İvaylovgrad, hiçbir zaman ayrılmak istemediğin, kendini sakin ve evindeymiş gibi hissettiğin bir şehirdir. Burada çok yakında çağlardan tarih toplanmıştır. İvaylovgrad bölgesinde Trak mezarlıkları, Romalıların fevkalade mozaikleri ile antik “Armira” köşkü, Edirne’den 30 kilometre uzaklığında bulunan ve 9.-10. asırlarda Bulgar Devleti’nin en güney kalesi olan “Rodostitsa” kalesi ve 11. ile 17. asırlar arasında var olan mermer şehri “Lütitsa” kalesi de bulunuyor.
Bu bölgede turizm ve tarım nüfusun başlıca geçiim kaynağıdır, ancak işsizlik yüzde 20’yi aşmaktadır. Köylerin büyük bir kısmı çoktan ıssızlaşmıştır. Ancak burada da zorluklara rağmen bu bölgenin gelişim potansiyeli olduğuna inanan insanlar da var. Bunlardan biri, İvaylovgrad’da bir otelin yöneticisi olan Dimitrina Stefanova.
“Ben bu küçük ancak fevkalade şehre turist olarak geldim, diye anlatıyor Dimitrina. Biz kadınlar, bir yerde ya aşk yüzünden ya güzel şeylere aşık olma doğamız yüzünden kalıyoruz. Benim için ikisi de geçerliydi, çünkü hayatımın aşkını da buldum. İvaylovgrad, geleneği, ahlakı ve prensiplerini de korumuştur. Büyük şehirde bu böyle değildir, çünkü insanlar hayatın küçük ancak önemli yanlarını unutuyor. “If I Love Grad” ile eğer şehrimizi seversek bu şehrimizde örnek olmamız gerektiğini göstermek istedim. Şehrin iyi yanlarını geliştirmeliyiz, genç insanların kalmalarını sağlamalıyız. Ben insanlarla çalışıyorum ve onların ülkemiz için eşsiz bir şey gibi burada tarihten kalanları görmeye geldiğini görüyorum.”
Aramızdan kaç kişi aslında yaşadığı şehri seviyor. Bu şehirlerde kendimizi iyi hissediyor muyuz? Bu şehirlerimizin daha iyi yaşam için bir yere dönüşmelerini sağlıyor muyuz? Büyük şehrin kalabalığından uzak yaşayan bazı insanlar az da olsa elindekine daha büyük değer veriyor. Onlar şehrini veya köyünü seviyor ve onların daha düzenli ve bakımlı olmasını istiyor. Dimitrina’ya göre İvaylovgrad’ta ve ülkenin diğer yerlerinde sorunlar, insanlar arasındaki ilişkilerde ve düşmanlıklarda.
Dimitrina Stefanova, şunları da söyledi: “Burada birbirini desteklemek yerine birbirinden ayrılan etnik gruplar var. Maalesef zihniyetimiz böyle. Hep kıyaslama yapıyoruz, başkasının elindekine bakıyoruz, elimizdekine hiçbir zaman değer vermiyoruz.”
Korku, kıskanç ve nefret, vatanımızı daha iyi bir yere dönüştürmek önündeki engellerdir. Çünkü her büyük değişiklik her birimizin yaptığı küçük adımlar dizisidir.
Fotoğraflar: bulgariatravel.org ve arşiv
Çeviri: Rayna İvanova
Provadya’ya yakın “Solnitsata” (Tuzluk) adlı prehistorik yerleşme yerindeki tuz üretim kompleksi , yerleşmede 20. sezondur yapılan arkeolojik çalışmaların odağıda yer alıyor. Kadim yerleşmeye 100 kadar metre uzaklıkta bulunan ve yaklaşık 5..
Yapı ustası Kolyo Fiçeto eseri olan amblem niteliğindeki köprülerden biri, uzun yıllar boyunca harabe halinde durduktan sonra yeniden turist ağırlamaya hazırlanıyor . Köprünün resmi açışlışı, sayılı günler sonra 23 Ağustos’ta yapılacak...
BNR Burgas Radyosuna konuşan Turizm Analizleri ve Tahminleri Enstitüsü Müdürü Doç. Rumen Draganov, 2024 yılında Bulgaristan’a 13 milyonun üzerinde yabancı turistin gelmesini ve yüzde 5 ila 7 arasında büyüme beklendiğini açıkladı ...