Mayıs ayında AB Komisyonu, AB geneli için toplam sayısı 40 bini bulan sığınmacılardan İtalya ve Yunanistan topraklarında bulunan 788 kişinin, ayrıca da üçüncü ülkelerden yaklaşık 200 kişinin Bulgaristan’a kabul edilmelerini önerdi. Bakan Rumyana Bıçvarova’nın dahil AB içişleri bakanları, geçen hafta Adalet ve İçişleri Konseyi toplantısında bir araya geldikten sonra sayı 500’e indirildi.
Bu konuda Bakan Bıçvarova: “Bulgar hükümeti, ülkemiz tarafından kabul edilmesi beklenen sığınmacıların sayısını yaklaşık yüzde 33 oranında indirmeyi başardı” sözlerini kullandı ve Bulgaristan’ın öne sürdüğü gerekçelerin duyulduğunu ve aynı zamanda bizim dayanışmayı desteklediğimizi ve en zor durumda olan devletlere yardım etme hazırlılığımızı gösterdiğimizi de ekled.
Bu konuda sağlanan sonuç, hiç te önemsiz değildir. Çünkü İçişleri Bakanlığı verilerine göre yılın ilk 6 ayında göç baskısı önceki yılın aynı dönemine kıyasla 4,5 defa artmış bulunuyor. Mülteciler Devlet Ajansı Başkanı Nikola Kazakov, ajansın mülteci yerleştirme kapasitesinin yüzde 75 oranında dolduğunu belirtirken mültecilerin din, cinsiyet ve medeni hal gibi birkaç özellik itibari ile yerleştirildiği için doluluk oranının yüzde 90’ın üzerine çıkamayacağını da vurguladı.
Ülkemizde sığınak arayanların çoğu Suriye, Afganistan ve Irak vatandaşı olmaktadır. Devletimiz, yaşanan finansal ve ekonomik sıkıntılara rağmen zaten kısıtlı olan bütçesinden kaynak ayırıp en büyük meydan okumalarından biri olan artan göç baskısını karşılamak üzere gerekenleri yapıyor. Güvenlik bütçemizin yüzde 20’lik bölümü mülteciler için harcanıyor.
Dışişleri Bakanlığının himayesinde düzenlenen uluslararası konferansta konuşan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Federika Mogerini, ekonomik göçmen olan insanların iade edilmesi ile ilgili sorumluluğu paylaşılması gerektiğini öne sürdü ve şunu da ekledi: “Her ülkenin mülteciler sorunu ile tek başına idare edebileceğini düşünüyorduk. Bu konu AB’nin gündeminden inecek gibi değil. Sınırlardaki kontrol konusunda Avrupa’ya yakışır kararlar almak gerekir. Bulgaristan gibi sınırda bulunan devletler, mültecilerin kabul edilmesine ilişkin gerçek bir paylaşım sistemimizin kötü bir durum olduğunun farkındalar.” Sözlerine göre bazı durumlarda İtalya yardıma muhtaç olurken, bazı durumlarda Bulgaristan, Yunanistan ve Portekiz yardıma muhtaçtır. “Şimdi desteğe muhtaç değilsen, yarın muhtaç olursuz” diyen Mogerini, Birliğin dışarıdaki itibarının söz konusu olduğunu da vurguladı.
Genelde Federika Mogerini bunu söylemekte haklı olsa da AB içinde gerçek bir mülteci paylaşım sisteminin mevcut olmaması apaçıktır. Dolayısıyla sınırda yer alan ülkeler, en büyük göç baskısını görmeye devam edecek, diğerleri ise böylesine büyük bir dayanışma içinde olmaktan kaçınabilecek.
Doğrudan göç baskısına maruz kalan ülkemiz, bunun pahası ve iç plandaki sıkıntılar ne olursa olsun dayanışma içinde hareket ettiğini ve misafirperver olduğunu ispatlamış bulunuyor. Bunun karşılığında da teşekkürler aldık. Fakat dayanışma gösterene karşı daha büyük dayanışma göstermek gerekir. Sırf Avrupa’nın dışarıdaki itibarı adına olsa bile.
Çeviri: Tanya Blagova
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..
Üç yıldan kısa sürede üst üste 6. kez düzenlenen erken genel seçimlerin öncesinde yönetim ümitsizliğinin Bulgaristan vatandaşlarına verdiği yorgunluk aşikâr olurken son derece cılız seçim kampanyasına bakılırsa yorgunluğun siyaset alanında da..