Bulgaristan önümüzdeki 5 yılda Bölgesel Fon’dan 5 milyar 800 milyon avro ve Sosyal Fon’dan daha 3 milyar avro alacak. Bunu sayılı günler önce Bölgesel Politikadan sorumlu AB Komisyonu üyesi Corina Cretu bildirdi. Bu haberler kulağa hoş geliyor, ama bu rakamların altında aslında ne var bakalım? Brüksel’in cömertliği mi, iyi yapılmış hesaplar mı, AB’nin en yoksul ülkesi ile dayanışma mı? Yoksa Balkanlar’ın kenarında yer alan geri kalmış devletimizin ihtiyaç denizinde bir damla mıdır sadece bu paralar?
Bu sorunun cevabı duruma hangi açıdan bakıldığına bağlıdır.
Söz konusu para tutarı her halükarda AB’nin önceki bütçe dönemine kıyasla daha fazladır. Önceki dönemde Bölgesel Fon kaynakları 4 milyar avro kadar olurken şimdi 6 milyar avroyu buluyor. Bu paranın büyük bir bölümü ile okullar, su sektörü ve altyapı projeleri olmak üzere ülkedeki kamu yatırımlarının yüzde 72’lik bölümüne finansman sağlandı. Bulgar devleti ise hayata geçirilen projelerin toplam maliyetinin sadece yüzde 28’lik bölümünü ödedi. Oysa bu durum AB kaynaklarına endişe verici derecede bağımlılık ve ulusal finansların acizliği anlamına geliyor. Başka bir deyişle AB fonları olmasaydı kamu sektöründe neredeyde hiçbir şey yapılmayavaktı. Şimdi AB Komisyonu üyesi Corina Cretu, AB sübvansyonlarının artırılmış olduğunu göz önünde bulundurarak her ayrı Bulgaristan vatandaşının Komisyon’un kohezyon politikasının olumlu etkilerinin doğrudan hissedeceğinin sözünü verdi.
Brüksel’in, 2020 yılına kadarki dönem için Bulgaristan’a daha fazla para tahsis ederken yaptığı ince bir hesap var mı sorusuna gelince, evet vardır. Brüksel, Hristiyanlık ve İslam arasındaki sınırda, Balkannlar’ın kenarında yer alan bu bölgedeki huzurun parasını ödüyor sadece. Üstelik Bulgaristan, Yakın Doğu’dan Batı Avrupa’ya yönelik göç dalgasının önünde güçlükle aşılan bir engel olmayı istiyor ve olabiliyor. Olağanüstü şartların etkisi ile nihayet Schengen’e bile alınabiliriz, yeter ki bu arada serbest dolaşım bölgesi dağılmasın.
AB kaynakları her ne kadar çok ve önemli görünse de varlığını sefaletin sınırında sürdüren bir Balkan devleti olan Bulgaristan’da acilen çözüm getirilmesi gereken sorun denizinde bir damla kadardır. Ülke ekonomisi ne kadar zor durumda olsa da yıllık 45 milyar avro tutarında GSYİH üretebiliyor ve bu tutarda Brüksel’den gelen para yüzde 3 veya 4’ü geçmiyor. Hem bu de Sofya’nın Brüksel tarafından tahsis edilen finans ve fonların tamamını değerlendirmeyi başardığını kabul edersek eğer böyle olur. Oysa bu böyle değil. Kağıt üzerindeki rakamlar bir, fiiliyatta yapılan ödemeler ise bambaşka. Ülkemiz Bulgaristan, AB kaynaklarını değerlendirme sıralamasının sonlarında yer alıyor, yani tahsis edilenlerden tamami ile yararlanamıyor. Bunun son örneği de başkent Sofya’nın Brüksel’i yapılan yatırımların doğru olduğuna ikna etmeyi başarması durumunda yılın sonuna kadar alması gereken 1 milyar avroluk kaynaklardır.
Çeviri:Tanya Blagova
Uluslararası iş ve ekonomi gazetesi Financial Times (FT) tarafından aktarılan habere göre, Rus enerji devi Lukoil , Balkanlar'daki en büyük varlığı olan Bulgaristan’daki Lukoil Neftohim Burgas rafinerisini Katar-İngiliz ortaklığına..
Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’ye konuşan Piyasa Ekonomisi Enstitüsü Baş Ekonomisti Lıçezar Bogdanov, “2025 yılı bütçesinin hızla kabul edilmemesi seçeneğine doğru ilerliyoruz, ” sözlerini kullandı. Piyasa Ekonomisi Enstitüsü tarafından..
Bulgaristan Uçucu Yağ Üreticilerinin 3. Ulusal Toplantısı bugün Sofya İnter Expo Center’da düzenlenecek. BTA’nın aktardığı gibi, forumun organizatörü “Destilirano v Bılgariya” /Bulgaristan'da Damıtılmış/ Uçucu Yağ Üreticileri..