Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

"Kızılcıklar oldu mu, sedenkalar toplandı mı“

БНР Новини
Photo: arşiv

“Sonbahar geldi çattı mı, sarı buğdaylar ekilir, şaraplar fıçılara doldurulur, delikanlılar dünür gönderir, beyaz kızlar ise nişanlanır...Dimo İvana’yı istemek için dünür gönderdi, ancak kızı ona vermediler...”. Dobra Savova’nın şarkısında böyle söyleniyor. Tarladan, bahçeden mahsülün toplanmasıyla ve kır işlerinin sona ermesiyle birlikte sonbahar aynı zamanda da “resmen” eş seçmek için en uygun zamanın geldiği demekmiş. Gençler arasında görüşmeler, sedenkalarda, yani özel toplantılarda gerçekleşir, ancak daha yaşlılar onları çok dikkatlı bir şekilde yakından takip edermiş. Fakat kızılcıklar Eylül ve Ekim’de olduğu için “Kızılcıklar oldu mu, sedenka zamanı demektir” deyimi yaygınmış. Sözüm ona “sedenkalar” yani toplantılar birkaç tür olurmuş. Mesela, mısır soyma zamanında ev sahipleri konu komşuyu bir araya topladıysa, buna “mısır soyma toplantısı” denirmiş. Aynı zamanda da çeyiz için yün bükme toplantısı ise, ona “bükme” toplantısı denirmiş.


Büyük Bulgar aydını, yazar ve şair Lüben Karavelov, 1878 yılında bizzat kendi gözüyle gördüğü bir “sedenka” geleneğini şöyle kaleme alıyor: “Büyük köy ve şehirlerde, bu söz konusu eski halk geleneklerini anlamını çoktan yitirmiş. Ancak ve ancak küçük köylerde korunmuştur, hele hele şoplarda. Sonbahar gelip çatınca, yani yerli, Bulgar halkı tarladan bahçeden mahsülü topladıktan sonra, bağ bozumu geçtikten sonra, işte o zaman “sedenka” zamanıdır...Her genç kız ve genç gelin, bu sedenkalara işinle beraber gelir. Bazıları diker, bazıları, örer, bazıları iğ büker. Ev sahibi hanım, onlara yemek ikram eder ve daha sonra herkes işinin başına oturur. Bu arada masallar anlatılır, şarkılar söylenir. Artık şafak sökülmeye başlayınca daha yaşlı kadınlar gençlerin işini değerlendirirler.”

Geleneklere göre, ilk önce kızlar ve genç gelinler toplanıp işlemeye başlarmış, daha sonra ise delikanlılar gelirmiş. Genelde delikanlılar grup halinde gezer ve köyde düzenlenen “sedenkaları” yani toplantıları teker teker gezermiş. Gelişini müjdelemek için gençler, gayda veya başka müzik aleti eşliğinde şarkı söyler, bağırıp, silah atarlarmış... Eğer delikanlılar, sevgilisini kızlar arasında seçmeyi başardıysa, hangi “sedenkaya” gideceğini seçebilme imkanına sahip olurmuş. O dönemlerde, o yıllarda ilk önce delikanlının kimi seçtiğini göstermesi gerekiyormuş. Bunu kız yaparsa, ayıp olarak kabul edilirmiş. Tabii ki kızlar da ilgiyi, beğendiğini göstermenin de bir kolayını bulurlarmış. Kızlar bakışlarıyla hangi oğlanı seçtiğini belirtmeye çalışır veya “başındaki çiçeğini” tesadüfen yere düşürüverirmiş. Böylece iki genç arasında bakış döneme sürdükten sonra oğlan hangi kızın yanına oturabileceğini seçebilirmiş ve gönlünde hangi kızın yattığını açıkça belirtebilirmiş. Mesela kızın başından çiçeğini çaldığı andan itibaren kesin seçim yaptığı anlamına gelirmiş. Bundan sonra artık olaylar daha açık bir şekilde gelişirmiş: herkesin görebileceği bir yerde kızın çiçeğini taşımaya başlarmış. Kızın anası ise, evde kızını başındaki çiçeğini taşımadığını görünce gerçek durumu anlamış olurmuş. Bazen kızın anası ve babası evlilik teklifini geri çevirirlermiş. O zaman oğlan akranlarını toplayıp “sedankaya” gider ve kızı oradan kaçırıverirmiş. Kızı, hısım evine saklar ve nikah kıymak için papazı getirirlermiş. Veya kız, sedenka çıkışında  oğlana kaçar ve beraber oğlan evine giderlermiş. Fakat her iki durumda da oğlanın ana babası gelini kabul etmek için haberdar ve razı olmaları gerekiyormuş. Sedenkalarda, kız oğlan toplantılarında şarkılar söylenir, masallar anlatılırmış. Daha yaşlı kadınlar bu fırsattan yararlanıp gençlere gelen yortularla ilgili bazı gelenekleri anlatmaya başlarmış. Hava güzel ise, gelen misafirler dışarı, evin önüne yakılan ateşin başına toplanırmış. Soğuk kış gecelerinde ise ateş, evin en büyük odasında yakılırmış. Ev sahiplerinin ikram ettikleri arasında pişmiş mısır, meyveler ağırlıklı olurmuş. Sabah, yani şafak sökmeden sedenkalardan önce delikanlılar ayrılır, ardından da kızlar ve gelinler evlerinin yolunu tutarmış. Sedenkalardan sonra doğal olarak düğün zamanı gelirmiş. Ve uzun  kış gecelerini renklendirecek isim günü kutlamaları biribirini takip edermiş.


Çeviri: Şevkiye Çakır



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Hollandalı Esther Willems Bulgar halk danslarıyla yurttaşlarını büyülüyor

Hollandalı Esther Willems, Lahey’de kurduğu “Zora” adlı Bulgar halk dansları kulübünde farklı şehirlerden ve milletlerden insanları cezbetmeye devam ediyor. 2017 yılında kurduğu,13 kişinin kaydolduğu kulübü zamanla büyüyor ve Willems’in..

Eklenme 18.08.2024 06:55

Vardim köyünde nakış sanatı festivali düzenleniyor

Sviştov’a bağlı Vardim köyünün meydanında düzenlenen Nakış Festivali, yaşam ve geleneklerimizin zarif ve renkli bir unsuru olan nakış sanatını tanıtıyor. Festival programında konser, dans masalı, etnografya uzmanlarının konuşmaları, şifalı bitkilerin..

Eklenme 27.07.2024 06:15

Ribaritsa folklor festivaline ev sahipliği yapıyor

Bulgar folklorunun hayranları, 20 ve 21 Temmuz günlerindeTeteven yakınlarındaki Ribaritsa köyünde 3. Ulusal festivali ve 16. Ulusal gelenekler ve halk kıyafetleri festivali için Kostina mevkiinde bir araya geldi. BTA'nın haberine göre,..

Eklenme 21.07.2024 06:15