Dünya haber ajansları tarafından bildirdildiği gibi Avrupa Adalet Divanı, Fransa’da mülteci bir kadının tutuklanması ile ilgili yürütülen davada verdiği karara göre AB üyesi ülkeler, sırf topraklarına yasa dışı yollardan giriş yaptıkları gerekçesi ile yabancıları tutuklu tutamaz. Adalet Divanı tarafından verilen bu kararın Bulgaristan sınır polisinin uyguladığı muameleyi de etkilemesi bekleniyor. Ülkemiz üzerinden geçen sığınmacıların sayısı her ne kadar komşu Yunanistan, Türkiye ve Makedonya’ya kıyasla hiç denecek kadar az olsa da Bulgaristan, Yakın Doğu’dan Batı Avrupa’ya yönelik göç akını için transit ülkesi durumundadır. Çoğu durumda ülkemize kaçak olarak giriş yapan mültecilerin üzerinde kimlik belgeleri bulunmuyor ve bu durum onların sınır polisi tarafından devlet sınırını yasa dışı yoldan geçmekten dolayı göz altına alınmalarına sebep oluyor.
Lüksemburg’ta bulunan Avrupa Adalet Divanı, AB üyesi olmayan bir devletin vatandaşının yasa dışı yoldan giriş yapmaktan dolayı göz altına alınmasının topluluk kurallarının ihlali olduğuna ve onların etkinliğini azalttığına hükmetti. Mahkemenin kararı her ne kadar sınır polisi tarafından uygulanan muamele ile ilgili olsa da burada Bulgaristan’da başka bir tutuklama türü, sözüm ona sivil tutuklama söz konusudur. Bahar mevsiminin başında Stranca dağını dolaşan göçmen avcıları ünlendi. Pikniğe çıkar gibi dağa çıkan bu adamlar, dönüşte ellerini plastik kelepçe ile bağlayarak etkisiz hale getirdikleri mülteciler getiriyordu beraberinde. Mültecilere uygulanan acımasız muamelenin görüntüleri facebook’a yansıyınca olay, kısa sürede uluslarası çapta tepkilere yol açtı. Yapılanların sosyal paylaşım ağından kısa sürede Batılı medyaya yansıması sonucu Bulgaristan, mültecilerin dağ başında eli sopalı milisler tarafından kovulduğu bir ülke simasını edindi.
Aradan geçen süre içinde Stranca’daki göçmen avcılarının sayısı azaldı, İçişleri Bakanlığı, sınır polisi devriyelerini ülkenin içinden görevlilerle takviye etti, ordu da sınırın korunmasına destek vermeye başladı. Bununla birlikte hak savunucu kuruluş olan Helsinki Komitesi’nin Bulgaristan temsilcisi Krasimir Kınev’e göre, Bulgarlar’ın göçmenlere karşı sergiledikleri tutum sonucu oluşan kötü izlenim kalıyor.
“Göçmenlere karşı izlenen tutum iyi değil. Onlara karşı negatif duygular kışkırtılıyor. Geçen yılda iktidara gelen hükümette iki küçük aşırı milliyetçi parti yer aldı. Bu nedenle hem göçmenler hem azınlıklar hakkındaki tutum kötü yönde değişti. Sınır bölgelerinde sözüm ona sivil tutuklama yapanlar bu durumdan cesaretlendi. Bu tür göz altılar Bulgaristan mevzuatına aykırı düşüyor”.
İçişleri Bakanı Rumyana Bıçvarova da sınırdaki gönüllü takımlarının yaptıklarına kesinlikle karşı çıktı ve biz Bulgaristan’da göçmenler hakkında neden şüpheciyiz sorusu üzerine şu cevabı verdi:
“Öncelikle beklemediğimiz, yeni bir olay olduğu için. Ayrıca ilk başta ülkemiz üzerinden geçen insanların kim oldukları konusunda spekülasyonlar ve belirsizlikler olduğu için. Ve esas sebebi de bizim hala bunun küresel bir süreç olduğuna alışmamış olmamızdır. Bununla birlikte Bulgaristan’ın transit ülkesi olduğu bir gerçektir ve şu an itibari ile esas kaygı ve endişemiz bu insanların geçişi ile ilgili olmaktadır”.
Buna ayrıca Bulgaristan’da kalmak isteyenlerin sayısının çok küçük olduğunu da eklemek gerekir. Bu yüzden onlar Mülteciler Ajansının statü verilip verilmemesine ilişkin kararını beklemeden kabul merkezlerini terkederek Batı Avrupa’ya yöneliyorlar.
“Friedrich Naumann” Alman siyasi vakfının Sofya Yöneticisi Daniel Kaddik, durumu izah ederken şöyle konuştu:
“Bulgaristan mülteci merkezlerine yatırım yapmayı sürdürüyorsa da ülkede kalırlarsa eğer onlar perspektiften yoksun olmaya devam ediyor. Bu hem çalışma piyasası, hem yaşam standartı, hem Bulgar toplumuna entegrasyon konusunda geçerli. Ayrıca ben Bulgaristan’ın mülteci akınını küçümsediğini düşünüyorum, çünkü bence ülkenin üzerinden geçen göçmenlerin sayısı İçişleri Bakanlığı tarafından verilen istatistiğin üstündedir.”
AB için dış sınır olan Bulgaristan’ın Türkiye ile sınırındaki göç baskısının son aylarda zayıflaması, Brüksek ve Ankara arasındaki ilişkinlerin gergin olmasına bakılırsa büyük ihtimalle fırtına öncesi dinginlik olarak değerlendirilebilir. Buna karşın birkaç hafta içinde Yunanistan’la olan sınır bölgesinde nispeten büyük örgütlü göçmen grupları görülmeye başladı. Onlar büyük ihtimalle artık kapatılan İdomeni kampından Batı Avrupa’ya geçmek için kanalcıların desteğini arıyorlar ve geçtikleri yolun Bulgaristan üzerinden geçmesi tamamen mantıklıdır. İçişleri Bakanlığı bu sınırın korunmasını da artırdı:
“Çabalarımız, topraklarımız üzerinden geçen yeni güzergahın oluşmasının engellenmesine yöneliktir. Bu konuda çok faal çalışmalar yürütüyotuz. Tahminim yeni güzergahın olacağı yönündedir, fakat bu güzergahın Bulgaristan üzerinden geçmeyeceğini ümit ediyorum ve harcadığımız çabalara bakılırsa Bulgaristan üzerinden olmayacağına inanıyorum” şeklinde konuştu Bakan Bıçvarova.
Bulgaristan'da hareket ve görme engelli insanlar , hareket etmede ve yaşamlarında birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Ancak fiziksel engeller şöyle dursun, bilgi ve idari hizmetlerdeki erişim düzeyinde de engeller mevcut. Tüm..
Dünyaca ünlü keman sanatçısı ve Amsterdam Kraliyet Concergebow Orkestrası Baş Kemancısı Vesko Pantaleev – Eschkenazy, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Oy verme hakkımı kullanabiliyor ve bunu yapmamın mümkün olduğu bir yerde bulunuyorsam sandık başına..
Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’nin muhabiri Mariya Petrova, Edirne’de 27 Ekim seçimleri öncesi herhangi bir gerginlik yaşanmadığını ancak Bulgaristan’daki siyasi duruma ilişkin güçlü bir hayal kırıklığı olduğundan bölgede aktif oy kullanma..
Bulgar süslemeleriyle parlayan Noel ağacı Chicago’daki Bilim ve Sanayi Müzesi’nin merkezinde yerini aldı. “Rüzgarlı şehir” Chicago’da yaşayan Bulgarlar,..