Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Bitkiler hem şifa hem güzellik kaynağı

БНР Новини
Photo: arşiv

Kozmetiğin gelişmesine ilişkin en eski arkeolojik kanıtlar Mısır’da bulundu, tarihi de İsa’dan önce 4000 yıl olarak belirlendi. Güzellik için yapılması gerekenleri içeren ilk yazılı belge ise Ebers Tıp Papirüsü olmakta. Millat’tan önce 1500 yılından kalma ve en eski tıbbi el yazılarından biri olan bu papirüste şifalı bitkilerle ilgili bilgiler yer almaktadır.

Bazı bitkilerin şifa özellikleri, insanlar tarafından artık 5000 yıl kadardır biliniyor. Traklar da bitkilerin insan organizması üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanmıştır. Botaniğin babası olarak bilinen Teofrast, bitkilere dair kitaplarında Trakya’nın şifalı ot çeşitliliği açısından en zengin yerlerden biri olduğunu belirtiyor. Daha X. yüzyılda kitap adamı Yoan Ekzarh “Altı Gün” (Şestodnev) yazısında ülkemizde bulunan şifalı otların kullanımına dair bilgiler veriyor. Var olan hiçbirşey boşu boşuna yaratılmış değil. Bunlar ya hayvanlara yem için ya da bizi tedavi etmek için bir hastalığın ilacı olarak yaratılmıştır diyen Yoan Ekzarh, hayvanların çeşitli bitkilerle nasıl kendi kendilerini tedavi ettiklerini de anlatıyor.

Yüzyıllardır bitkilere has özellikler sadece tedavi için değil, güzellik için de kullanılmaktadır. Mariya Spasova, yıllardır bitkiler ve kozmetikle ilgili bilgilerini bir arada uyguluyor. Bitki esaslı güzellik ürünleri yapma isteğinin nereden kaynaklandığı sorusu üzerine Mariya şu cevabı veriyor:

СнимкаBu ailemizden nesilden nesile geçen bir iştir. Büyük annemin büyük annesi gerek güzellik amaçlı gerekse ekzema, ısırık, yara izi veya kas ağrıları için olsun envai çeşit merhem yaparmış. Büyük annem bize hem esin kaynağı oldu hem elimize reçeteleri içeren bir defter sundu. Annem ise bunları yıllar içinde geliştirdi.

Doğal ürün bazlı bir reçetenin yapımı için ne gereklisorusu üzerinde Mariya şunları paylaştı:

Doğayı, şifalı bitkileri, yağları, onların faydalı ve zararlı etkilerini bilmek lazım. Sürekli yeni, etkili ve rekabetçi formüller arayışı içindeyiz. Dünya çapındaki kozmetik sanayide eğilimleri izliyoruz ve ürünlerimizi yeniliyoruz.

Mariya Spasova’nın şirketi 500 kadar ürün sunuyor. Bir reçete nasıl ortaya çıkıyor ve kozmetik ürünü oluncaya dek katedilen yol nedir?

Kristal, altın, salyangız ve havyar içeren ürünlerimiz var. Eğilimleri izliyoruz, müşterilerimizin talepleri de bize nereye yöneleceğimiz konusunda ipucu veriyor. Reçetenin ortaya çıkması işin en kolay tarafı. Sonda doğru yerde doğru hammaddeyi bulmak lazım. Bitkiler ve yağlar söz konusu olduğu için bu işte mevsimsellik de var. Ardından da kaçınılmaz olarak idari işler geliyor. Analizler, raporlar, dosyalar, değerlendirmeler ve ürünün tescili yapılıyor. Tabbi piyasaya sunulacak vizyon da önemli.

1991 yılından bu yana piyasada bulunan şirketin müşterileri özel kişiler ve büyük uluslararası şirketlerdir. Başarının sırrı, formulü var mı sorusunu Mariya şöyle yanıtladı:

Evet, aslında var, ama anlaşılması zaman alıyor. Büyük istek, sabır, ısrar, emek, uykusuz geceler ve yaptığın işi sevmek gerekir. Tabii insanın dayanabileceği bir ekip ve aile de başarının olmazsa olmazı. Başarının sırrı budur.

Çeviri: Tanya Blagova


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Tutrakan’da Kayısı Festivali

Tuna nehri kıyısındaki Tutrakan şehri, bölgedeki kayısı yetiştiricilerini geleneksel "Kayısının başkenti - Tutrakan" şenliğinde bir araya getiriyor. Pazar günü 20’ncsi düzenlenen etkinlikte gelenek üzere çeşitli kayısı çeşitleri sunulacak...

Eklenme 07.07.2024 09:35

Polska Skakavitsa'daki Kelebek Festivali doğa ve yaban hayatı meraklılarını bir araya getiriyor

Kelebek ve yaban hayatı meraklıları, Struma nehri boyunda en güzel doğa olaylarından birini gözlemlemek için Köstendil’in Polska Skakavitsa köyü şelalesi yakınında düzenlenen Kelebek Festivali’nde buluşuyorlar. Yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki şelale..

Eklenme 07.07.2024 08:35

Bulgaristan Fransız dilindeki yükseköğretimde köklü geleneğe sahip

Bulgaristan ve Romanya, eski sosyalist kampta izolasyona maruz kaldığı uzun yılların ardından dünyaya açılmaya arzusuyla 1994 yılında Uluslararası Frankofoni Örgütü'ne katıldı.  Frankofoni toplumunun temel değerlerinden biri eğitim ve özellikle..

Eklenme 07.07.2024 06:55