Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Eski kamping zamanlarını özlem ile anıyoruz

| Güncelleme 19.08.2016 10:29 БНР Новини
Sabahın seher vaktinde Arapya kamp yeri.
Photo: Vesela Vladkova

Ekzotik adları taşıyan beton saraylar, her taraftan kulakları çınlatan yüksek ses müzik, plaja biribiri üstüne yatmış turistler – Bulgar Karadeniz kıyısının yurtdışındaki imajı budur. Özellikle all inclusive turistler arasında. Fakat Bulgaristan’ın 400 kilometre deniz kıyısının güzelliği bundan ibaret değil ki.

Gece gündüz ucuz alkollü eğlence arayanlar Slınçev bryag ve Zlatni pyasıtsi’ye gitmeli. Doğa ile bütünleşmeyi arayan kalan Güney Karadeniz’de hala inşaat içinde boğulmayan az sayıda ayakta kalabilmi  kampinglerde bunu bulabilir. Kampingler birer birer kayboluyor. Oteller, daireler , apartmanlar çoğalıyor. 16 yaşındaki Miya Yotova geçenlerde ana babasız yaptığı ilk tatilinden döndü. Büyük annesinin ev dedesinin ve ebeveynelerinin izlerini sürüp iki hafta kamping tatili yaptı. Çocukluk yıllarından hatırladığı bir yer olmasa da Burgas’ın 70 km güneyindeki Arapya gene de dostlarla güzel gün geçirmek için uygun bir yerdir: Снимка

"Aslında ben burada yetiştim benim için kamping tatili çok daha güzel bir duygu otel tatiline kıyasla. Kamping’te özgürsün, doğaya yakınsın küçük şeylere değer veririsin. Dostlarımdan biri yıldızları başının üstünde değil otelinde olmasını tercih ettiğini demişti. Doğrusunu isterseniz dostuma acıyorum . Kum üzerine oturup yıldızları seyretmenin ne olduğunu hiç bir zaman anlamayacak. Bir de şehirden kaçıp neden deniz kıyısına başka şehre gidersin ki?"

Dimitır Stançev’in objektifinden 60’lı yılların başında Arapya limanı.

Arapya adında güzel koya ilk turistler aslında Miya Yotova’nın büyük annesi ve dedesi. Adı Karakaya demektir. 1962 yılında Miya’nın büyük annesi ve dedesi buraya tesadüfen gelir ve 40 yıl süresince yaz aylarında hep burasını tercih ederler. Miya’nın büyük annesi Ekaterina anılarına dönüyor:

1962 yılında Ekaterina Dimitrova’nın ilk defa adım attığı Arapya limanı.

"Kum üzerinde insan izi yoktu. Kendimizin diktiği 5-6 çadırı serdik. Ateş yakıyorduk , temel gıdamız balıktı. Deniz o kadar temizdi ki istediğin kadar balık da vardı. Denizde rahatça bulaşıklarımızı yıkamak mümkündü, dişlerimizi bile."

Bugün bu imkansızdır. Hangi ana baba modern hayatının gereksinimleri olmayan, Wİ-Fİ internetin olmadığı yere çocuğunu tatil yapmasını kandırabilir? Ekaterina ve dostları yıllarca, onlarca yıl çocuklarıyla ondan sonra torunlarıyla hep kampingte kalmış bu tür tatili tercih etmiştir. Eski zamanlarda çok yaygın olan kurumların tatil evlerini hiç tercih etmemiş: 

Kötü havada bile Arapya limanı büyüleyici güzelliğe sahip.

"Bütün sene boyunca birlikte olduğum meslektaşlarımla tatile gitmek kim ister ki? Biz dostlar toplanıyorduk bu tür hayatı sevenler bir araya geliyorduk. Çok kişi bize şaşıyordu bu ilkel şartlarda nasıl tatil yaparız diye. Ama özellikle çocuklar da doğunca kampingi tercih ettik. Çocukları uyuturuz çadıra yatırırız biz önünd  plajda eğleniriz. Çocuklar da aralarında dost olup gün boyu oynayıp eğleniyorlardı."

Arapya limanında her yıl düzenlenen surf-regattası Bulgaristan’da ilklerden biridir ve o yıllarda olağanüstü bir olaydı.

80'li yıllarda Arapya kamp yeri.Ekaterina bu kamping tatili sevgisini çocuklarına da aşılamış. Bu orta kamping neslin temsilcilerin biri de Alman dili öğretmeni İliyana Georgieva. Aslında Alman dili alanında ilk adımlarını tam burada Arapya kampinginde yapar o zaman eski GDR’den gelen dostları sayesinde:

"Eski GDR dediğimiz Almanya Demokratik cumhuriyetinden çok sayıda turist gelirdi ve öyle bir donanımlıydılar ki ağzımız açık kalıyordu hayal bile edmezdik onların çadırlarını, sandalyelerini, gaz sobalarını. Gidişlerinde onların çadırını satın almak bizim için şerefti. Onlar Trabantlarla geliyordu. Bizler için bu da hayaldi. Kaçanlar da vardı. Boş çadır ve arabalar da bulduğumuz oldu. Hep genç insanlar. 70’li yılların sonunda 80’li yılların başlarında Arapya kampinginin ziyaretçileri arasında Batı’ya kaçmayı başaranlar vardı. Aramızda memnuniyetimizi paylaşıyorduk, sistemi aldatabilmelerinden dolayı. Arapya bizim çocukluğumuzda sınır bölgesiydi. Gece hudut askerleri dolaşıyordu. Günümüzde ne Alman var, ne trabant. Onların da bizim de ufuklarımız açıldı, çok genişledi."


Türkçesi: Müjgan Baharova 

Fotoğraflar: Dimitır Stançev ve Vesela Vladkova



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Bulgaristan Fransız dilindeki yükseköğretimde köklü geleneğe sahip

Bulgaristan ve Romanya, eski sosyalist kampta izolasyona maruz kaldığı uzun yılların ardından dünyaya açılmaya arzusuyla 1994 yılında Uluslararası Frankofoni Örgütü'ne katıldı.  Frankofoni toplumunun temel değerlerinden biri eğitim ve özellikle..

Eklenme 07.07.2024 06:55

Burgas’ta Kinoloji Haftası başladı

BTA'nın haberine göre Burgas, Avrupa Kinoloji Haftası'nın on beşincisine ev sahipliği yapıyor. Burgas Deniz Bahçesi'ndeki Atçılık Eğitim Merkezi alanında 6 Temmuz'da başlayan etkinlik, Bulgaristan Cumhuriyet Kinoloji Birliği ve Burgas Belediyesi ile..

Eklenme 06.07.2024 09:35

Teteven Balkanı’nda “Trabant fest”

Trabant Ulusal Kulübü’nden organizatörlerin açıklamasına göre Teteven’in Ribaritsa tatil köyü “Trabant fest”  etkinliğinin 12’ncisine ev sahipliği yapacak. Trabant otomobil markası hayranlari, 6 Temmuz (Cumartesi)’da aralarında tam donanımlı..

Eklenme 06.07.2024 07:15