Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

2001 yılı - Çar Başbakan

БНР Новини
Photo: Arşiv

2001 yılında genel seçimler Bulgaristan siyaset sahnesi açısından dönüm noktası olur. Seçimlerin galibi iki kutuplu siyasi sisteme son verir. İkinci Simeon Ulusal Hareketi seçimleri kazanan yeni parti olur. Sürgünden dönen Bulgar Çarı Simeon Sakskoburgotsk’nin kurduğu politik hareket, kısa sürede güç kazanır. 17 Haziran zaferi yeni adayların populizmi, çaresizliği, acılı reformlar ve umutsuzluğundan doğan hayal kırıklığının sonucunda ortaya çıktı. Yeni siyasiler “hayat standartının acil düzelmesi” ve “her yerde yeni ahlak ve onur” sözleri veriyor, ancak vaatler gerçekleşmiyor.





6 Nisan 2001 yılında, seçimlerden iki ay once Simeon Sakskoburgotski meşhur “800 gün” konuşmasını yapar. 800 günde herşeyin yeni düzene gireceği şeklindeki konuşmay vatandaşlar anlamasa da, ona inanmak istediler.

Bu vaatimle beraber İkinci Simeon Ulusal Hareketi’nin temelini atıyorum. Partinin üç temel ilkesi olacaktır - Ülkede yaşam standartının hızlı ve kaliteli gelişimi, çalışan piyasa ekonomisi kurma, Bulgaristan’a yatırımlar celbetme, ciddi dış sermayelerinin akışını sağlama amacını güdeceğiz. 800 günde Bulgarların ünlü çalışkanığı, sosyal ekonomik ortaklık ve ekonomik önlemler sayesinde 800 günde hayatı değiştireceğimize inanıyorum. Siyasi dolandırıcılığın önünü kesmek ve Bulgar toplumunu temel ilk eve değerler etrafında birleştirmek istiyorum. Üçüncü ilke olarak da, Bulgaristan’ın başlıca düşmanı haline gelen yolsuzluğu kurumlardan atacak, insanları yoksulluğa sürükleyen, yabancı yatırımcıları ülkeden iten yolsuzluktan kurtulma yönünde olacak.

Bulgarların eski çarın konuşmasında “çalışkan” olarak tabir edildikleri hoşuna gider, Sakskobugtoski hükümetinin temel ilkelerine inanır, yolsuzluğun önünün kesileceğine güvenir. Halk o meşhr 800 günü saymaya başlar. Hayal kırıklığı gecikmez. Simeon Sakskoburgotski, hükümetin ve bu 800 günün fiyaskosunu açıklarken “Bulgarlaın kafalarındaki hatalı çip suçlu” diyor.




Ancak seçim gecesi zaferini yaşarken aynı görüşte değildi: İkinci Simeon Ulusal Hareketi bizim programımızın ilkeleri paylaşan siyasi partilerle koalisyon ortaklığı istiyor. Güçlü ekonomik büyüme, AB ve NATO üyeliği yolunda hızlı adımlar, Bulgaristan’ı yolsuzluklardan kurtarmak, devlet idaresine saygısı olan herkeste sorumluluğu arttırma, Avrupa mevzuatına uygun yasama tesis etmeyi amaçlıyoruz. Ülkeye Avrupa standartları getireceğiz.

Mutlak çoğunluk için tek bir vekili yetmeyen İkinci Simeon Ulusal hareketi, koalisyon ortağı arayışına geçer. SDS ile müzakereler başarılı olmaz. Yeni hükümet Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin desteğiyle oluşur. Bu hükümette iki önemli olay olur. 2004 yılında ülke NATO üyesi olur, 2005 yılında ise AB’ye Katılım Sözleşmesi imzalanır.

Kurumsal reformlarda sorunlar, BTK, Bulgartabak ve elektrik dağıtım şirketlerindeki problemler, toplumsal öneme sahip alanlarda reform eksikliği bu hükümetin noksanları olur. Bütün bu başarı ve başarısızlıklara ragmen, eğir, büğrü yoldan da olsa, Eski Çar Simeon Sakskoburgotski’nin hükümeti dört yıllık tam görev süresini doldurmayı başarır.

Çeviri: Sevda Dükkancı



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

2012 yılı- Alexis Weissenberg: ‘Her şey ses’

Alman “Die Welt” gazetesi Alexis Weissenberg’i tanıtırken: ‘Kendi zamanının en yakışıklı piyanistiydi. Zarif, gurur sahibi , biraz havalı , 1929 yılında sanki frak ile dünyaya gelmiş izlenimi veren biri” diye yazıyor. Sofya doğumlu piyanist kozmopolit..

Eklenme 05.12.2015 09:15

2011 yılı – Unutulmayan Velko Kınev

‘İnanırım yetenekli Stanislav Stratiev dahi aramızda olsaydı hüznümüzü yatıştırıcı sözler zor bulabilirdi. Velko tiyatroda bayram havası yaratan artistlerdendi, her bir rolünde kendinden bir parça bırakan insanlardandı’. Bu sözleri kültür bakanı Vejdi..

Eklenme 29.11.2015 08:35

2010 yılı- Kristalina Georgieva “Avrupa’da herkesle eşit durumda olmalıyız”

“Dünyada olup bitenler bizi ilgilendiriyor. Gözlerimizi dışarıdaki problemlere kapadıkça, iç sorunlarımıza yönlendikçe, ufkumuzu daraltıyoruz ve böylece ülke içindeki sorunların çözümünde bile başarılı olamıyoruz. Bizi dış dünyayla bağlayan,..

Eklenme 21.11.2015 09:15