Yıllar önce Batı Avrupa’ya giderek “kurtulmak” üzere olan Hristo İliev, bunun yerine yurda dönüp başkent Sofya’yı kurtarmaya karar verdi. Bulgaristan’a dönen Hristo, arkadaşları ile birlikte “Spasi Sofia” (Sofya’yı Kurtar) inisyatifini başlattı.
Her şey 2009 yılında, hevesli gençlerin “Metro’yu kurtar” girişimi ile başladı. Yer altı demir yollarının üçüncü bölümünün tasarlandığı şekli ile yolcular için uygun olmadığını ileri süren gençler, projeyi değiştirtmeyi başardı.
Başarı ile sonuçlanan diğer iki projeyi Hristo şöyle anlattı:
“En büyük başarılarımızdan biri metroya yeni görsel bilgilerin konulmasıdır. Bütün istasyonlarda gidilen yönde sonraki durakların ne olduğunu gösteren yeni tabelalar var. Metropoliten Yürütüm Müdürü S. Bratoev, bu yazıların konulmasına razı oldu ve bu henüz başlangıçtır. Diğer bir başarımız da havaalanındaki yol gösteren renkli şeritler olmaktadır. Bu şeritler gelen yolculara metro, otobüs veya taksiye binmek için nereden geçmeleri gerektiğini gösteriyor”.
Şu anda gençler,daha çok bus şeridinin kurulması, toplu ulaşım araçlarının gece vakti hizmet vermeleri, vatandaşlara 90 dakika içinde aktarmalı yolculuk yapma imkanını sağlayacak elektronik ücretlendirme sisteminin getirilmesi gibi birkaç diğer proje üzerinde de çalışıyor.
“Sofya’yı Kurtar” girişimi, ayrıca şehir ortamı projelerinin kalitesi üzerine sıkı kontrolün uygulanması yönünde de mücadele ediyor. Bu konuda Hristo şunları anlattı:
“Bu, başkentte en görünürde olan problemlerden biridir - yeni yapılan onarımların dağılması. Vitoşka sokağı yakında tamir edildi ve artık dökülüp kırılıyor. Mladost semtinde Malinov bulvarının yakında onarılan bölümü artık çöküyor. Bu problem Sofya’daki bütün projeleri kapsıyor ve projenin hazırlanması, tasarım, inşaat, denetim ve bakım olmak üzere bütün aşamalarla ilgilidir. Örneğin “Serdika” kazıları, Kültür Bakanlığının işyeridir, Başkent Büyük Belediyesi ile Serdika başkentin topraklarında değilmiş gibi kayıtsız bir şekilde yapılan çalışmalara yandan bakıyor. Belediyenin daha ciddi ve sorumlu rol üstlenmesinde ısrar ediyoruz. Antik kalıntıların şimdi yapıldığı gibi rüküş bir şekilde değil, modern ve makul bir şekilde restore edilmelerini istiyoruz”.
Çeviri: Tanya Blagova
Tuna nehri kıyısındaki Tutrakan şehri, bölgedeki kayısı yetiştiricilerini geleneksel "Kayısının başkenti - Tutrakan" şenliğinde bir araya getiriyor. Pazar günü 20’ncsi düzenlenen etkinlikte gelenek üzere çeşitli kayısı çeşitleri sunulacak...
Kelebek ve yaban hayatı meraklıları, Struma nehri boyunda en güzel doğa olaylarından birini gözlemlemek için Köstendil’in Polska Skakavitsa köyü şelalesi yakınında düzenlenen Kelebek Festivali’nde buluşuyorlar. Yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki şelale..
Bulgaristan ve Romanya, eski sosyalist kampta izolasyona maruz kaldığı uzun yılların ardından dünyaya açılmaya arzusuyla 1994 yılında Uluslararası Frankofoni Örgütü'ne katıldı. Frankofoni toplumunun temel değerlerinden biri eğitim ve özellikle..
Arnavutluk’ta yapılan son genel nüfus sayımı verilerine göre Bulgarlar ülkedeki en büyük üçüncü azınlık. Bu veriler Arnavutluk'taki Bulgarların sayısına..