Opera priması Gena Dimitrova’nın doğumu üzerinden geçen 75 yıl münasebeti ile Sofya’da “Gena sevgisi” belgeseli gösterildi. Filmde büyük sopranonun Arena di Verona, La Scala, Metropolitan ve Nagoya gibi dünyanın dört bir yanında bulunan prestijli sahnelerdeki parlak icraları bir araya getirildi. Verdi, Puccini, Mascagni ve Giordano’nun aryaları, düetleri ile tercetleri ve Jose Carreras, Placido Domingo, Fiorenza Cossoto, Aleksandirna Pendaçanska ve Anna Tomova – Sintova gibi büyük opera sanatçılarının Gena Dimitrova ile ilgili anıları, birbirini izliyor. Filmde ilk defa sahne arkasında, provalar sırasında, eş dost ortamında çekilen kareler gösterilmekte, ayrıca 1989 yılında Gena Dimitrova ve Franco Zeffirelli’ye “Puchini” ödülünün takdim edilmesinden ve 1991’de primanın Genova’da kutladığı 50. jübilesinden görüntüler yer almakta.
Filmin yapım sürecini Dimitar Sotirov anlattı:
Projenin 5 yıllık tarihçesi var. 2011 yılında Gena Dimitrova’nın yeğeni, filmin kameramanı ve yapımcısı olan Milena Stoykova ile bir anlaşma yaptık. O sırada ben “Gena Dimitrova A’dan Z’ye” başlıklı kitabı yazmaya başlıyordum ve Milena’dan kitap konusunda tam destek istedim, buna karşın onun yapmak istediği belgeselle ilgili her türlü katkılarda bulunmaya söz verdim. O sırada ne kadar uzun bir yola çıktığımızı her ikimiz de bilmiyorduk. Filmde Gena’nın sesinden pek alışıldık olmayan bir repertuvar dinlyeceksiniz – geleneksel halk şarkılarını da söyleyen Gena Dimitrova’yı yakın ve dost çevresinde, daha rahat bir ortamda göreceksiniz. Bundan önce hiçbir yerde gösterilmeyen kareleri Milena Stoykova’ya borçluyuz – kendisi sanatçının son yıllarını banda almıştır. 5 yıl zarfında onlarca kişi ile yaptığımız söyleşileri ve elimizdeki kareleri 69 dakikalık bir filme sığdıramadık. Bunun bir film dizisinin sadece başlangıcı olduğunu söyleyebilirim diyor Dimitar Sotirov ve en büyük Bulgar opera sanatçılarının hayatını konu eden bir film yapmanın hiç te kolay olmadığını da ekliyor:
Gerçekten bu isimlerden bazılarına ulaşmak zor oldu. Tabii, Jose Carreras ve Placido Domingo ile bağlantı kurmakta en çok zorlandık. Önce anılarını yazılı olarak bize gönderdiler, sonra görüşüp söyleşiler yapmayı başardık. Gena Dimitrova hakkında söyledikleri çok önemli. Filmde Luciano Pavarotti’yi ve dünyaca ünlü daha birçok insanı göreceksiniz. Gena’nın sanatına ve kişiliğine temas etme fırsatını bulan herkesin hayatının sonuna kadar Gena’nın yörüngesinde kalacağını düşünüyorum. Gena’ya hayran olmak, kendisini sevmekten başka bir imkan yok. Şimdiye kadar gösterilmeyen anları gösterme şansını yakaladık – örneğin Japonya, Nagoya’da Nicola Martinucci ile yaptığı provaların videosu. Roma Operasının 1994 yılında Nagoya konukluğu sırasında çekilen görüntüleri bulduğumda, çok özel bir şey yaşadım. Ben bu tiyatroda, bu sahnede daha önce de olmuştum, fakat Gena Dimitrova’nın orada Toska’yı söylediğinden tamamen habersizdim diyor Dimitar ve sözlerini şöyle noktalıyor:
Gena gibi büyük bir insana temas etme şansını bulan herkes, sanırım alçakgönüllülüğün tam örneğini görmüştür. Çünkü o kocaman yeteneğine ve insan olarak sahip olduğu erdemlere rağmen Gena bir kez olsun üstünlük taslamadı. Gena, bedelini çok iyi biliyordu, fakat ender bulunan bir insan türünde olduğu için bunu hiçbir zaman göstermezdi.
Çeviri : Tanya Blagova
Fotoğraflar: arşivM. Şükrü Hanioğlu’nun “Atatürk- Entelektüel Biyografi” kitabı “Atatürk- İdeolojiler Tarihi” adı altında Bulgarca okurlarıyla görüşecek. Prof. Hanioğlu’nun kitabı 6 Ekim tarihinde Sofya “Sv. Kliment Ohridski” Üniversitesinde tanıtılacak...
Yazar, tercüman, gazeteci, Arnavutluk’ta Ulusal Azınlıklar Komitesi’nde Bulgarların temsilcisi Milena Selimi, Bulgar edebiyatını, kültürünü, değerlerini ve geleneklerini yılmadan tanıtmaya devam ediyor. Mesleki hayatındaki en son başarısı ise Georgi..
Turizm sezonunun kapanışı münasebetiyle 30 Ekim’de Razgrad’daki Bölge Tarih Müzesi tarafından “Abritus” Arkeolojik Rezerv i'nde ücretsiz rehberli tur düzenlenecek . Gün boyunca ziyaretçiler, kendilerine ücretsiz eşlik edecek tur..
Kültür Bakanı Nayden Todorov, Heraclea Sintica antik kentindeki önemli keşifler ile tanınan arkeolog Prof. Lüdmil Vagalinski’ye “Mirasın Koruyucusu”..