Eski kıtada büyüklük bakımından ikinci sırada olanTuna nehri Kuzey Bulgaristan topraklarından geçip komşu Romanya ile sınırı çizmektedir. NehrinBulgaristan kısmı hala yoğun turist akınına uğramamıştır, ama görmeye değer çok yer var.
Issız, bataklık olan karşı Romanya kıyısından farklı olarak bizim kıyı yem yeşil, fakir de olsa şirin köylerle dolu , güzel doğası ve en önemlisi antik zamanlardan kalan izlerle ünlüdür. Bir zamanlar Tuna, Roma imparatorluğunun korunması gereken doğal sınırıymış. Sviştov şehri Turizm Konseyinden Stefan Prodanov anlatıyor: “Bundan dolayı bizim kıyıda çok sayıda yol istatsyonları varmış. Bunlar kalelermiş, küçük şehirler ve orada hem asker hem siviller yaşıyormuş.” Geçenlerde Avrupa finansmanının yardımıyla üç Tuna şehri - Sviştov, Belene ve Tsenovo bölgenin antik geçmişini açıklayan ve anlatan ortak bir gezi güzergahı geliştirdiler. Nove kalesinin kalıntıları bu güzergah üzerinde en çok ilgi gören yerlerden biridir.Tsenovo ilçesinin Krivina köyü yakınlarında turistler Yatros kalesini görebilir.
Temelleri IV. asırda atılmış, daha sonra Hristiyan bazilikası olmuş.Arkeologlar eski yerleşim merkezlerinin izlerine rastladı. Belene belediyesinde Dimum antik gümrüğün kalıntılarını yıllardan beri araştırıp inceliyorlar. Burada yük gemileri vergilerini ödüyormuş. Prodanov eski dönemlerde Roma zamanında Dimum bir kale duvarından oluşan çok yoğun ticaret yapan bir limanın olduğunu anlatıyor.Başka neler görebiliriz burada?
'Persina' doğal sitesi, nadir rastlanan kuşları ve bitkileriyle ünlüdür.Park üç belediyenin toprakalrını kapsıyor. Almanya'dan, Avusturya ve İsviçre'den bisikletçiler geliyorlar.Çok memnun kalıyorar, çünkü bölgede turizm imkanları çok. Avrovelo 6, bisiklet yolu bütün Avrupa'dan geçerek bizim kıyıya ulaşıyor. Turistler yerli otellerde geceliyor, her bir köyde konaklamak için evler var.'
Altyapı sorunları olsa da burasını tanımak gerek.Nehir turizmi sayesinde çok sayıda insan antik miraslarımıza da dokunma fırsatı buluyor, diyor Stefan Prodanov:
'Yaz aylarında turistik regata düzenleniyor.Bir çok Avrupalı bot, kanu ile nehirden gelerek her bir şehrimizden geçip kamp kuruyorlar. Maalesef büyük kruiz gemileri Viyana'dan yola çıkarak Sviştov'ta demir atıyor, fakat yolcular burasını gezmiyor, 100 km ötede Veliko Tırnovo, Arbanasi'yi ziyaret etmek için iniyor. Burada neler olduğunu, neler kaçırdığını anlamadan gemiye binip gidiyorlar.'
Herşeye rağmen turistler gene de geliyor.
Haziran başında şehir canlanıyor, 'Tuna kartalı' antik miraslar festivali düzenleniyor. Bu sene Bulgaristan, Romanya, İtalya ve Polonya'dan gelen 300 katılımcı eski elbiseleri giydi eski Roma askerlerinin yerli kabileler ile savaşları canlandırdı.Bütün bu etkinlikler Nove şehrinin kalıntılarında düzenlendi.İlgi o kadar çok büyüktü ki, son baharda da bir yenisi yapılacak - 'Nove bağları' adında olacak. Bu sene Eylül'de düzenlenecek ve şanlı antik zamanları yine canlandıracak.
Türkçesi: M. Baharova
Fotoğraflar: arşivNikopol (bir zamanlar Niğbolu) kentini “Asırların şehri” olarak adlandırıyorlar. Roma İmperatoru Marc Avrelius döneminde 169. yılında, yani 2. yüzyılda ortaya çıkan kent, 629 yılında Bizans İmperatoru Nikifor 3. Foka tarafından ele geçiriliyor...
Doğu Rodoplar’ın büklümlerinde saklı olan Pçelarovo köyünde anlatılan rivayete göre eskiden bölgede bulunan asırlık meşe ormanları ve ceviz ağaçlarının kovuklarında yaban arıları kendilerine yuva yaparmış. Köyün adından da anlaşılacağı üzere..
“Kabak diyarı” olarak bilinen Sevlievo’da Sonbahar Panayırı kapsamında düzenlenen Kabak Festivali, “Renkli Kabak Düşleri” adı verilen eğlenceli atölye ile başladı. Belediye Başkanlığı tarafından gelenek üzerine her yıl düzenlenen şenlikler,..