Son yıllarda Bulgar sineması çoktandır beklenen uyanış dönemine girdi. Yeni yeni filmler çıkıyor. Yeni yeni diziler dikkatimizi çekiyor. Senaryolar Bulgar gerçeğini yansımaktadır, bazen çok tanıdık kara kara boyalarla acı gerçekleri görüyoruz. Hileler, cinayetler, hırsızlıklar, saldırılar, uyuşturucular ve toplumun her gün karşılaştığı görülmeyen düşman. "Damascena" fakat değişik bir film. Gerçek olaylara dayanan bir hikaye, bir Bulgar hayalini taşıyor ekrana. bu hayal nedir: Daha iyi yaşamak, daha iyi düzen sağlamak, daha başarılı olmak. Filmin başlığı tesadüf değil. Ülkemiz iki simgesel bitki ile ünlüdür - tütün ve gül. Bunlar yüzyıllar süresince yetiştirilen kültür. Film karelerinde sıradan bir oğlanın hayatını izliyoruz. 50 yıl zaman çerçevesinde bu çocuk gül vadisinde kendi cennetini buluyor. Ve güzelliği ile büyülenerek, orada kalmak istiyor kendi gül kazanını kurup ebediyen orada yaşamak hayalini kuruyor. E her filmde olduğu gibi engellerden geçmek zorunda, seçenek yapmak zorunda, mücadele etmek zorundadır. Neden Bulgar hayalinden bahsediyoruz: Çünkü Bulgaristan tarihine, geleneklerinde, karakterlerine odaklanıyor, Bunlar Avrupa ya da Amerikan hayali değildir. Filmin baş kahramanlardan biri olan Çariçe Rosa rolüne giren genç aktrisi tanıtmak isteriz. Neda Spasova:
"Ağustos 2015 yılında castinge gittim. Bir başka rol için çağırmışlardı. Daha o zaman çok zor olduğunu anladım.Yönetmen de bunu anladı ama gene de bana şans vermekten vazgeçmedi. Bu denemelerde baş rolü oynayan Veselin Plaçkov ile beraberdir. Meslektaşımla sahneleri oynamak çok güzeldi.Sekiz ay geçtive o zaman gene aradılar."
Neda'ya aktris olma seçiminin sebebini sorduk: "12 yaşındaydım. Vrtasa’dakiokulumuza tiyatro grubunu oluşturmak için aday aradıklarını okulda duydum. Bütün okul arkadaşlarım girtti ben biraz şnat yaptım ama sonuçta gittim. Ben aslında önce psikiyatrist olmak isterdim .Ancak tiyatro akadenmisine kabul edildikten sonra herşey geride kaldı."
Film bir yıl süresince çekildi. 50’den fazla aktör katılıyor. Veselin Plaçkov, Neda Spasova, Dimitır Beninkin, Lüben Çatalov gibi isimler de var. Toplumsal sahnelere 1300’den fazla kişi çekimlere katıldı. Müzik ise Rumen Boyaciev - oğula ait. Senariyo şair Mariya Laleva'ya ait.
“Sönmekte olan bir ateş, geriye kalan birkaç kor sayesinde yeniden alevlenebilir.” Slav filolojisi profesörü Krasimir Stanchev bu sıcak sözlerle, yurtdışında Bulgar alfabesine, Bulgar diline ve Bulgar kültürüne azalan ilginin bir gün yeniden..
Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi’nde sergilenen yünden yapılmış ürünler ziyaretçilere iç huzur ve sıcaklık hissi veriyor. “Bulgar Keçeleri: Kadim Zamanlardan Mesaj” adı ile tertip edilen sergi, Proto-Bulgarlar tarafından topraklarımıza..
Ulusal Edebiyat Müzesinde, Bulgar Edebiyatının Patriği İvan Vazov’un doğumunun 174’ü yılı kaydedilecek. Müzenin sitesinde paylaşılan bilgiye göre, 1894 yılında “T.F. Çipev – 130 yıl” yayınevi tarafından yayımlanan Vazov’un “Boyunduruk..