Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Gizli İstihbarat Teşkilatı DS’nin gölgesi günümüze kadar uzanıyor

БНР Новини
Photo: Vesela Vladkova

2011 yılından bu yana 1 Şubat’ta komünist rejimin kurbanları anılıyor. Tarih rastgele seçilmedi, Bulgaristan’da komünist rejimin kurulmasının ardından 1 Şubat 1945’te sözüm ona Halk Mahkemesi, birçok siyasetçiyi ölüme mahküm ederek ülkenin tarihinde en geniş çaplı siyasi idam olayını gerçekleştirdi.

Ölüm cezasına çarptırılanlar arasında milletvekilleri, başbakan ve bakanlar, küçük yaştaki Çar II. Simeon’un naipleri, gazete yayıncıları ve yazarları, general ve albaylar vardı.

Bulgaristan’ın karanlık geçmişinin bir parçası olan Devlet Güvenlik Dairesi DS’nin baskı makinesinin arşivleri, siyasi değişikliklerden ancak 26 yıl sonra araştırılıp anlamlandırılmaya başladı. Bu zor ve uzun yolu ilk yürüyenler arasında olan gazeteci Mariya Dermencieva ve tarihçi Momçil Metodiev’in yazdıkları “DS – predimstvo po nasledstvo” (DS - mirasla gelen üstünlük) kitabı, baskıdan yeni çıktı. Kitapta önde subayların meslekteki yolları araştırılıyor.

Vesela Vladkova, kitabı yazanlarla 4 yıl süren araştırmanın sonuçlarına dair sözleşti.

DS sisteminde yönetici olan bulunan 47 görevlinin mesleki özgeçmişleri temelinde komünizm ve geçiş dönemlerinde özel dairelerin işleyişi anlatılıyor. Kolay anlaşılan bir dille yazılmış olan bu kitap değişikliklerden 26 yıl sonra çıkıyor. Mariya Dermecieva, bunun Bulgaristan koşullarında geç sayılmadığını öne sürüyor:

Снимка“Ülkemizde dosyaların değişikliklerden 17 yıl sonra açıldığını göz önüne alırsak bunun aslında şaşırtıcı olmadığını anlarız. BSP, yani değiştirilmiş adı ile komünist partisi, ilk demokratik seçimleri kazandığı için, sivil toplumun enerjisi sanki daha çok seçim sürecine yöneldi. Arşivlerin açılmasına ilişkin siyasi inisyatif ise komünistlerde kaldı. Onlar arşivlerin açılmasını istemezken bir sürü efsane uydurmayı başardılar. DS’de milli güvenlik uğruna çalışan ve vetansever olan subayların çalışmış olduğu yönündeki iddiaları arşivler ciddi bir şekilde araştırılmaya başlayınca doğrulanmadı”.

Tarih uzmanı Momçil Metodiev ise demokrasiye geçiş dönemi neden dosyaların açılması ve DS’nin baskı mekanizmasının araştırılması ile neden başlamadı sorusunun cevabını ararken daha da geriye gidiyor:

Снимка“Bulgaristan’ın geçiş döneminde bana gurur veren bir şey varsa o da etnik çatışmaya gelinmemesidir. 80’li yılların sonunda ülkedeki Türkler’in adları zorla değiştirildi. 1990 yılında etnik gerginlik çok büyüktü ve Batılı gözlemciler Yugoslavya’da yaşananların bizde de yaşanması beklentisi içindeydi. Diğer Doğu Avrupa ülkelerinden farklı olarak Bulgaristan’ın çözüm getirmesi gereken bir sorun daha vardı. Dolayısıyla öncelikler sıralanırken dosyaların açılması komünistlerin karşıtları için dahi ikinci yerde kaldı. Oysa dosyalar 1990 yılında açılsaydı, Bulgaristan’ın tarihi farklı yazılacaktı, çünkü eskiden devletin üst düzeylerinde bulunanlarla bağlantılı olan ve kanaat önderi olmaya devam eden bugünkü elitin örgütlenmesi ve şimdiki konumlara gelmesi çok daha zor olurdu” diyor Momçil Metodiev ve şunu da ekliyor: “Bulgaristan’da şu anda bu 25 yıl içinde oluşan bağlantılı elit ve hayatını kendi çabaları sayesinde kuran normal orta sınıf arasında gerginlik vardır”.

Demokratik değişiklikler üzerine DS’nin kapatılmasının ardından işsiz kalan görevlilerinin büyük bir bölümü bütün bağlantılarını koruyarak kendi işlerini kurdular ve dosyalar uzun yıllar açılmadığı için bağlantılar bütün kamu sektörlerine yayıldı, varlığını devletin sırtında parazit gibi sürdüren siyasi ve ekonomik elit oluştu. Bunun bir örneği, özelleştirmenin bu elitin zenginlik ve nüfuz sahibi oluncaya kadar, 90’lı yılların sonuna ertelenmesidir.

Bu konuda Mariya Dermencieva şunu ekliyor:

“Bu kulis arkası bağlantılar, değişikliklerden sonra çağdaş gizli servisler tarafından da gizli tutuldu. Özel iş ve devlet yapıları arasında bir nevi simbioz oluştu. Arşivlerin açılmamasından dolayı kamuya açık olmayan bu bağlantılar,

sıradan insanlarda acizlik hissini yarattı. Onlardan biri değilsin, dolayısıyla duvarı delmek durumunda değilsin şeklinde bir acizlik duygusu”.

Bu durum Mariya Dermencieva ve Momçil Metodiev’i kitabın başlığını “Mirasla gelen üstünlük” koymaya itti.


Çeviri: Tanya Blagova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Smilyan fasulyesi de aşırı sıcaklardan nasibini aldı

Rodoplarda aynı adı taşıyan fasulyesi ile ünlü Smilyan köyünün Tarım Kooperatifi Başkanı Safidin Çukurtev, BNT’ye verdiği bilgide yeni hasadın aşırı sıcak havalardan dolayı olumsuz etkilendiğini ve bu sezon Smilyan fasulyesindeki verimin düşük..

Eklenme 19.08.2024 18:06

19 Ağustos Dünya Fotoğrafçılık Günü

Avustralyalı fotoğrafçı Korske Ara'nın girişimiyle 2010 yılından bu yana 19 Ağustos Dünya Fotoğrafçılık Günü olarak kutlanıyor. 1839 yılında Fransa Hükümeti, Fransız sanatçı ve kimyager Louis Jacques Mande Daguerre 'den,  daguerreotype olarak..

Eklenme 19.08.2024 08:20

Damak tadının geçmişe yolculuğu

Derler ki, bir yeri tanımak istiyorsanız onu sadece gözlerinizle görmek değil aynı zamanda damağınızla da tatmalısınız. Ülkemizde her köyün, her şehrin ya da bölgenin kendisine has tat ve kokusu var.  Onları tanımanın yollarından biri yaygınlık..

Eklenme 18.08.2024 14:35