar, turistlere kadim kültürü yaşama fırsatını sunuyor. Meraklı olanlar bu evlerde geceleyerek eski insanların gümlük hayatını yakından öğrenebiliyorlar. Diğer bir atraksyon da Taş Devrinden kalma kilden çanak çömlek ve kesici alet atölyesi olmakta.
“Topolnitsa” Arkeoloji Parkı görevlisi Aysum Mehmedova, şunları anlattı: “Burada Neolitik çağdan olan her şey görülebilir. Metaller bulunmadan önce bütün iş aletleri taş, hayvan kemiği ve ahşaptan yapılıyordu. Her çeşit çanak çömlek, el değirmeni ve çömlekçi tekerlekleri var. ”
Arkeoloji kompleksinin yanında ise yörenin en yüksek yerinde “Sveta Petka” kilisesi yer almaktadır. Oradan “Topolnitsa” parkı ve Çavdar köyüne doğru müthiş güzel bir manzara açılmaktadır. Yerli insanlar bayramlarda hala buraya gelip eğleniyorlar, eski gelenek ve görenekleri yaşatıyorlar.
Komplekste ayrıca geleneksel Bulgar restoranı ve tam donanımlı piknik yeri vardır.
Çeviri: Tanya Blagova
Fotoğraflar: Luiza Lazarova
“Nova” TV’ye konuşan Turizm Bakanı Evtim Miloshev , “Önümüzdeki kış sezonunda Bulgaristan'a 2 milyondan fazla yabancı turistin gelmesi bekleniyor” dedi. Bir günlük ve transit geçişler de dahil olmak üzere, toplam yabancı ziyaret sayısının..
Nikopol (bir zamanlar Niğbolu) kentini “Asırların şehri” olarak adlandırıyorlar. Roma İmperatoru Marc Avrelius döneminde 169. yılında, yani 2. yüzyılda ortaya çıkan kent, 629 yılında Bizans İmperatoru Nikifor 3. Foka tarafından ele geçiriliyor...
Doğu Rodoplar’ın büklümlerinde saklı olan Pçelarovo köyünde anlatılan rivayete göre eskiden bölgede bulunan asırlık meşe ormanları ve ceviz ağaçlarının kovuklarında yaban arıları kendilerine yuva yaparmış. Köyün adından da anlaşılacağı üzere..