Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Terör, Fransa ve Avrupa

БНР Новини
Photo: ЕPА/BGNES

11 Eylül’de uçaklar Dünya Ticaret Merkezi kulelerine saplandığında ABD’nin kalbine darbe indirildiğini ve dünyanın artık aynı dünya olmadığını itiraf etmek zorunda kaldık. Güvenliğini garantilemek üzere özgürlüğün bir kısmını feda eden Amerika, bundan dolayı liberal Avrupa tarafından eleştirilmişti. Fakat sadece 2015 yılı içinde teröristler Avrupa’yı iki kez kalbinden vurdu. Ocak ayında terörün hedefi mizah dergisi “Charlie Hebdo” olurken 13 Kasım’da saldırılar, Fransa’nın hayat tarzına karşı yönelik oldu.

Paris’te yaşayan gazeteci Rumyana Ugırçinska, terör saldırıları ardından Paris’teki durumu şöyle anlattı:

“Paris’i kana bulayan bu saldırıların ardından duygular ağır basıyor. İnsanlar şaşırmış durumdadır ve belki de ilk defa havada korku gibi bir şey var. Eğer neden Fransa, neden Paris sorusunu soracak olursak cevabı belki de Fransa ve Paris’in “İslam Devleti” savaşçılarının, bizi korkutmak ve kendi ideolojisini silahla dayatmak isteyenlerin hedefinde olan semboller olmasıdır. Onların hedefi, hayat tarzı, düşünme özgürlüğü, huzur ve Paris’i özel bir yer haline getiren o ruhtur”.

“Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” böylesine Fransız olan silahşörlerin bu sloganı şimdi katlanmak zorunda olduğumuz sınamanın kinayesidir. Viyana’da yapılan Suriye görüşmelerinin ardından AB’nin dışişleri ve güvenlik yüksek temsilcili Federica Mogherini “Suriye’deki çatışmaya çözüm getirilmesine yönelik siyasi süreç başlayabilir dedi”.

“Uluslararası diplomasinin maalesef ancak Paris’te yeni saldırıların yaşanması üzerine çok daha sorumlu şekilde çözüm arayışına girmesi hoş değil, diyor Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Müdürü Lübomir Küçükov. Viyana’da yapılan toplantıda Suriye’deki çatışmaya çözüm getirilmesi yönünde bazı önlemler belirlendi. Bu önlemler bir yandan çok geç alınmış, öte yandan da yetersiz olabilir. Şimdi bundan böyle Suriye’de bir arada bu halk nasıl yaşayacaklar sorusu beliriyor. Tabii öncelikle savaşa son verilmesi gerekiyor, ancak barışın nasıl tesis edileceğini de düşünmek gerekir. Suriye’deki sivil çatışmaya ancak siyasi çözüm getirilebilirken “İslam Devleti” ile yürütülen mücadelede siyasi çözüm söz konusu olamaz. Orada müzakerelere meydan yok, muhatap da yoktur. Terörle yürütlen mücadelede ancak askeri araçlar kullanılabilir. Çözüm ancak eşgüdümlü çabalarla getirilebilir. Küresel olan böyle bir zıtlaşma bağlamında herkesin kendi ulusal, ideolojik ve ya siyasi sorunlarına çözüm getirme çabaları, terörle yürütülen mücadelenin etkinliğini azaltacak. Son iki ayda durum önemli ölçüde değişti ve uluslar topluluğu “İslam Devletine” karşı ciddi bir şekilde mücadele etmeye hazır olduğunu gösterdi. Dolayısıyla IŞİD’in zıtlaşmayı Avrupa’ya taşıyarak kendisine karşı mücadele eden devletleri demotive etmeye ve aralarında ihtilaflar çıkarmaya çalışacağını bekleyebilirdik” şeklinde konuştu Küçükov.

Hristiyanlık ve İslam dini yüzyıllardır yan yana olmuştur. Göç olayı da her zaman olmuştur. Durumu kökten değiştiren nedir sorusu üzerine Arap kökenli Bulgar gazetecisi Dr. Mohammed Halaf şu cevabı verdi:

“Bence Avrupalılar, Avrupa’da ve Yakın Doğu’da birçok süreci göremedikleri için suçludurlar. Onlar 60 yıl boyunca diktatörlük rejimlerine destek veriyordu. Avrupa, kendi topraklarında yaşayan 40-50 milyon göçmen arasındaki süreçleri de göremedi. Entegrasyon ve eğitim sistemleri başarısız kaldılar. Gördüğümüz gibi ikinci ve üçüncü nesil Fransa’lı veya Belçika’lı olanlar “İslam Devletine” katıldıyorlar. Bazıları eğitim alıp kendilerini kabul eden insanlara karşı saldırı düzenlemek üzere dönüyorlar” şeklinde konuştu Mohammed Halaf.

Başbakan Borisov, Paris’teki saldırıları Avrupa’nın 11 Eylülü olarak değerlendirdi.

“Sadece politikalar ve servisler arasındaki eylembirliklerini değil, entegrasyon politikasını ve bu riskli gruplarla çalışmayı da kısa sürede gözden geçirmemiz gerekiyor” dedi Başbakan Borisov.

Yürütülen mücadelede özgürlük, demokrasi ve hoşgörünün yanında birleşik olarak durabilecek miyiz, yoksa dünyanın ilgisini feci bir şekilde çekecek kadar büyük ve önemli olmadığımızı düşünerek kendimizi teskin edecek miyiz? Hepimizin her yerde terörün hedefi olabileceğimizden dolayı duyulan korkuyu giderebilmek kolay olurdu. Düşmanın kim olduğunu ve kinini besleyenin ne olduğunu bilmek faydalı olurdu. Maalesef bu işte kolay cevaplar yoktur, aynen sadece iyi veya sadece kötü olan kahramanların olmadığı gibi.


Çeviri: Tanya Blagova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Doç. Dr. Spas Tashev

Avrupa entegrasyonu konusu, Kuzey Makedonya’da yeni hükümetin öncelikleri arasında yer almayacak

Bulgaristan'da Kutsal Ruh günü aynı zamanda Makedonya Günü olarak da kutlanmaktadır. Bulgaristan Radyosu’na konuşan Bulgaristan Bilimler Akademisi'nde Balkanlar araştırmacısı ve "Makedonya Bulgarlarının hak ve bağımsızlık mücadeleleri - 1944-1994..

Eklenme 24.06.2024 20:00

Halk Meclisi’ndeki 7 partiden yönetimle ilgili 7 bakış açısı

50 Halk Meclisi’nin ilk oturumunun açılışını yapan en yaşlı milletvekili İTN’li Silvi Kirilov , “Bölünme devleti mağdur ediyor. Seçmenlerin istedikleri değişikleri planlı, bilinçli ve gerekçelendirilmiş şekilde gerçekleştirmek işi..

Eklenme 19.06.2024 12:24
Prof. Ognyan Gerdjikov

Prof. Ognyan Gerdjikov: Seçim sistemi değişikliği ve yeni siyasi projenin zamanı geldi

Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in yeni seçilen 240 milletvekilini toplanmaya çağırması üzerine 19 Haziran 2024 tarihinde Bulgaristan Halk Meclisi’nde 50. yasama dönemi başlıyor . Erken genel seçim sonucu Meclis’in Genel Kurulu’nda..

Eklenme 19.06.2024 05:00