Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Dolni Pasarel köyü-Sofya'dan bir taş atımı uzaklıktaki cennet

БНР Новини
Photo: pasarel.eu

Günlük kargaşadan ve dakikasına kadar planlanan yaşamımızda bazen bir an da olsa ekzotik diyarların hayalini kurarız veya çocukluğumuzun o romantik günlerine döneriz. Aslında hayallerimizin gerçek olabileceği yerin çok yakınımızda olduğu da aklımızın ucundan bile geçmiyor. Cennet kapılarına giden yol, banliyö otobüsü ile 40 dakika sürüyor. Orada, Plana ve Lozenska dağların arasında, İskar nehrinin sol kıyısında sıkışmiş kalmış bir köy var. Dolni Pasarel sizi meydandaki asırlık kavak ağacı, kekik ve yaban çileği ile döşenmiş ve rengarenk bir halıyı andıran meralarıyla bekliyor. "Resmi kayıtlara göre, köyün nüfusu 1300 kişidir, fakat resmi olmayan kayıtlar 2000`i gösteriyor" - diyor köy muhtarı Nataliya Alekasandrova.

СнимкаBu son derece şirin ve misafirperver köyün tarihini, emekli tarih öğretmeni Nikola Yanev anlatıyor : "Pasarel isminin 1205 yılında Edirne yakınlarındaki savaşta Bulgar Çarı Kaloyan tarafından esir alınan İmparator Konstantinopolisli I. Balduin ve ülkenin farklı köşelerine sürülen askerleriyle yakından bağlantısı olduğu düşünülüyor. Bu askerler arasında Lozen Dağına gönderilen Baron Arel de varmış. Efsaneye göre, köy isminin kökü “pass” (geçmek) kelimesinden geliyor ve Arel ismiyle birlikte Pasarel “Arel`in geçidi” demek.“

Antik köy, şimdiki Dolni Pasarel köyü yakınlarındaki tepede kuruluyor :

“Eski köy, bugünkü köyün 2 km batısında bulunuyor. O mevkii “Tsırkvişte” olarak biliniyor. Burada tamamen taş ve kireçten yapılan eski bir kilisenin temelleri keşfedildi. Çok kısa bir zaman önce oraya bir tapınak yapıldı.” - diyor Nikola Yanev ve tapınağın köyden iki gencin bağışı ve tamamen köylülerin çalışmaları sayesinde kurulduğunu anlatıyor.

Снимка

Buradan Dolni Lozen köyünden gelen bir patika, Lozen dağının üçüncü en yüksek tepesine götürüyor – Polovrak tepesi (1182 mt). Bu tepeden kuş bakışı misali Sofya, Balkan Sıradağları (Stara planina), Vitoşa, Plana, Rila, İskar barajı, Dolni Pasarel ve Lozen köylerine olağanüstü bir manzara gözler önüne seriliyor.

Polovrak tepsinden bakış.

Tepede, Geogi Benkovski çetesinden meçhul bir çetecinin anıtı bulunuyor.

Снимка

Ama gelin şimdi Pasarel köyüne dönelim. Köy halkı, Tsırkvişteto mevkiinden bugünkü yerine değişirken köy halkı buraya bir kilisenin kurulduğunu Nikola Yanev anlatıyor:

Снимка

“Kilise, Osmanlı esareti sırasında çamur ile sıvanmıştır. Zemin üzerine bir metre yüksekliktedir. 1878 yılı sonrası Samokov`tan gelen ressamlar tarafından ikonlarla süslenmiştir. Duvar ikonları hala belirgindir, fakat nem onları yok etmiştir.”

Emekli tarih öğretmeni, köy yakınlarından geçen antik yolunun Traklar, Romalılar ve Osmanlılar tarafından inşa edildiğini belirtiyor. Bunu ispatlayan ilginç arkeoloji bulguları da var. Mesela Yahudi ve Ravul kalesi kalıntılarını gezebilirsiniz.

Ravulya kalesi.“Ravulya kalesinin girişi, Hisarya şehirdeki Roma kalesinin “Kamilite” (develer) isimli girişini andırıyormuş. Fakat bugün herşey harap olmuştur.” - diyor ve Yahudi kalesinin Çar İvan Alekasandır ve Yahudi asıllı olan eşi Sara tarafından bağışlandığı düşünüldüğünün altını çiziyor Nikola Yanev:

“Çar III. Boris zamanında “Yahudi kalesi” aynen bölgedeki diğer kale Urviç Kalesi gibi Sofyalıların uğrak yeriyidi. O günlerde, bugün Sofya'nın su ihtiyaçlarını karşılayan İskar barajı daha kurulmamıştı. Onun yerine balıkla dolup taşan sıcak göller vardı. Barajın kurulması tam anlamıyla yerliler için bir felakettir. Bir zamanlar Dolni Pasarel köyün yanısıra Gorni Pasarel köyü da vardı. Fakat bu köy, baraj suların altında kalırken köy halkı ülkenin farklı bölgelerine sürüldü."

Pasarel köyünde gezerken II.Dünya Savaşı sırasında Amerikan uçaklarının Sofya'ya yaptıkları bombardımanı hatırlatan kaptan pilot Dimitar Spisarevski`nin anıtına rastlıyoruz. Mühimmatı tükenen Bulgar pilot, Amerikan savaş uçaklarıyla girdiği çatışmada başkent Sofya'yı bombalamalarına engel olmak adına hayatını feda ediyor.

Снимка

“Pilot, tam köy üzerinde “taran” hareketini yaptı. Yani bir Amerikan savaş uçağına çarptı. Onun uçağından duman yükseldi ve uçak, köyün tam 2 kilometre uzağında düştü. Amerikan savaş uçağı da düştü – Urviç kalesi yakınlarına. Amerikan pilotlardan biri paraşüt ile kurtulmayı başardı. Bütün köy, rüzgarın paraşütü dağlara doğru götürdüğünü izledik. Paraşüt oraya başarıyla kondu" - diye hatırlıyor yerli tarih araştırmacısı ve Bulgarların pragmatik ruhun u yansıtan ilginç bir ayrıntıyı da anlatmadan geçemiyor:

“Paraşüte ulaşmayı başaranlar, onu orada hemen bölüştüler. Paraşüt beyaz bir ipekten yapılmıştı, ki ipekten daha sonra gömlekler dikildi, iplerle ise köydeki samanlar bağlandı, uçak parçalarından yerli halk koruntular yaptı. Bir köylümüz uçaktan geri kalan büyük bir alüminyum parçayı Sofya'ya götürdü ve ondan tam 100 adet alüminyum kaşık yaptırdı. Böylece, o güne kadar düğün, vaftiz ve diğer şölenlerde kullanılan ağaç kaşıkların yerine, yeni yaptırılan alüminyun kaşıkları kullanmaya başladık."


Fotoğraflar: Miglena İvanova ve pasarel.eu

Çeviri: Şevkiye Çakır




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Yantra nehri hikayeler anlatıyor: muhteşem kayalar ve yeşil tüneller arasında kano ile gezi

Yantra nehri Koca Balkan’da deniz seviyesinden 1220 mt yükseklikte doğar ve Gabrovo ile Veliko Tırnovo şehirlerinden geçerek, pitoresk vadiler ve geçitlerden kıvrılarak kuzeye akar. Tuna nehrine dökülmeden önce, Belyanovo ve Novgrad köylerinin bulunduğu..

Eklenme 21.11.2024 06:00

Rodopların Momçilovtsi köyü, Çin'den turistlerin ilgisini çekiyor

Momchilovtsi, Rodoplar, Pamporovo ve Smolyan bölgesi, bu sonbaharda Çin'in Ningbo şehrinde düzenlenen turizm fuarında tanıtıldı. BTA’ya konuşan Smolyan'daki "Çin'in Dostları" Bulgar-Çin Derneği temsilcisi Momçil Karaivanov, 2009 yılında..

Eklenme 18.11.2024 10:29

Veliko Tarnovo kadim ve genç bir şehir

Veliko Tarnovo  Bulgaristan’da en zengin kültür ve tarihi dokusu  olan bir kenttir. Ortaçağdan günümüze gelen kadim şehre giren  Bulgarlar olduğu kadar, yabancılar da kentin mimarisinden, ruhundan, tarihinden ve doğasından  büyüleniyor. Diğer şehirlere..

Eklenme 17.11.2024 07:00